Ailelerin ateş hakkında doğru bildiği yanlışlar!!!!!

Ailelerin ateş hakkında doğru bildiği yanlışlar!!!!!

YANLIŞ: Çocuğumun bedeni sıcak, mutlaka ateşi olmalı.

GERÇEK: Çocuklar birden fazla sebeple sıcaklayabilirler. Örneğin aktif bir şekilde oynamak, ağlamak, yataktan yeni kalkmış olmak, sıcak bir günde dışarıda olmak gibi sebeplerle tenleri ısınabilir. Tenin ısınmasına yol açan bu gibi durumlar sona erdiğinde 10-20 dakika içerisinde tenleri normal sıcaklığına döner. Bu gibi sebepler elendiğinde, tenleri sıcak olan ve hasta gibi gözüken çocukların %80'i ateşlidir. O yüzden kesinlikle sıcaklığı elle ya da dudakla hissetmeniz yeterli değildir, emin olmak için mutlaka termometreyle ateşini ölçün. Termometre tiplerine göre ateş olarak kabul edilecek dereceler şöyledir:

 Rektal, kulaktan veya alından ölçen termometreler: 38.0° C ve üstü

 Ağızdan ölçen termometreler: 37.8° C ve üstü

 Kol altından ölçen termometreler: 37.2° C ve üst

YANLIŞ: Her ateş çocuk için kötüdür.

GERÇEK: Ateş vücutta olan enfeksiyonla savaşmak için vücudun doğal bir savunma mekanizmasıdır. Ateş vücudun savunma mekanizmasını harekete geçirerek enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olur. 37.8° – 40° C arasındaki normal olarak kabul edilecek ateş hasta çocuklar için iyidir. Bu, vücudun savunma mekanizmasının çalıştığı anlamına gelir.

YANLIŞ: 40° C üzerindeki ateş tehlikelidir ve beyin hasarına neden olur.

GERÇEK: Enfeksiyonlardan kaynaklanan ateş beyin hasarına sebep olmaz. Sadece 42° C’nin üzerindeki vücut ısısı beyin hasarı yaratabilir.

Vücut ısısı bu sıcaklığa ancak nadiren ulaşır. Örnek: Çok sıcak bir havada pencereleri kapalı bir arabada çocuğun bırakılması gibi.

YANLIŞ: Her türlü ateşte, ateş düşürücü ilaç verilmelidir.

GERÇEK: Ateş çocukta rahatsızlık yaratıyorsa ilaçla tedavi edilebilir. Çoğunlukla 39° ya da 39.5° C üzerine çıkmadığı sürece rahatsızlık yaratmaz. Çocukta ateş rahatsızlık hissi vermiyorsa hatta bir süre ateşi düşülmeyi beklemek çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesi açısından da yararlıdır. Ancak maalesef bizde ateşe bağlı havale geçirme ihtimaline karşı bunu uygulayabilen aile yok gibi bir şey.

YANLIŞ: İlaç verildiği zaman ateş normal seviyesine düşmelidir.

GERÇEK: İlaç verildiği zaman ateş genellikle 1° ya da 1.5° C düşer. Ateş düşürücülerle bir saatte ancak 1 derece ateş düşer. Yani ateş 39 derece ise ancak 2 saatte 37 derece düzeylerine iner. O yüzden en hızlı ateş düşürme yöntemi her zaman ılık komplex ya da ateş düşünceye kadar uygulanacak ılık duş aldırmaktır.

YANLIŞ: Çocuklar ateşe bağlı havale geçilebilir.

GERÇEK: Ateşe bağlı havale 6 ay-6 yaş arasında 4 çocuktan 1'inde görülebilir. Ateş etkeni beyni etkileyen enfeksiyonlar değilse genellikle sorun çıkarmaz.

Ailelerin ateşten çok tedirgin olmalarının bir nedeni de; beş-altı yaşa kadar ateşli havale geçirme ihtimali. “Ateş arttıkça mutlaka havale geçirecek diye bir şey yok. Özellikle genetik yatkınlığı olanlarda havale geçirme eğilimi varsa, daha ilk yükselme anında havale geçirebiliyor. Havale anında soğuk suya sokmak, soğan koklatmak, baş aşağı sarkıtmak gibi davranışları kesinlikle yanlıştır. Sakin bir şekilde yumuşak bir yere yatırıp kafası yan çevrilerek ortam havalandırılmalı ve en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.

