Stres - reflü - astım üçgeni

Stres - reflü - astım üçgeni
Günümüzde her 5 çocuktan birisi alerjik ve her 10 çocuktan birisi astım tanısı almış durumdadır. Bütün Dünya’da büyük bir hızla artış gösteren astım bronşit hastalığı çocuklarda öksürük, hırıltılı solunum ve zor nefes alma şeklinde şikayetlerle kendini gösteriyor. Özellikle gece sabaha karşı kriz şeklinde gelen ve çocuğun uykusunu bozan öksürük krizleri ve hareketle terleyince artan öksürükler çocuklarda astımın habercisi kabul ediliyor.


Çocuklarda astım bronşitin % 90 nedeni alerjik olsa da hastalığın alevlenmesine yol açan birçok alerji dışı etken de vardır. Reflü de bunlardan bir tanesidir. Çocuklarda ilk bir yaşta mide içeriğinin beslenme sonrası ağza gelmesi normal vücut işleyişinin bir parçası kabul edilir. Bir yaşından sonra mideyi tutan kaslar kuvvetlenerek bu kaçışı engeller. Bu yaştan sonra mide içeriğinin yutma borusundan yukarı kaçması normal kabul edilmez ve reflü olarak tanımlanır.


Normal popülasyonda %10-20 oranında saptanan reflü hastalığı astımlı çocuklarda % 80 gözlenir ve çocukların % 60’ında bu durum sessiz reflü şeklindedir yani çocuk bunun farkında değildir. Astımlı çocuklarda reflünün normalden daha sık gözlenmesinin bir nedeni astımın mide başını saran kasları gevşetmesidir. Reflü gelişmesi halinde midedeki asitli içerik yutma borusundan yukarı kaçarken soluk borusuna da kaçar. Akciğerlerde asit içeriğin bulunması havayollarında spazm gelişmesine yol açar ve astım atakları artar. Sonuçta astım reflüyü; reflü ise astımı tetikler ve bu bir kısır döngü halini alır.


Çocuklarda psikolojik stresin mide asit salgısını artırdığı bilinmektedir. Özellikle ülke çapında  sınavlara hazırlığın yaşandığı şu günlerde orta okul ve lise son sınıftaki birçok çocuk ve genç sınav stresine bağlı karın ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık, geğirme ve boğaza ekşi su gelmesi gibi mide sorunları yaşamaktadır. Strese bağlı çikolata, çay, kahve gibi kafein içeren uyarıcıları çok miktarda almaya eğilimli bu gençlerde reflü ve reflünün yol açtığı astım atakları her zamankinden daha sık görülmeye başlar. Hastalıktaki bu alevlenmeler ve sınav sırasında da rahatsızlanacağı korkusu çocukta daha da fazla strese yol açar.


Sonuçta; astım ve stres reflüyü; reflü ise astımı kötüleştirir ve bu üçlü kısır döngü tedavi edilmedikçe sürer gider. Bu kısır döngünün kırılması için öncelikle reflünün tedavi edilmesi ve psikolojik destek alınması gerekir. Bu dönem geçene kadar astım ilaçlarının yeniden düzenlenmesi de çocukta hem bedensel hem de ruhsal rahatlama sağlayacaktır.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Yonca Tabak

Prof. Dr. Yonca TABAK, 1966 yılında İstanbul'da doğmuştur. 1984 yılında Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde lisans öncesi öğrenimini bitirmiştir. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başaladığı tıp eğitimini 1990 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1996 yılında ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzamnlığını almış olan Dr. TABAK, çok iyi düzeyde İngilizce bilmekte olup 1996 - 1997 yılları arasında “Sendrom Dergisi” çeviri kurulunda görev yapmıştır. 1996 - 1998 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Alerji - İmmünoloji Bilim Dalı’nda Çocuk Alerjisi ve İmmünolojisi dalında yan dal ihtisas eğitimini almış, "Çocuklarda Akut Astım Atağı Tedavisinde Yüksek Doz İnhale Budesonid'in Etkinliği" başlıklı tez ç ...

Etiketler
Çocuk
Prof. Dr. Yonca Tabak
Prof. Dr. Yonca Tabak
İstanbul - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube