Özgül fobiler

Özgül Fobiler

Özgül fobiler

                                                                                   Özgül Fobiler

  Özgül fobiler, bazı durumlar veya nesnelerden duyulan mantıksız/aşırı korkudur. Bir duruma karşı duyulan korkunun kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkilemesine fobi denir. Fobiler insanlarda sıklıkla görülen anksiyete bozukluklarındandır.

 Her canlı   tehikeli olduğunu algıladığı ve varlığını, yaşamını tehdit eden durumlardan içgüdüsel olarak kaçınır. İşte insan bilinci bu kaçınmayı korku olarak algılar. Korku bir bakımdan ön uyarı mekanizmasıdır. Kişinin tehlikeli olarak algıladığı veya yaşamını tehdit ettiğini düşündüğü durumlardan kaçınamaması veya kaçındığı halde duygusal olarak rahatlayamaması, korkunun kontrolden çıkması anlamına gelir. Kişinin rahatlayamaması sonucu korku, endişe gitgide artar ve anksiyete görülebilir. Bu anksiyete kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkiler ve bu durum kendi dışında işleyen bir mekanizmadır. Bu hale gelindiğinde aslında bizim kendimizi koruma mekanizmamız  olarak tanımladığımız korku fobiye dönüşür. Burada, kişinin  fobileri her zaman bir varlığa veya duruma bağlı olmayabilir. Fobiler, toplumda hastalık olarak değil de bir kişilik özelliği veya huy olarak algılanması sebebiyle  tedavi için sağlık kuruluşlarına başvuran kişi sayısı oldukça azdır.

                                                                                   Fobi belirtileri

Kişinin korku yaşadığı bir olayla, varlıkla veya durumla karşılaşması halinde genel olarak anksiyete belirtileri görülür. Panik atak halinde görülen belirtilerin büyük bir çoğunluğu fobi durumunda da görülebilir. İleri seviyedeki fobik durumlarda kalbin durması, ölüm dahi görülebilir.

-Çarpıntı, Yüz kızarması,  yüzde kaşınma ve yanma hissi,

-Titreme,

-Soğuk terleme,

-Bulanık görme,

-Nefes darlığı,

-Ağız kuruluğu,

-Yutkunma güçlüğü,

-Mide bulantısı,

-Bilinç kaybı,

-Ani tansiyon düşüşü,

-Bayılma,

-Bunalım,

-Sinir krizi,

-Şok vb. belirtiler görülebilir.

                                                                                 Fobilerin Tedavisi

Fobiler, hastalık olarak algılanmadığı için tedavi olma isteği çok nadir görülse de fobiler için  başarı oranları oldukça yüksek terapi teknikleri vardır. Fobi tedavilerinde ilaç tedavisi tek başına yeterli olmadığı için genellikle psikoterapi ile aynı anda uygulanır. Özgül fobilerin bir  çoğu, kısa sürede ve kalıcı biçimde düzeltilebilir. Bu nedenle kendinizde veya çevrenizde gördüğünüz mantıksız korkular varsa  bir psikiyatri uzmanına veya psikoloğa  başvurmanız yararlı olacaktır. Korkular, insan hayatını acımasızca kısıtlayan belirtilerdir. Ancak bu kısıtlayıcı zincirlerden kurtulmanız mümkündür.

                                                

                                                              Mantıksız korkunun belirtileri

Mantıklı ve mantıksız korku sırasında yaşananlar, yani bedenimizde ve zihnimizde oluşan değişiklikler aynıdır. Yani sokakta birisinin veya tehlikeli bir hayvanın saldırısına uğradığımızda kalbimiz nasıl çarpıyor, nefesimiz sıkışıyor, her yanımız uyuşuyorsa, mantıksız korkular sırasında da aynı şeyler olur. Kişiden kişiye değişiklikler olmakla birlikte bu durumlarda en sık görülen belirtiler şunlardır:  kişinin kalbi çarpar/sıkışır, nefesi daralır, göğsü sıkışır, titreme/terleme olur,  /karıncalanma olur, baş dönmesi, bayılma hissi olur, sık idrara gitme isteği olur vb. Kişi korktuğu durum ya da nesneyle karşılaştığında bu duyguları yaşadığı gibi, bu durumları düşündüğü/hayal ettiğinde de yaşayabilir. Özgül fobilerde duyulan korku mantıksızdır ve aşırıdır. Yüksek bir yerden aşağı bakmak birçok insan için heyecan verici, korkutucu olabilir, ancak fobik kişide korku o kadar aşırıdır ki, yüksek binalara çıkamaz bile. Bazen de normalde kimsenin korkmayacağı durumlardan korkma gibi mantıksız korkular görülür. Örneğin cam kırıkları, bıçak gibi kesici aletler batacak korkusu gibi. Kişi bunun aşırılığının ve mantıksızlığının farkındadır. Bu nedenle (böyle saçma bir şeyden/durumdan korktuğundan utandığı için) bazı kişiler fobilerinden bahsetmek de istemeyebilirler.  Yukarda sayılan nedenlerle cin, şeytan vb. korkuları, kişi bunları saçma bulmadığı sürece, fobi sayılmaz. Fobilerin gündelik hayatı en çok ve en olumsuz etkileyen yönü kaçınmadır. Özgül fobisi olanların çoğu, korkulan durum ve nesnelerden koşullar el verdiği ölçüde uzak durmaya çalışır: kedisi olan eve gitmez, yükseklere çıkmaz, asansöre binmez, yağmur yağdığında evden çıkmaz vb. 

 

                      Özgül fobi grubu içinde sayılabilecek çok çeşitli fobiler bulunmakla birlikte en sık görülenler şunlardır:

Hayvan fobileri:En sık görülen özgül fobi türüdür. En çok korkulan hayvanların başında kedi, köpek, kuş, böcek gibi hayvanlar gelir. Korkulan hayvan türleri kültürler arası farklılık gösterir.

Yükseklik korkusu: İkinci en yaygın özgül fobi türüdür. Kişi yüksek binalara çıkamaz, yüksekten bakamaz, hatta odanın içinde pencereye yakın oturamaz. Yükseklik korkusu olan kişiler asansöre binmekten korkarlar, ancak içinde boğulmak veya hapis kalmaktan değil, yukarı çıktığı için. Birçok insan için keyifle oturulacak balkonlar bu hastalar için eziyettir. Balkonda oturabilirlerse de odaya yakın tarafına oturmaya çalışırlar. Merdivenler, özellikle kenarlarında boşluk varsa çok korkutucudur.

Kan ve yaralanma fobisi: Halk arasında “kan tutması” olarak da bilinen bir durumdur. Kan görünce rahatsızlık hissetmek çoğu insanda görülen bir özelliktir.  Bunun dışında bedensel sakatlık, parçalanmış insan vücutları, kazalar vb.ni görme, kan verme, iğne yaptırma, kulak deldirme, diş çektirme ve diğer tıbbi işlemler gibi durumlarla karşılaşınca bayılacak gibi olma, kalp hızında değişme ve bulantı şeklinde tepkiler verilebilir. Bu esnada bayılmalar da bilinen durumlardır.  Bazı fobikler hayat kurtarıcı müdahalelerden bile kaçınırlar: şeker hastaları iğnelerini yapmaz, kanser hastası ameliyat olmaz; bazı kadınlar doğurmaktan korktukları için gebe kalmazlar. Birçoğu hastanelere gitmez, hasta insanlara bakamazlar, tıbbi konularla ilgili TV programlarını seyredemez. Bu korku yüzünden doktorluk, hemşirelik gibi mesleklerden kaçınabilirler. Bazı hastalar “kan” lafını duyunca bile bayılabilirler. Bazıları ambulans sirenini duyunca veya bir ameliyatın anlatılması ile de bayılır.

Gökgürültüsü ve fırtına fobisi: Bu kişiler sürekli hava durumunu izler ve havanın kapalı, fırtınalı, yağışlı olma ihtimali olduğu günlerde eve kapanır, gökgürültüsünü duymamak için kapı ve pencereleri sıkı sıkı kapatırlar.

Uçak fobisi: Bu kişiler uçağa bineceklerine çok daha uzun sürecek, daha eziyetli yolculuklar yapmaya razıdırlar. Uçağa binmek zorunda kaldıklarında uçağın düşeceğine dair şiddetli bir korkuları vardır. Uçağın her hareketini, her sarsıntıyı büyük bir korkuyla izlerler, duydukları sesleri patlayan bir motor, bir arıza işareti olarak yorumlarlar.

Yalnızlık fobisi

Klostrofobi: Kapalı/basık yerlerden duyulan korkudur. Korkulan durumlara tipik örnekler arasında asansör, basık tavanlı odalar ve koridorlar, kapıları kapalı ve kalabalık otobüs, yeraltı çarşıları, metro, altgeçitler, oturulan oda kapısının kapalı veya kilitli olması vb. sayılabilir.  Hastaların temel korkuları anılan yerde sıkışıp kalmak, çıkamamak, nefes alamamak, boğulmak gibi korkulardır. Sinema ve tiyatroya gidemez, gitseler de dip koltuklarda oturamazlar. Boğazlı, dik yakalı giysilerden rahatsız olabilirler,  yakalarını ilikleyemezler. Kapalı giysiler onları “boğabilir”. Bu hastalarda sisli, kapalı havalarda huzursuz olma sıktır. Sisli, kapalı hava etrafı kapatan, korkutucu bir duvar gibi algılanır. Aynı zamanda hamam, duş, sauna gibi yerlerde de boğuluyor gibi olurlar.

Araba kullanma fobisi: Birçoğumuz için keyif verici olan araba kullanma veya arabaya binme, kişide fobi varsa dehşet verici bir deneyime dönüşür. Sürekli olarak kaza yapacağını, bir tarafa çarpacağını ve başka bir arabanın çarpacağını düşünür. Bu nedenle arabası olduğu halde kullanamayan bir çok kişi vardır.

Uzay/alan fobisi: Dengelerini kaybetmekten, düşmekten korktuklarını söyleyen bazı hastalar daha ayrıntılı sorgulandığında etrafta tutunacak bir şey yoksa düz bir alanda yürümekten aşırı korktukları farkedilir. Buna alan veya uzay fobisi denmektedir. Bu kişiler klostrofobiklerin tersine bir koridor geniş ve eşyasızsa daha fazla huzursuz olurlar, büyük oda ve salonlarda duvara yakın olacak biçimde yürürler.

Yutma fobisi: Bu hastaların tek korkusu birşey yutarken boğulmaktır. Yemek yerken, su içerken boğazlarına kaçacağı ve boğulacakları düşüncesindedirler. Yemeye/içmeye korktukları şeylerin karmaşık bir listesi olabilir. Bazı şeyleri hiç yemeyerek kısmen rahat edebilirler. Birçok zaman kuruyemiş gibi küçük taneli şeyler çok korkutucudur. Yemek ve içmekten kaçınmanın çok ciddi sonuçları olabilir;ileri derecede kilo kaybı gibi.

                                                            Günümüzde Görülen İlginç Fobiler

Anatidaefobi: Bu fobisi olan kişi, bir ördek tarafından izlendiğini düşünerek korkabilir. Bu fobi çoğunlukla çocukluk döneminde bir ördeğin saldırısına uğramış veya bir ördek tarafından kovalanmış kişilerde bulunur.

Geletofobi: Kişinin kendisine gülünmesinden veya dalga geçilmesinden korkması durumudur. Bu fobiye sahip olan kişiler genelde bulunduğu ortamda atılan her kahkahanın kendileri hakkında olduğunu düşünür. Çoğu insan kendisine gülünmesini veya kendisiyle dalga geçilmesini sevmez fakat bu fobiye sahip olan insanların bu durumu içselleştirdiği ve bu duruma karşı fazla korku duyduğu görülür.

Agirofobi: Bir caddede karşıdan karşıya geçme korkusuna denilir. Bu fobiye sahip olan kişiler özellikle de yaya geçitlerinde büyük korku yaşarlar.

Panfobi: Her zaman var olan bir kötülüğe inanma ve bunun sonucunda da her şeyden korkma durumudur.

Bu makale 7 Haziran 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Gökcan

Ben psikolog Serap Gökcan. 1978 yılında Ankara'da doğdum. İlk, orta ve liseyi Ankara’da tamamladım.2007 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji (başarı burslu) bölümünden mezun oldum. 2011 yılında İstanbul ‘da bir özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde özel eğitim gereksinimi olan çocukların değerlendirilmesi, eğitimleriyle birlikte bu çocuklar ve ailelerine psikolojik danışmanlık  verdim.  2009 yılında  Türk Psikologlar Derneği’nden WISC -R Zeka Testi sertifikası aldım.  2010 yılında Türk Psikologlar Derneği’nden   Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE),   Beier  Cümle Tamamlama Testi,    Bender gestalt  görsel motor algı testi,   peabody resim kelime testi ve goodenough harris adam çizme testi eğitimi aldım.  2010 yılında Türk psikologlar derneği DENVER   Gelişim Testi eğitimi   2010da Türk psikologlar Derneği’nden WISC-R Zek ...

Etiketler
Özgül Fobiler
Psk. Serap Gökcan
Psk. Serap Gökcan
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube