Sosyal fobi, toplum içinde konuşurken ya da herhangi bir eylem yaparken kızarma, terleme, ellerin titremesi, kendini küçük düşürecek yanlış bir şey yapma korkusu olarak tanımlanır. Kişi bu korkunun ve belirtilerinin topluluk içinde herkes tarafından fark edileceğinden de korkarak topluluğa girmekten çeşitli bahaneler bularak kaçınır ve strese girer. Kaçınma nedeniyle kişinin sosyal mesleki yada aile yaşamı etkilenir.
Kişinin zaman içerisinde bu belirtilerle yaşamaya alışabilmektedir. Ancak bireyin hayatının değişik alanlarını kısıtlamaya başlayan belirtiler, günlük iş ve sosyal aktivitelerini engellerse tedavisi şart bir durum haline gelebilir. Yaşanan bu belirtiler kişide derin bir korku ve heyecan hali ile birlikte görülür. Korkulan durumlardan kaçınma davranışı genellikle çok belirgindir ve bazen tam bir sosyal yalnızlıkla sonuçlanabilir.
Fakat bu fobi sanal gerçeklikle tedavi edilebilir! Son yıllarda sanal gerçeklik teknolojilerinin fobilerin tedavisinde kullanılması çalışmaları hız kazanmıştır.Geleneksel yöntemlere kıyasla, terapide sanal gerçeklik kullanımının, maliyet, süre ve "bulunma hissi" açılarından daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Terapide sanal gerçekliğin kullanılması tedavinin gerçekliği ve etkisinden hiçbir şey kaybettirmiyor. Çünkü, fobisi olan kişilerin tepkilerinin şiddeti ve endişe seviyeleri, fobinin kaynağının ne kadar gerçek olduğuyla ilgili değil. Sanal gerçeklik terapisi sosyal fobi dahil anksiyete bozuklukları için etkili bir tedavi yöntemidir. Sosyal fobi tedavisinde özellikle toplum içinde konuşma yapma gibi durumlarda dinleyici bulmak ve alıştırma deneylerini gerçekleştirmek zor olmaktadır. İzleniyor iken bir eylemi gerçekleştirme veya sunum yapma gibi konular sanal gerçeklik terapisi ile kolayca ele sağlanmaktadır.
Sanal gerçeklik terapisinde alıştırma süresi istenildiği kadar uzatılabilir veya kısaltılabilir. Anksiyete kaynağı olan durum terapi ortamında sanal olarak yaratılmaktadır. Gerçek hayatta alıştırmadan farklı olarak sanal gerçeklikte uyaran terapist tarafından ayarlanabilir. Sanal gerçeklik, etkilenen kişiyi, fobisinin kaynağına maruz kaldığı sanal bir ortama yerleştirmektir. Kulaklıklı bir başlı monitör (HMD) ve bu ortamdaki olayları görmelerini ve duymalarını sağlayan bir izleme sistemi takılmaktadır. İzleme cihazları baş hareketlerini yaptıkça kaydeder ve analiz etmektedir.
Sanal gerçeklikte hastaya tipik bir senaryo gösterilmektedir. Bu senorya da; etkilenen kişinin sunumu yaptığı yer deneyimlediği yer: sanal bir izleyici kitlesi gösterilir. Bu, hastanın fiziksel ve duygusal tepkilerini de gözlemleyerek terapist ile birlikte geribildirimle yapılmaktadır.
Burada maç, etkilenen kişinin maruz kalma ile kademeli olarak sunum yapma ve konuşmaya alışmasıdır. Bu duruma ne kadar çok maruz kalırsa kişi, korku ve kaygılar ile o kadar kuvvetli başa çıkacaklardır. Kişi bu duruma alıştığında artık toplum önünde olmak onun için bir kaygı olmayacaktır.