Panik atak veya panik bozukluk

Panik atak veya panik bozukluk

Günlük hayat içerisinde hepimizin bazen endişelendiği bazen korktuğu zamanlar vardır. Zaten endişe ve korkularımız sayesinde bize zarar verebilecek durum ve ortamlardan kendimizi koruruz. İnsanda oluşan bu duygular bedenin kendisini korumak için aktif hale getirdiği acil alarm mekanizmaları gibidir. Bireyde bir duruma karşı oluşan korku hali solunumunun hızlanmasını, kalp atışının artmasını ve ani kararlar verebilmemizi sağlayan adrenalin hormonunun salgılanmasını sağlar. Bu sayede vücudumuz beynimizin yönlendirilmeleriyle içinde bulunduğu durumdan en az hasarla ve en kısa sürede kurtulmak için hamleler yapar. Bu durum hayatımızın devamlılığı için kritik önemde olan bir yetidir. Yani bazı durumlarda korkmamız, bazen kaygılanmamız kadar normal bir şey yoktur. Ancak her şeyin olduğu gibi korkuların ve kaygıların da fazlası zararlıdır.

Panik atak, kaygı ve korku durumlarının yoğun ve aniden yaşandığı bir yaygın anksiyete bozukluğudur. Oransal olarak bakıldığında kadınlarda daha sık rastlanıldığı görülmüştür. Genellikle beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan, 5-20 dakika aralığında seyreden ve belirli bir sebebe bağlı olmayan panik atak krizleri; terleme, çarpıntı, boğulma hissi, göğüs ağrısı, baş dönmesi vb. Fiziksel semptomlarla kendini gösterir. Kişi bu krize düzenli olarak ve bahsedilen belirtilerden en az dört tanesini yaşayarak kapılıyorsa panik bozukluk tanısı konur. Panik bozukluk, panik atak krizlerinin kişide sık sık rastlanması durumudur. Panik bozukluğu olmayan kişiler de hayatları boyunca birkaç defa panik atak geçirebilirler. Panik bozukluk tanısını koyabilmek için rahatsızlığın sürekli olarak ve yaşam kalitesini etkileyecek düzeyde yaşanması gerekir.

Panik atak veya bunun geliştirdiği panik bozukluk rahatsızlığının belirlenebilmiş biyolojik bir sebebi yoktur. Ancak genetik aktarım, geçmişte yaşanan bir travma/yas gibi durumların bu hastalığın kaynağı olduğu düşüncesi yaygındır. Panik atak, belirlenebilmiş kesin bir sebebi olmadığı için de tahlil veya tetkiklerle tanı alabilen bir rahatsızlık değildir. Fakat panik atak belirtileri gösteren kişilerin fizyolojik bir muayenede söz konusu belirtilerin organik bir sebepten kaynaklanmadığı açılanırsa panik atak ihtimaline daha çok yoğunlaşılır. Bu durumda alanında uzman bir psikolog ya da psikiyatriste baş vurulmalıdır. Panik bozukluk, Bilişsel Davranışçı terapi teknikleriyle yahut gerektiğinde ilaç tedavileriyle tam iyileşme sağlanabilen bir rahatsızlıktır. Erken tanı ve tedavi bu rahatsızlığın tedavisinde önemli rol oynar. Eğer tedavi edilmezse hayat kalitesini azaltır, yaşam motivasyonunu düşürür, ruhsal ve zihinsel başka rahatsızlıklara da sebebiyet verebilir.

Bu makale 12 Şubat 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Deniz Akıncı

2009 yılında Mersin Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun olarak hemen akabinde Selçuk Üniversitesi Aile Eğitimi ve Danışmanlığı Bölümünde yüksek lisans yaparak, ‘Boşanma Olgusunun Çocuk Üzerinde Etkileri’ konusundaki tezimle  uzmanlığımı, devam eden süreçte Esenyurt Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünde yüksek lisans yaparak ‘Vajinismus Etyolojisindeki Psikopatolojiler ve Vajinismusun Anksiyete Bozukluğundaki Etkileri’ başlıklı tezimle Klinik Psikoloji uzmanlığımı tamamladım. Tüm psikolojik danışmanlık hizmetlerine ek olarak Konya’da, Türkiye’de ve yurtdışında bulunan farklı üniversitelerde psikoloji ve diğer meslek elemanlarına yönelik eğitmenlik ve süpervizörlük yapmaktayım. Özellikle aile terapisi, çocuk terapisi ve yetişkin terapisi alanlarında master eğitimleri aldım. Sizlere daha iyi hizmet sunmak adına Konya’nın en büyük psiko ...

Etiketler
Panik
Uzm. Kl. Psk. Deniz Akıncı
Uzm. Kl. Psk. Deniz Akıncı
Konya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube