Sakroiliak eklem füzyon ameliyatı

Sakroiliak eklem füzyon ameliyatı

Bel ağrısı modern yaşamın giderek daha fazla öne çıkardığı bir problem. Her insanın hayatında en az bir kez başına gelebiliyor. Her üç kişinin birinde ise tedavi gerektirecek kadar şiddetlenebiliyor. Yani insan bel ağrısı hastası oluyor. Beli ağrıyan her dört hastanın birinde ise sakroiliak eklemde sorun olduğu biliniyor.

İnsan vücudundaki en önemli eklem, insanın ayakta durmasını sağlayan sakroiliak eklem. İnsanı hayvandan ayıran bu eklemin hastalıkları Hipokrat zamanından beri biliniyor. Her beş kişinin birinde bu eklemde sorun ortaya çıkabiliyor. Özellikle bacaklar arasındaki çok küçük uzunluk farkı bile önemli bir soruna yol açabiliyor.

Son yıllarda omurgaya platin konan ameliyatların çok fazla sayıda yapılmaya başlaması da bu eklemdeki sorunu tetikleyen bir diğer faktör. Böyle bir platin ameliyatından beş yıl sonra hastaların en az yarısında bu eklemde sorun ortaya çıkıyor. Yani başarısız bel cerrahisi sendromu da denen, yani birden çok bel ameliyatı olmuş ama ağrıları geçmemiş hastaların çoğunda sakroiliak eklemde sorun vardır.

Bu eklemdeki hastalıkların, özellikle de eklem yetmezliğinin gözden kaçırılmasının nedeni ise tanısının zor konması. Zor tanı konuyor derken genelde doktorun hastasına ayırabildiği çok kısıtlı zaman içinde detaylı bir muayene yapamamasını kastediyoruz. Tanının doğrulanması ise radyolojik incelemeler ile değil de, eklem aralığına yapılan bir iğne ile mümkün oluyor. Bu işlem ise maalesef yapanın oldukça deneyimli olmasını gerektiriyor.

Üstelik bu eklemin hastalıklarında yapılan ameliyatlar ise öyle her cerrahın altından kalkabileceği şeyler değil. Bu yüzden de son yıllarda hemen her yerde herkesin ameliyat edebilmeye başladığı bel fıtığı ameliyatlarının gölgesinde kaldı.

Ancak son yıllarda sakroiliak füzyon ameliyatı kapalı bir ameliyat şeklinde, yani büyük cilt kesileri yapmadan ve kansız şekilde gerçekleştirilebiliyor. Böylece hem risk azalıyor ve hem de hasta hemen ayağa kalkabiliyor. Hatta her yedi hastanın birinde işlem iki yanlı, yani sağlı sollu yapılıyor.

Ancak ön önemli sorun yukarıda sözü edilen bu kapalı ameliyat için kullanılan aletlerin ülkemizde temin edilmesinde yaşanan güçlük, hatta olanaksızlık. Bu sorunu da bir özel firma aracılığıyla aşabiliyoruz.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Semih Keskil

Prof. Dr. Semih KESKİL, 1960 yılında Ankara’da doğmuştur. Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi’nde lisans öncesi eğitimlerini bitirdikten sonra Türkiye altıncısı olarak Hacettepe Üniveristesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1984 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 1991 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında Mardin ve İzmit Devlet Hastaneleri'nde ve Mevki Askeri Hastanesi'nde görev yapmış olan Prof. Dr. Semih KESKİL, Ankara Trafik Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği'nde çalışırken Anatomi dalında doktora eğitimini tamamlamıştır. Kendisi son yıllarda Türkiye’de en genç yaşta doçent olan beyin cerrahı unvanına sahiptir. Ayrıca, Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ve ardından Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakü ...

Etiketler
Sakroiliak eklem
Prof. Dr. Semih Keskil
Prof. Dr. Semih Keskil
Ankara - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube