Doktorsitesi.com

Sınırlar nerede başlar nerede biter?

Doç. Dr. Psk.  Gizem Akcan
Doç. Dr. Psk. Gizem Akcan
9 Temmuz 202518 görüntülenme
Randevu Al
İlişkiler... Sevgi, bağlılık, anlayış... Bunlar, sağlıklı bir iletişim ve güçlü bağların temel taşlarıdır. Ancak tüm bu duyguların sürdürülebilmesi ve iki taraf için de besleyici olabilmesi için sıklıkla unutulan, hatta yanlış anlaşılan bir kavram vardır: Sınırlar.
Sınırlar nerede başlar nerede biter?

İlişkiler... Sevgi, bağlılık, anlayış... Bunlar, sağlıklı bir iletişim ve güçlü bağların temel taşlarıdır. Ancak tüm bu duyguların sürdürülebilmesi ve iki taraf için de besleyici olabilmesi için sıklıkla unutulan, hatta yanlış anlaşılan bir kavram vardır: Sınırlar.

Evet, sınırlar! Pek çok kişi için bu kelime; “soğukluk”, “duvar örmek” ya da “bencillik” gibi algılanabilir. Oysa sınır koymak, insanın kendini tanımasının, değerini bilmesinin ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesinin ön koşuludur. Sınırlar, hem bireyin içsel dünyasını hem de sosyal yaşamını koruyan birer kılavuz gibidir. İlişkilerde saygıyı, dengeyi ve güveni sağlayan görünmeyen ama güçlü çizgilerdir.

Sınır Nedir?

Sınır, bireyin duygusal, zihinsel ve fiziksel alanını koruyan görünmez bir çizgidir. Kimi zaman sessiz bir duruşla, kimi zaman açık bir ifade ile kendini gösterir.

“Ben nerede bitiyorum, karşımda kişi nerede başlıyor?” sorusunun cevabı, işte tam olarak bu sınırda yatar.

Bu çizgi sayesinde birey:

Ne hissettiğini,

Ne istediğini,

Neye “hayır” demesi gerektiğini bilir.

Sınırlarını bilen ve bunları ifade edebilen birey, kendi hayatının direksiyonunda olduğunu hisseder. “Evet” dediğinde içtenlikle kabul eder, “hayır” dediğinde ise suçluluk değil, içsel netlik hisseder. Bu da özsaygının temelidir.

Peki, Neden Bu Kadar Zor?

Sınır koymak kulağa kolay gelse de birçok insan için oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Bunun temelinde çocukluk döneminden itibaren öğrenilen davranış kalıpları yer alır.

“İyi çocuk ol”, “büyüklerini üzme”, “önce başkalarını düşün” gibi mesajlarla büyüyen bireyler, kendilerini ifade etmekte zorlanır. Kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmeyi bencillik zanneder. Bu da zamanla şu duygulara neden olabilir:

“Hayır” dediğinde yoğun suçluluk hissetmek

Başkalarını mutlu etmek uğruna kendi ihtiyaçlarını yok saymak

İçeride biriken kırgınlık ve öfkeyle baş edememek

Saygısızlık karşısında sessiz kalıp sonradan pişman olmak

Bu duygular birer içsel alarmdır. Aslında bilinçaltımız bize bir mesaj verir: “Sınırların ihlal ediliyor!”

Günlük Hayatta Sık Karşılaşılan Sınır İhlalleri

Modern yaşamın temposu ve sürekli iletişim hâli, sınır ihlallerini sıradanlaştırmıştır. Farkında olmadan pek çok insan, birbirinin sınırlarını çiğnemektedir. İşte en sık rastlanan örnekler:

Duygusal Sınır İhlali:

Sürekli eleştirilmek, küçümsenmek, duyguların geçersiz kılınması. “Bunda bu kadar alınacak ne var?” gibi cümleler, bireyin duygusal alanını hiçe sayar.

Zihinsel Sınır İhlali:

Kendi fikirlerinin önemsenmemesi, “öyle düşünmen yanlış” gibi yorumlarla zihinsel özgürlüğün bastırılması.

Fiziksel Sınır İhlali:

Kişisel alana izinsiz girilmesi, fiziksel temasın rıza olmadan kurulması. Bu samimiyet değil, sınır ihlalidir.

Zaman ve Enerji Sınırı İhlali:

Sürekli arayan, mesaj atan, sizden hep bir şey bekleyen insanlar. Bazen “senin vaktin bana aitmiş gibi” davranırlar. Bu durum uzun vadede tükenmişliğe yol açar.

Sağlıklı Sınırlar Nasıl Çizilir?

Sınır koymak öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir beceridir. İşte bu süreci kolaylaştıracak bazı adımlar:

Kendini Tanı:

Neye evet, neye hayır demek istediğini bil. Seni neyin rahatsız ettiğini fark et.

Duygularını Dinle:

Öfke, kırgınlık, huzursuzluk gibi duyguların izini sür. Onlar sana nerede “dur” demen gerektiğini gösterir.

Net ve Nazik Ol:

Sesini yükseltmeden, net bir dil kullan. “Bu şekilde konuşulduğunda kendimi değersiz hissediyorum” gibi ifadeler oldukça etkilidir.

Tutarlılık Göster:

Bir sınır koyduğunda, bunun arkasında dur. Sürekli geri adım atmak, sınırların görünmez hâle gelmesine neden olur.

Destekleyici İnsanlarla Bağ Kur:

Sınırlarına saygı duyan, seni anlayan insanlarla olmak; bu becerini pekiştirir. Destek gördükçe sınır koymak doğal bir refleks hâline gelir.

Sınır Koymak Bencillik Değildir

Toplum, sınır koyan insanları “soğuk”, “mesafeli” ya da “ukala” olarak tanımlayabilir. Ancak bu, derin bir yanılgıdır.

Aslında sınır koymak, hem kendine hem de karşındakine duyulan saygının ifadesidir. Sınırlarla şekillenen ilişkiler daha güvenli, daha saydam ve daha sağlıklıdır.

Sağlıklı sınırlar:

Güveni artırır

Samimiyeti derinleştirir

Açık ve dürüst iletişimi destekler

Unutmayalım:

Her ilişki bir seçimdir.

Ve her seçim, bir sınır belirler.

Bir dahaki sefere “evet” demeden önce dur ve düşün:

“Bu benim için gerçekten iyi mi?”

Bu soru, iç sesini duyabilmeni sağlar. Seni kendi ihtiyaçlarını görmezden gelmeden, daha huzurlu, daha dengeli ve daha sağlıklı ilişkiler kurmaya yönlendirir.

Etiketler

BencillikSınırlarsoğuklukSınır nedir

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Psk.  Gizem Akcan

Doç. Dr. Psk. Gizem Akcan

Merhaba,

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.