Tüp bebek uygulamasında yaşın etkisi

Tüp bebek uygulamasında yaşın etkisi

Kadınlardaki doğurganlık oranı 35 yaşından sonra azalmasına paralel olarak düşük yapma riski de artış gösterir. Yumurtalık kapasitesinin uygun olduğu kabul edilen 45 yaşına kadar tüp bebek işlemi uygulanabilir. Ancak 38 yaş ve üzeri kadınlarda uygulama yapılırken, istenilen cevabı almak yaştaki
artışla beraber pek mümkün olmayabilir. Bu durum da gebelik şansını etkiler.

Gebelik şansı düşüyor!

Kadının yaşı tüp bebekteki başarı şansını etkilemektedir. Yeni doğan bir kız çocuğunda 1-2 milyon olan yumurtalık rezervi ilk adetin görüldüğü yaşlarda 250-300 bine düşerek, menopoz dönemine kadar azalarak tükenmekte, özellikte 37 yaşından sonra rezervde büyük kayıplar yaşanmaktadır. Bununla birlikte yumurta kalitesinde bozulmalar meydana gelirken, gebe kalma ve sağlıklı çocuk sahibi olma şansı da düşmektedir. Yardımcı üreme tekniklerinin uygulandığı ileri yaştaki anne adaylarına gebelik şansını artırmak amacıyla preimplantasyon genetik tanı uygulanabilir. Bu teknikler ile embriyolar anne rahmine aktarılmadan önce kromozomlar incelenir, bu şekilde anormal olan embriyoların transferinden kaçınılır.

Tüp bebek en fazla kaç kez denenmeli?

Tüp bebek tedavisinde çiftlerin ilk denemede gebelik elde etme oranının yüzde 100 olarak görülmesi oldukça yanlıştır. Bu durumda başarısız olan tüp bebek tedavileri, umut kırıcı olabilir. Tedavinin kaç kez denenmesi gerektiği hakkında belirlenmiş bir sayı yoktur. Çiftlerin isteği doğrultusunda, doktorların da tavsiyesi ile çiftlerin sağlık durumunun uygun görüldüğü sürece yeni denemeler yapılabilir.

Psikolojik açıdan güçlü olmak çok önemli!

Tüp bebek tedavilerinde en önemli nokta çiftlerin sabrıdır. Tüp bebek başarısızlıklarında, başarısızlığa neden olan sebepler saptanmalı, ona göre yeni bir tedaviye başlanılmalıdır. Bu şekilde başarı şansı da yükselir. 3 denemeden sonra tüp bebekte başarısızlık gündeme gelmektedir. Bu denemelerin
ardından başarı oranında büyük bir fark görülmez. Böyle bir durumda çiftlerin genel bir muayeneden geçerek, olası başarısızlık nedenlerinin araştırılması gerekir. Gerektiğinde preimplantasyon genetik tanı, bağışıklık tedavisi, assisted hatching (lazerle tomurcuklanma), blastokist transferi, rahim dinlendirme yöntemleri ve sperm seçme yönteminin değiştirilmesi gibi tedaviler de tercih edilebilir.

Bu makale 26 Mayıs 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Seval Taşdemir

Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, 1962 yılında Manisa'da doğmuştur. ilk orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamlamış olup 1987 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde yapmış ve Kadın Doğum Uzmanlığı eğitimini tamamlamıştır..  Uzmanlık eğitimini ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden Tüp bebek eğitimini alan Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, ulusal ve uluslararası seminerlere katılarak Endokrinoloji ve İnfertilite alanında da eğitimler almış ve bu alanda uzmanlaşmıştır. Yurtiçi ve yurt dışında yayınlanmış 30'dan fazla makalesi bulunan Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, mesleki çalışmalarına Eylül 2002 den itibaren Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Klinik Direktörü ç ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Tüp bebek
Op. Dr. Seval Taşdemir
Op. Dr. Seval Taşdemir
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube