Romantik ilişkilerinizde daha mutlu olabilmek için 10 altın  kural

Hem zaman içinde oluşan farklı kritik durumları yöneterek,  ilişkinin olabileceği en iyi hale gelebilmesi ve gelişimi hem de hayatınızdaki partnerinizin ilişkideki doyumunu her zaman önemseyerek, karşılıklı mutluluğu devam ettirmek adına, zamanla  rehavete ve hayatın akışına kapılıp,  gösterilen özen ve çabayı azaltmamak gerekmektedir. Kişisel bakım, evde ve dışarda partnerimize davranışsal , mental ve ruhsal olarak  gösterdiğimiz alaka,  paylaşım alanlarına dair planlamaların devamlılığı, kaliteli sohbet, cinsel temas ve incelikli iletişimin devamlılığı, uzun soluklu ilişkiler için bir kalkan görevi üstlenecektir.

Romantik ilişkilerinizde daha mutlu olabilmek için 10 altın  kural

Romantik İlişkilerinizde Daha Mutlu Olabilmek için 10 Altın  Kural

İnsanların hayatında oldukça önemli yer tutan romantik ilişkiler, sosyal bir varlık olan insanların , mutlu ve huzur dolu bir yaşam sürebilmeleri için gereklidir. 2 farklı kültür ve kişiliğe sahip olan kişinin , ortak iletişim yolları bulabilmesi,  birbirlerini anlayabilmesi, ilişkilerinden algıladıkları doyum, bireylerin hem iyi oluş hallerini , hem de yaşam mutluluklarını yakından etkilemektedir.

Zaman içinde, ilişkide oluşan çatışmaların sebebi, partnerler arasındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.  Çatışmadan kaçınan çiftler, çatışmayla yüzleşen çiftlere göre daha mutsuz olup,  çatışmadan kaçınmak, var olan problemi çözmeyi  engelleyerek, kızgınlık ve küskünlük gibi olumsuz duyguları ortaya çıkarmakta ve  eşlerin sorunların kökenine inmemesi , yanlış anlaşılmaları arttırarak, sorunun büyümesine neden olmaktadır.

Hızlı değişimler yaşanan  günümüz dünyasında yaşam koşulları ilişkilerin yapısının işlemekte zorlandığı alanlar yaratmaktadır.  Araştırmalara göre arkadaşlar, din ve kıskançlıktan kaynaklanan  sorunlar zamanla  azalmakla birlikte,  cinsellik, iletişim ve eğlence ile konulardan kaynaklanan çatışmalar ise ilişkinin ilerleyen süreçlerinde artmaktadır.

İlişkinin sağlıklı olabilmesi için bireylerin tek tek sağlıklı olması önemlidir. İlişkilerin devamlılığını ve sürdürülebilirliğini asıl yordayan değişken eşlerin çatışma ile nasıl baş ettikleridir. Eğer çatışmalarla olumlu ve yapıcı bir şekilde başa çıkılmaya çalışılırsa,  ilişki istikrarı ve doyumu artmakta, fakat çatışma olumsuz ve yıkıcı bir şekilde ele alınırsa ilişki doyumu azalmakta ve ilişkinin ömrü de kısalmaktadır.

 

Görüldüğü üzere, çatışma hem romantik hem de evlilik ilişkilerinin kaçınılmaz bir parçası ise, bireylerin bu çatışma ile nasıl  başa çıktıkları,  ilişkinin devamlılığı  açısından önemli olacaktır. Romantik ilişkilerinizdeki çatışmaları çözebilmek için 10 öneri paylaşalım.

İletişim  Becerilerdeki Eksiklikleri Tamamlamak:

Belli bir noktaya kadar çatışma, ilişkide uyum sürecini destekleyerek,  ilişkiden sıkılmayı da engellemektedir. Eşler eğer sorunların kökenine inmezlerse, yanlış anlaşılmalar artacak ve bu da problemi çözmek yerine sorunun büyümesine neden olacaktır. Yapılan konuşmalarda tutarlı olmamak,   söylenen sözleri bir başka gün değiştirmek, hem partnerinizde hem de ilişkideki değişimleri esnek bakamayarak görmezden gelmek ve uyum sağlayamamak, verilen olumsuz ve kontrolsüz  tepkiler, gerektiğinde geri adım atmamak, devamlı haklı çıkma çabası içerisinde bir savaş vermek, mizah anlayışının ve saygılı bir iletişimin olmaması, kırmızı çizgilere ve kişisel alanlara saygı göstermemek, karşımızdaki insanı değiştirmeye çalışmak, ufak şeyleri dahi  kavga ortamına taşımak, erişkin olgun bir birey davranışları taşımak,  güven vermemek ve güvensiz tavırlar sergilemek, işbirliğinden ziyade rekabetçi tutum yaratmak,  yıkıcı bir üslup kullanmak   gibi iletişim hatalarını düzeltmeye çalışmak , ilişkilerin sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.

 

Açık, Yapıcı, Çözüm Odaklı İletişim Kurmak: Yaşanan iletişim problemlerini çözmek için çiftlerin ilişkilerindeki aksayan yönlerin olumlu olumsuz taraflarını konuşabilmesi gereklidir. Eşlerin duygularını ve sorunlarını paylaşmayarak, her birinin kendi anlam dünyaları içerisinden karşısındakileri ve olayları tek başına anlamaya çalışmaları sonucunda  eşler birbirlerine yabancılaşmaktadırlar. Sorun çözme kapasitesini 2 bireyin de arttırması, ilişkiye işlerlik kazandırmaktadır.  Akıl okumadan açık , kibar ve  olumlu sonuç odaklı, haklı çıkmak amacıyla değil, ilişkinin mutluluğu ve sorunu  gerçekten çözmek amacıyla  atılan adımlar, gergin anların profesyonellikle yönetilebilmesini sağlayacaktır.  

 

Hayatı Gerçek Anlamda Paylaşmak:   Mutlu ilişkilere bakıldığında,  partnerler birbirlerine bakım ve ilgi göstermekte,  birlikte sosyal etkinliklere katılmakta, birbirlerine verdikleri duygusal ve fiziksel yakınlık ile,  önem verdikleri değerler konusunda temelde birbirlerine yakınlaşmaktadırlar. Zor olan hayat koşulları içerisinde, kişinin hayatını paylaştığı partneri ile dayanışma içerisinde olması,  olumlu/olumsuz olayları birlikte tartışarak, ortak kararlar verebilmesi, birbirine maddi manevi destek yaratabilmesi çok kıymetli olacaktır. Sadece mutlu anların paylaşıldığı,  derinlemesine bir bağ kurma ve bütün olma çabasından uzak, kısa vadeli adımlar, uzun süreli ilişkilerin önünde elbette ki engel teşkil edecektir. Farklı deneyimler, farklı anılar ve duygusal paylaşımlar yaratarak, hayata ve geleceğe dair ortak amaçlar edinilmesi, arada oluşan bağı da kuvvetlendirecektir.

 

 

Bireysel ve Çift Terapi Desteği  Almak:  Kişilerin öncelikle kendilerini tanımaları gerekir. Kişinin kendi eksik ya da gelişime açık olması gereken noktaları anlaması ve bu konularda kendisine yatırım yapması, kendisinin sağlıklı gelişimi ile ilişkiye de yansıyacaktır.  Örneğin kaygılı ya da kaçıngan bağlanma stiline sahip olan bir birey,   kendi ailesinde aldatma ya da şiddet hikayelerine şahit olmuş, travmalar yaşamış, özgüven sorunu yaşayan,  yani farklı patolojilere sahip olan bir birey, bu sorunun yansımalarını özel ilişkilerine de taşıyabilme riskini taşımaktadır. Bireylerin kendi bilişsel ve duygusal sağlıklarını sağlamasıyla, yani 2 sağlıklı insanın birleşimiyle ancak sağlıklı bir ilişki oluşturulabilir.  Bu noktada, kişilerin öncelikle kendi eksik ya da geliştirilmesi gereken alanlarını keşfetmek ve onarmak için uzman desteği alması büyük önem taşımaktadır.

 

Çiftlerin yaşamış oldukları duygusal ve davranışsal problemler, herhangi bir yardım almadıkları takdirde, evliliklerini olduğu kadar yaşam doyumlarını da etkilemekte, dolayısıyla yaşam kalitelerini de düşürmektedir. Terapistlerin kişileri ayrı ayrı  objektif bir şekilde anlayarak,  çabası, onların mutlu ve sağlıklı bir ilişki sürdürmeleri için kullandıkları çeşitli teknik ve planlamalar,  bireylerin birbirlerini daha doğru  anlamalarına,  daha az hasarla daha hızlı yol kat edebilmelerine, ilişkinin dinamiklerini doğru bir şekilde düzenleyerek, gelişimlerine yardımcı olmaktadır.

 

Saldırgan Ya da Pasif Agresif Tavır İzlememek:  Düşüncelerinizi bağırarak ya da  aşırı   tepkilerle dile getirdiğinizde ya da, tam tersi bir sorun olmasına rağmen, sessiz kalıp, kendinizi net olarak ifade etmediğinizde,  karşınızdaki kişi,  sizi  açık bir şekilde anlayamamaktadır. Uzun süre sessiz kalmak, uzak durmak, ilgisiz davranmak ve konuşmayı reddetmek hem karşı tarafı daha da sinirlendirmekte, hem de çözüme ulaşmayı ertelemektedir.  Fikirlerinizi nazik geri bildirimlerde  bulunarak, uygun ortam ve zamanda, ertelemeden, sorunları görmezden gelmeden konuşmaya alışmak, sorunların birikmemesi için gereklidir.  Sert, agresif, kaba tavırlar, hem ilişkinin geleceğini, hem de karşınızdaki kişinin size dair his ve düşüncelerini uzun vadede olumsuz etkileyeceğinden, daha sakin ve kontrollü davranmayı alışkanlık haline getirmek yarar sağlayacaktır.

 

Riskli Alanlardan Kaçınmak: Sorun yaşandığında, ilişkiyi bitirmek ve terk etmekle tehdit etmek,  eski sorunları amaçsızca tekrar gündeme getirmek, eşlerin aileleri gibi hassas konuların hiç alakası olmayan noktalarda bile  dahil etmek,  şahsa yönelik hakaret içeren cümleler ,  karşı tarafın kırılgan olduğu  temalarda risk alarak yıkıcı yorumlarda bulunmak, ilişkiyi daha iyi bir noktaya taşımaktan çok, yıpratıcı ve güven/umut zedeleyici sonuçlara yol açmaktadır.  Bu sebeple, mümkün olduğunca  kritik konu ve alanlara temastan kaçınmak, sorunun özüne odaklanmak,  faydalı olacaktır.

 

İlişkiyi  Hayatın Merkezine Koymamak: Genellikle kadınların ilişki ciddileştiğinde yaptığı bu hata, erkekler kendi arkadaş ve kariyer ilişkilerine devam ettiklerinde zamanla sorun oluşturabilmektedir. Halbuki 2 bireyin de , erişkin  insanlar olarak, farklı arkadaş grupları, kariyer hayatları, farklı sosyal yaşamlarının  olması gereklidir.  Her faaliyeti birlikte yapmak istemek, kendi kendine yetememek, yalnızken mutlu olamamak, gelişmemiş bir benliğin göstergesiyken, hem de ilişkinin ömrünü azaltabilir,  karşı tarafı bunaltabilir.  Ayrıca tek bir kişiye göre hayatı şekillendirmeye çalışmak, bağımlı bir kişilik yapısı hakkında sinyaller de taşıdığından, kişinin kendi gelişimi açısından da sorgulaması gereken önemli bir durumdur.   Bir insanı hayatınızın merkezine koymak, her beklentinizi onun karşılamasını istemenize, farklı sosyal desteklerinizin azalmasına, kendi kendinize yetememenize  ve ilişkiyi zamanla çok dar bir alan içerisinde kalitesizleştirmenize sebep olacaktır.

 

 

 

 

Sosyal Medyada Kontrolsüz Zaman Geçirmemek:

Değişen dünya ve artan teknoloji kullanımı le birlikte ,  günümüzde çiftleri en olumsuz etkileyen durumlardan birisi  tarafların çok fazla zamanlarını telefon ve bilgisayar başında geçiriyor olmalarıdır.  Birlikte yapılan etkinliklerde dahi, telefondan gözünü alamamak, kişiler arasında derin bağ ve gerçek bir iletişimin oluşmasına sekte vurmaktadır.  Sınırsız ve zaman kısıtsız ulaşılabilen  kaynakların içerisinde, kontrolsüz kullanım ile zedelenen güven ilişkileri,  kişilerin daha sonra bu güveni tekrar sağlamasını da zorlaştırabilmektedir.  

 

İlişkide Önceliğiniz Olan Değerleri Belirlemek:

Sadakat, aile, dürüstlük, kıskançlık,  çift olmak, açık iletişim, fedakarlık vb. bir çok kavramın  sizin ve partneriniz için gerçek anlamda neler ifade ettiğini sorgulayarak,  önem verdiğiniz değerlere , aynı açıdan bakıp bakmadığınızı ve hangi ortak noktalarda buluşabileceğinize birlikte karar vermek,  ilişkinin sağlıklı bir yolda ilerlemesi için önem arz edecektir.  Aynı yöne benzer bakış açılarıyla bakmak, ilişkinin konfor alanını genişleteceğinden, her 2 kişi için de bu iletişimi sağlamak daha kolay ve keyifli hale gelebilecektir.

 

Partnerinize Ve İlişkinize Gösterdiğiniz Özeni Bırakmamak

Hem zaman içinde oluşan farklı kritik durumları yöneterek,  ilişkinin olabileceği en iyi hale gelebilmesi ve gelişimi hem de hayatınızdaki partnerinizin ilişkideki doyumunu her zaman önemseyerek, karşılıklı mutluluğu devam ettirmek adına, zamanla  rehavete ve hayatın akışına kapılıp,  gösterilen özen ve çabayı azaltmamak gerekmektedir. Kişisel bakım, evde ve dışarda partnerimize davranışsal , mental ve ruhsal olarak  gösterdiğimiz alaka,  paylaşım alanlarına dair planlamaların devamlılığı, kaliteli sohbet, cinsel temas ve incelikli iletişimin devamlılığı, uzun soluklu ilişkiler için bir kalkan görevi üstlenecektir.

Bu makale 7 Haziran 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Arzu Beyribey

Etiketler
Kadın
Uzm. Kl. Psk. Arzu Beyribey
Uzm. Kl. Psk. Arzu Beyribey
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube