Şiddetsiz İletişimin 4 Unsuru
• Gözlem: Yaşanılan duruma ya da anlaşmazlığa dair gözlemimizi, işin içine kişisel yargımızı veya
değerlendirmemizi karıştırmadan dile getirebilmektir. Örneğin; “Dün eve gece yarısında geldin ve
bana bu konuda bir haber vermemiştin. Benim geç geleceğine dair bir bilgim yoktu.” dediğimizde
içinde yorum olmayan bir gözlem ifade etmiş oluruz. “Geç geleceğin konusunda bana bir haber verme
gereği bile duymadın.” dersek duruma kişisel bir yorum katmış oluruz.
• Duygu: Gözlemlediğimiz olay ve duruma dair ne hissettiğimizin farkında olmak ve bunu ifade
etmektir. Kırıldık mı,
korktuk mu, mutlu mu olduk, uzak mı hissettik, kızdık mı vb. Bunu yaparken ben dili kullanmak
gerekir. Örneğin,
“Senden geç geleceğine dair bir haber almamışsam seni merak ediyorum ve endişeleniyorum.”
• İhtiyaçlar: Tanımladığımız bu duyguların temeln temelinde yatan
ve karşılanan ya da karşılanmayan ihtiyaçlarımızı ifade etmektir. İhtiyaçları dile getirirken de ben dili
kullanmak gerekir. Örneğin, “Eğer bir akşam eve her zamankinden daha
geç geleceksen, bundan haberdar olmaya ihtiyaç duyuyorum.”
• İstek/ Rica: İhtiyacı karşılayacak somut ve şu anda yapılabilir bir isteği olumlu bir dil kullanarak ifade
etmeyi içerir.
Örneğin, “Eve geç geleceğin belli olduğunda bana mümkünse telefonla, değilse mesaj atarak
iletebilirsen, ben de gereksiz yere kaygılanmamış olurum. Bunu yapman mümkün mü?”
Şiddetsiz iletişimin kendimizi ifadeye etmeye yönelik bölümü, bu dört unsuru sözlü olarak ya da başka
iletişim kanallarıyla açıkça paylaşmaktır. Böylece, “Ne gözlemliyorum? Ne hissediyorum? Neye
ihtiyacım var? Yaşamımı zenginleştirmek için karşımdakinden ne istiyorum?” sorularına yanıtlarımızı
ifade etmiş oluruz. Diğer bölümü ise, karşımızdaki kişiye, onun açısından bu dört unsuru ifade
edebilmesi için fırsat yaratmayı içerir. Onun gözlemlediği, hissettiği ve ihtiyaç duyduğu şeylere dair
bir tahminimiz varsa bunu paylaşarak ve doğruluğunu ona danışarak araştırırız. Sonrasında da onun
isteğini söylemesini Şiddetsiz iletişimin kendimizi ifadeye etmeye yönelik bölümü, bu dört unsuru
sözlü olarak ya da başka iletişim kanallarıyla açıkça paylaşmaktır. Böylece, “Ne gözlemliyorum? Ne
hissediyorum? Neye ihtiyacım var? Yaşamımı zenginleştirmek için karşımdakinden ne istiyorum?”
sorularına yanıtlarımızı ifade etmiş oluruz. Diğer bölümü ise, karşımızdaki kişiye, onun açısından bu
dört unsuru ifade edebilmesi için fırsat yaratmayı içerir. Onun gözlemlediği, hissettiği ve ihtiyaç
duyduğu şeylere dair bir tahminimiz varsa bunu paylaşarak ve doğruluğunu ona danışarak araştırırız.
Sonrasında da onun isteğini söylemesini
• Gençlerden, yoğun bir duygulanım yaşadıklarında kendilerine ‘Dur!’ diyerek dürtüsel davranışları
durdurmaları istenir. Bu aşamada problemi tanımlamaları hedeftir.
• Ardından ‘Düşün!’ basamağı ile çözümlerin neler olabileceği
gözden geçirilir.
• Seçilen ve uygulanan çözüm ise ‘Değerlendir!’ basamağında gözden geçirilerek eyleme dökülür.