YANLIŞ: İyileşmesi için ateşini düşürmeliyim

GERÇEK: Ateş, aslında öksürük gibi vücudun bir savunma mekanizması. Mikroplarla vücudun savaşabildiğinin bir göstergesi olan ateşi düşürmek enfeksiyonu tedavi etmiyor, sadece çocuğu rahatlatıyor. Ateşi çıkan çocuk için uygulanabilecek doğru yaklaşımlar şunlardır. Ateşi yükselen çocuk titriyor ve eli-ayağı soğuk diye üzerini örtmeyin, tam tersine soyun. Çocuğu sirke, alkol, soğuk su ile yıkamak ateşi ilk önce hızla düşürse de, sonra daha fazla yükselmesine sebep olur. O yüzden önermiyoruz. Normal banyo sıcaklığındaki ılık suda oturabilir ya da ılık bezlerle vücuduna kompres yapılabilir. Yalnız yapılan yanlışlardan biriside ılık su ve ılık kompresin süresini çok kısa tutmaktır. Gerekirse bu işlemler ateş düşünceye kadar 30 dakikaya kadar bile çıkabilir.

Ateşe yaklaşımda 3 önemli yanlış uygulama!

Gereksiz ilaç kullanma

Havale endişesiyle tehlike sınırlarının çok altında gereksiz ve abartılı ilaç kullanımının en önemli yanlışlardan birisi ateş düşürücülerin önerilenden daha sık aralıklarla veya üst üste kullanımı ilaçların zararlı etkilerinin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Ayrıca yanlış ilaç kullanımından biri olarak çocuklarda Aspirin kullanımı Reye sendromu denilen hayatı tehdit eden bir hastalık tablosuna neden olabiliyor. Yine çocuklarda önerilmeyen Metamizol kullanımı da tansiyon düşüklüğü, kemik iliğinin baskılanması sebebiyle bağışıklık sistemi hücrelerinin ciddi azalması gibi son derece önemli sorunlara yol açabiliyor.

Soğuk su ya da buz uygulama:

Yapılan yanlış uygulamalardan bir de, ılık ıslak uygulama yerine, aşırı soğuk su hatta bazen buzlu su ile ateşin düşürülmeye çalışılması oluyor. Bu durum, hipotermi denilen ve çocuğun hayatını tehdit edebilecek ateşin aşırı düşmesiyle sonuçlanabiliyor. Ayrıca ilk anda düşen ateş daha sonra rebaund etkisiyle tekrar yükselebiliyor. Soğuk su/buz uygulamasının sıcak çarpması veya malign hipertermi denilen ve ateşin 40’ın üzerine çıktığı istisnai durumlar dışında kullanımı gereksiz ve zararlı bulunuyor.

Antibiyotiğe başlama:

Ailelerin sıklıkla ateşi bakteri enfeksiyonuyla ilişkilendirerek bir an önce antibiyotik başlamak istediklerini söyleyen Dr. Füsun Çelikkol “Oysa ki çocuklarda ateşin en sık sebeplerinden biri virüslerdir ve antibiyotik kullanımına gerek yoktur” . Bu nedenle doktor muayenesi olmadan antibiyotik başlanmaması ve doktora antibiyotik uygulaması veya yazması için baskı uygulanmaması önem taşıyor.

Peki hangi durumlarda acil müdahalede bulunmak gerekiyor. Birde onlara göz atalım.

Acil müdahale gerektiren durumlar

 0-3 ay arası bebekler. Bu dönemde ateşli küçük çocukların yüzde

70’inde bakteri enfeksiyonu sorumlu olurken, yüzde 10-15’inde ağır bakteri hastalığı saptanıyor. Özellikle yeni doğan dönemi denilen 0- 28 günlük bebeklerde ateş hastaneye yatırılarak izlem ve tedavi gerektiriyor.

 Çocuk daha önce ateşli ya da ateşsiz nöbet veya havale geçirmişse,

 Kronik akciğer hastalığı varsa,

 Doğumsal kalp hastalıkları bulunuyorsa,

 Diyabet gibi metabolik hastalıkları tanısı almışsa,

 Yoğun sıvı kaybı ve şok tablosu varsa,

 Çocuk enerjisiz ve düşkün görünüyorsa,

 Ateş vücutta döküntüyle seyrediyorsa,

 Ateş 40 derecenin üstündeyse

Bu makale 7 Mayıs 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Füsun Çelikkol

Uzm.Dr. Füsun Çelikkol 1971 yılında Antalya'da doğmuştur. Lisans öncesi eğitimlerinin ardından, 1986-1994 yılları arasında  Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde başaldığı eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru ünvanını almıştır. İhtisasını ise 1994-1999 yılları arasında  Dokuz  Eylül Üniversitesi'nde tamamlayarak  Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı olmuştur.

Uzmanlık eğitimi sonrasında,Kocaeli Gölcük Devlet Hastanesi'nde, Özel Marmara Tıp Merkezi'nde, Özel Konak Tıp Merkezi'nde ve Özel Aile Konak Hastanelerinde görev almış olup mesleki çalışmalarına 2018 yılı itibariyle Sakarya Özel Konak Hastanesi'nde Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı olarak  hastalarına hizmet vermektedir.

 

 

Etiketler
Ateş
Uzm. Dr. Füsun Çelikkol
Uzm. Dr. Füsun Çelikkol
Kocaeli - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube