Doktorsitesi.com

Psikoanalitik Kuram ve Yaratıcılık

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
23 Ağustos 202528 görüntülenme
Randevu Al
Psikoanalitik kurama göre yaratıcılık, bilinç ve bilinçdışı çatışmaların ürünü olup; bastırılmış dürtüler, toplumsal bilinçaltı ve savunma mekanizmalarıyla şekillenen, özgün ve aniden ortaya çıkan esin sürecidir.
Psikoanalitik Kuram ve Yaratıcılık

Tüm duyuşsal ve düşünsel etkinliklerde, her türlü çalışma ve uğraşın içinde varlığını gösteren yaratıcılık kavramı yüzyıllardır üzerinde tartışılan bir olgudur. Yaratıcılık, entelektüel birikim ve deneyimler aracılığıyla sorun olarak düşünülen her türlü eksikliğin fark edilerek; bu sorunlara karşı geliştirilecek yenilikçi, özgün, alışılmışın dışında olanı kurgulayabilme becerisidir. Ortam ve şartlara göre az ya da daha fazla ifade edilen; bütün insanların sahip olduğu bir yetenek ve düşünme aşamasında kullandıkları doğal bir özellik olan yaratıcılık; duyumlar, duygular, farkındalıklar, düşünsel ve zihinsel yetilerin ilişkisel bütünlüğü ile ortaya çıkan bir yetidir.

 

Yaratıcılık kavramının, yalın tanımlamalara sığmayan, karmaşık bir süreç olduğu, tüm duyuşsal ve düşünsel etkinliklerde, her türlü çalışma ve uğraşın içinde varlığını gösterdiği açıktır. Çok boyutlu bir fenomen olan yaratıcılık kavramı, farklı disiplinlerden araştırmacılar tarafından ilgili disiplinlerin dinamiklerine bağlı olarak farklı açılardan ele alınarak tanımlanmıştır. Felsefe, psikoloji, sosyal bilimler, güzel sanatlar, eğitim, mimarlık gibi disiplinlerde irdelenen, farklı disiplinlerin hakkında teoriler ürettiği bir konu olan yaratıcılık teorisi ile ilgili literatürde çeşitli kuram, yaklaşım ve sınıflamalar yer almaktadır. Tüm disiplinlerde tartışılan yaratıcılık olgusunun, tasarım disiplininde de çok önemli bir yeri olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

 

Tasarım disiplini, yaratıcı düşüncenin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesine yönelik farklı yaklaşım ve kuramlardan beslenmektedir. Özellikle psikoloji alanının insanın zihinsel, düşünsel, duyumsal ve bilişsel yapısı hakkında farklı kuramsal ve deneysel çalışmaların ortaya koyduğu yeni ve önemli bulgularla, yaratıcılık kavramı tasarım disiplininde de çok boyutlu olarak ele alınmaya başlanmıştır. Yaratıcılık kavramına dair yapılan birçok çalışma sonucunda sahip olunan farklı bakış açılarıyla, psikoloji bilimi ile paralel çalışan yaratıcılık olgusunu inceleyen birçok kuram geliştirilmiştir.

 

Psikoanalitik (Psikodinamik) kuramda yaratıcılık kavramı ile ilişkili söylemler kişilik merkezli savunma mekanizmaları üzerine kurgulanmıştır. Bu kişilik kuramı davranışı bireyin içindeki psikolojik dinamiklerin bir sonucu olarak kabul eder. Bu kuramın çıkış noktası Freud’un zihinsel süreçleri; bilinçaltı, ego (ben) ve süper ego ilişkileri içinde tanımlanmasına dayanmaktadır. Freud, yaratıcılığı kişinin karşı koyamadığı “libido” enerjisi ile bilinçaltı arasındaki çatışmanın savunması, bilinçdışında gerçekleşen bir süreç olarak değerlendirmektedir. Freud’un bu bakış açısı merkez alınarak, psikoanalitik kişilik kuramı, bilinç ve bilinçaltı arasında kurulan denge ile ilişkilendirilmektedir.

 

Birçok görüşe temel oluşturan psikoanalitik kuramda Jung, Kubie, Kris, Adler gibi araştırmacıların da belirttiği gibi yaratıcılığın kökenleri, anlatımları, güdülenmeleri, sapmaları ve verimleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Psikoanalitik kuramda yaratıcı düşüncenin zihinde bilinçsiz zıtlıkların veya primitif (ilkel) itici güçlerin bilinç dışı aniden ortaya çıkışı sonrasında amaca yönelik rasyonel muhakemenin oluşması, bilinçsiz olarak oluşan içeriğin analizinin yapılması sonucunda oluştuğu vurgulanmıştır.

 

Jung’a göre, yaratıcılık bilinçsiz tavırların toplamından oluşan bireysel bir yetenektir ve hammaddesi toplumsal bilinçaltıdır. Ona göre bilinç, bilinçaltının yabanıl mantıksız sapkınlıklarını kontrol ederken, bilinçaltı da bilincin yavan ussallığına engel olur. Ona göre bu yaratıcı süreçteki kişiyi kendini yenilemeye çalışan ve yaratıcı bir gerilim içinde bulunan bir varlık olarak görür. Jung vd. (2010) yaratıcılığın hammaddesinin de sosyal anılar ve deneyimler deposu olan toplumsal bilinçaltına dayandığını belirtmektedirler.

 

Kris (1952) ise yaratıcılığı esinlenme, zenginleştirme süreci olarak ele almaktadır. Ona göre yaratıcılık, savunma mekanizmasının ortadan kaldırılması sonucunda, beklenmedik bir şekilde aniden oluşan, ilk düşünce sürecidir ve ona göre bu süreçte geçici olarak mantıksal ve rasyonel düşünce ortadan kaldırılmalıdır. Dürtü yönelimli organize olmamış baskın yapıdaki süreçte anında ortaya çıkan nötr enerji serbest kalacak, işlevsel bir zevke dönüşecek, ardından da kişiyi yaratıcılığa sevk edecektir.

 

Kubie’ye (1958) göre yaratıcılık, bilgilerin toplanması, birleştirilmesi, karşılaştırılması ve yeniden taşınmasındaki özgürlüktür. O yaratıcılığı, gerçek bilinç ile bilinçaltında şifrelenmiş kavramlar arasındaki gidiş gelişlerin yaşandığı bir süreç olarak tanımlamaktadır. Ayrıca Kubie, yaratıcılık üzerine nörotik davranışların kalıcı etkilerini araştırmış; bilinç öncesi düşünmedeki anlam yoğunlaşmasının önemini vurgulayarak korku, suçluluk ve benzeri nörotik kişilik yönlerinin yaratıcı üretimi sınırlandırdığını iddia etmiştir.

 

Adler ise yaratıcılığı, temelde aşağılık duygularının bastırılması amacıyla farklı bir savunma mekanizmasının harekete geçirilmesi olarak adlandırır. Adler yaratıcılığın insanın eksiklik duyduğu duygularını denkleştirme ihtiyacından doğduğunu belirtir. Yaratıcılığı kişinin çocukluktan başlayarak eksikliğini duyduğu şeyleri bir dönüşüm içinde elde etme çabası olarak değerlendirir ve bu süreci umulmadık bir anda ortaya çıkan travmatik bir deneyim olarak adlandırır.

 

Psikonalitik (Psikodinamik) Kuram, yaratıcılık kuramları arasında belki de en çok tartışılanı olmuştur. İnsan davranışlarının sadece bilinçli süreçlerle açıklanamayacağını vurgulayan bu kuram, psikolojinin bilinçaltını da incelemesi gerektiğini savunur. Yaratıcı düşünce alanında farklı bir bakış açısı kazandıran psikoanalitik (psikodinamik) kuram, yaratıcılığı insanın bilinçaltına itilmiş ve eksikliğini duyduğu duygularının aniden ortaya çıktığı özgür bir esin süreci olarak açıklar.

 

Kaynakça: https://dergipark.org.tr/tr/pub/kusbd/issue/35805/351623

Yazar: Dilara ONUR

Etiketler

Psikoanalitik psikoterapiOnline terapiOnline psikolojik danışmanlıkOnline randevuOnline danismanlik hizmetleriOnline terapi görüşmesi için gerekli şartlar

Yazar Hakkında

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Veysel Hasan Gül, Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı üniversitede Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü de tamamlayarak çift anadal yapmıştır. Ayrıca Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü yandal programını bitirmiştir. Lisans eğitimini takiben, Millî Eğitim Bakanlığı Ankara Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü’nden "Özel Eğitim Alan Uzmanlığı" almıştır. Aile Danışmanlığı eğitimini ise doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı'nın akreditasyonu ve yetkilendirmesi ile tamamlamıştır. Psikoloji alanında kuramsal eğitimlerine varoluş psikoterapi üzerine doktor Erkan Kalem'den temel eğitim ve süpervizyon eğitimlerini almış olup, vaka süpervizyonlarını sürdürmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini Prof. Dr. Şükrü Uğuz'dan almıştır. Çocuk ve ergenlerde gelişim alanında ilkel refleks eğitimi ve öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu üzerine Brainfit eğitimini Dr. Mehmet Engin Uysal'dan almıştır, süpervizyonlarına devam etmektedir. Birçok özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde kuruculuk, eğitim koordinatörlüğü, okul psikolojik danışmanlığı görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca Adana UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) Rehabilitasyon Başkanlığı görevinde bulunmuştur. 2013 yılından bu yana aktif olarak sahada görev yapan Gül, 10 yılı aşkın mesleki deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca bireysel danışmanlık, çocuk ve ergen danışmanlığı, aile danışmanlığı ve ruh sağlığı alanlarında çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Hâlen Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Varlık Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde hizmet vermeye devam etmektedir. Poyep Çocuk ve Ergen Gelişim markasının kurucusudur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.