Skolyoz nedir?

Skolyoz nedir?

Skolyoz bir hastalık olmayıp, sağlıklı bir omurga yapısında oluşan biçimsel bir şekil bozukluğu, bir deformitedir. Normal bir omurga arkadan bakınca düz iken yandan bakınca kıvrımlıdır. Bu kıvrımlar sırt bölgesinde hafif bir kamburluk (kifoz) ve bel bölgesinde bir çukurluk (lordoz) şeklinde iken skolyoz varsa omurganın göğüs (torasik) veya bel (lomber) bölgelerinde, yana doğru ve rotasyonel üç boyutlu eğriliği görülebilir. Bu eğilmeler omurganın sadece bir bölgesinde olabileceği gibi birden çok bölgesinde ve farklı yönlerde de olabilir. Skolyozun ilerlemesini belirleyen en önemli faktör çocuğun fiziksel gelişim hızıdır. Tek başına olabileceği gibi, kifoz (arkadan öne doğru anormal bir eğrilik) ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz).

Hastalık kız çocuklarında çok daha sık görülür. Özellikle 30 dereceyi geçen skolyoz adolesan kızlarda erkeklere oranla on kat fazla görülmektedir. Ülkemizde 12-14 yaş arası çocuklarda yapılan taramalarda omurga eğriliklerinin % 2 oranında görüldüğü saptanmıştır.

Küçük yaş skolyoz tedavi edilmezse gelecekte akciğer ve solunum problemleri, kalp problemleri, yeti kayıpları, nadiren çok ileri deformitelerde omurilik basısı ve felç ve genellikle ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlara neden olabilir.

Skolyoz tedavisi söz konusu olduğunda amaç kozmetik olarak düzgün, dengeli ve ağrısız bir omurga yapısı sağlamak ve oluşabilecek ek sorunları önlemektir. Erken tanı, eğriliğin daha küçükken saptanması ve gerekli önlemlerin alınması ile ilerlemenin önüne geçilmesini sağlar. Tanı ve tedavide her hasta bireysel olarak değerlendirilmelidir. Genel olarak skolyoz küçük yaşta ortaya çıkarsa, iskelet olgunlaşmasının derecesi, çift eğrilik, eğrilik açısı fazlalığı, hastalığın ilerleyebileceği konusunda uyarıcı olabilir. Bu hastalar konunun uzmanı bir hekim tarafından daha yakın izlenirler. 20 derecenin altında ve iskelet gelişimi tamamlanmaya yakın hastalarda sadece gözlem ve belirli aralıklarla kontrol yeterlidir. Gözlem hasta iskelet sistemi gelişimini tamamlayıncaya kadar sürer.

 

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Semih Keskil

Prof. Dr. Semih KESKİL, 1960 yılında Ankara’da doğmuştur. Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi’nde lisans öncesi eğitimlerini bitirdikten sonra Türkiye altıncısı olarak Hacettepe Üniveristesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1984 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 1991 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında Mardin ve İzmit Devlet Hastaneleri'nde ve Mevki Askeri Hastanesi'nde görev yapmış olan Prof. Dr. Semih KESKİL, Ankara Trafik Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği'nde çalışırken Anatomi dalında doktora eğitimini tamamlamıştır. Kendisi son yıllarda Türkiye’de en genç yaşta doçent olan beyin cerrahı unvanına sahiptir. Ayrıca, Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ve ardından Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakü ...

Prof. Dr. Semih Keskil
Prof. Dr. Semih Keskil
Ankara - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube