ÖZET
Çalışma, otistik çocuk sahibi annelerin, tükenmişlik ve psikolojik dayanıklılık düzeylerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Otizm, iletişim, dil, sosyalleşme vb. hareketleri etkileyebilecek sendrom olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda otizm, bireylerin yaşamlarının ilk yıllarından beri kendini göstermektedir. Bireylerin hem duygusal hem de toplumsal ilişkilerde, dil becerisinin etkili bir biçimde kullanılmasını engellemektedir. Otizm kapsamında bu çalışmada, otizm kavramına, gelişimsel bozukluk türlerine ve engelli bireylerin ve ailelerinin yaşamış olduğu sorunlara yer verilmiştir.
Otistik çocuk sahibi çocuk sahibi ailelerde, tükenmişlik sendromu görülebilmektedir. Tükenmişlik sendromu, kişilerin başarılı olmak için çok çalışması sonucunda hem fiziksel hem de ruhsal olarak kendini yorgun hissetmesi olarak tanımlanabilir. Duygusal tükenme, duyarsızlaşma yaşayan bireyler, hem çevresine hem ailesine hem de kendisine karşı sorumluluklarını eskisi kadar yerine getirememektedir. Bu çalışmada da tükenmişlik kavramı ve tükenmişlikle ilgili kavramlara, tükenmişlik kaynaklarına, tükenmişliğin bireyler üzerindeki etkilerine ve tükenmişliğe karşı verilen mücadelede izlenecek yöntemler irdelenecektir.
Bu çalışmada yapılan analizler sonucunda, aile uyumu düzeyinin, otistik çocuğa sahip annelerin medeni durumları ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada; duygusal tükenme ile duyarsızlaşma arasında korelasyon analizi sonucunda pozitif yönlü yüksek bir ilişki bulunmuştur. Diğer değişkenler incelendiğinde; duygusal tükenme arttıkça yüksek oranda duyarsızlaşmada artmaktadır. Otistik çocuk sahibi annelerin tükenmişlik, duyarsızlaşma ve duygusal tükenmişlik yaşamamaları için psikolojik açıdan dayanıklılıklarının yüksek olması gerekmektedir. Psikolojik dayanıklılık, bireylerin yaşamış olduğu olumsuz durumlara karşı dirençli olmasını ifade etmektedir. Çalışmada da bu kapsamda, psikolojik dayanıklılık kavramları, bileşenleri, psikolojik dayanıklılığı etkileyen faktörler ve psikolojik dayanıklılık yaklaşımları ele alınmıştır.
ÖZET
Çalışma, otistik çocuk sahibi annelerin, tükenmişlik ve psikolojik dayanıklılık düzeylerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Otizm, iletişim, dil, sosyalleşme vb. hareketleri etkileyebilecek sendrom olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda otizm, bireylerin yaşamlarının ilk yıllarından beri kendini göstermektedir. Bireylerin hem duygusal hem de toplumsal ilişkilerde, dil becerisinin etkili bir biçimde kullanılmasını engellemektedir. Otizm kapsamında bu çalışmada, otizm kavramına, gelişimsel bozukluk türlerine ve engelli bireylerin ve ailelerinin yaşamış olduğu sorunlara yer verilmiştir.
Otistik çocuk sahibi çocuk sahibi ailelerde, tükenmişlik sendromu görülebilmektedir. Tükenmişlik sendromu, kişilerin başarılı olmak için çok çalışması sonucunda hem fiziksel hem de ruhsal olarak kendini yorgun hissetmesi olarak tanımlanabilir. Duygusal tükenme, duyarsızlaşma yaşayan bireyler, hem çevresine hem ailesine hem de kendisine karşı sorumluluklarını eskisi kadar yerine getirememektedir. Bu çalışmada da tükenmişlik kavramı ve tükenmişlikle ilgili kavramlara, tükenmişlik kaynaklarına, tükenmişliğin bireyler üzerindeki etkilerine ve tükenmişliğe karşı verilen mücadelede izlenecek yöntemler irdelenecektir.
Bu çalışmada yapılan analizler sonucunda, aile uyumu düzeyinin, otistik çocuğa sahip annelerin medeni durumları ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada; duygusal tükenme ile duyarsızlaşma arasında korelasyon analizi sonucunda pozitif yönlü yüksek bir ilişki bulunmuştur. Diğer değişkenler incelendiğinde; duygusal tükenme arttıkça yüksek oranda duyarsızlaşmada artmaktadır. Otistik çocuk sahibi annelerin tükenmişlik, duyarsızlaşma ve duygusal tükenmişlik yaşamamaları için psikolojik açıdan dayanıklılıklarının yüksek olması gerekmektedir. Psikolojik dayanıklılık, bireylerin yaşamış olduğu olumsuz durumlara karşı dirençli olmasını ifade etmektedir. Çalışmada da bu kapsamda, psikolojik dayanıklılık kavramları, bileşenleri, psikolojik dayanıklılığı etkileyen faktörler ve psikolojik dayanıklılık yaklaşımları ele alınmıştır.
Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.