Öfke bize zarar verir mi?

Öfke bize zarar verir mi?

Öfke her zaman konuşulan, çözüm aranan bir konudur ancak öfke bu kadar korkulacak bir duygu mudur? Öfke bizlere zarar veren bir duygu mudur? Bu soruların cevabı kısaca ‘hayır’. Öfke de aynı diğer duygularımız gibi oldukça normal ve olması gereken bir duygudur. Burada fark yaratan asıl kısım öfkeyi nasıl yaşadığımızdır. Öfke duygusu sağlıklı yönetilmediğinde bu soruların cevabı maalesef ‘evet’ olacaktır.

Öfke kontrolünü sağlamak, bu duyguyu sağlıklı bir şekilde yaşayabilmek bizi veya ilişkilerimizi öfkenin zararlarından koruyacaktır. Öfke özellikle ilişkilere çok büyük ve tamir edilmesi güç zararlar verebilir. Aslında gayet iyi anlaşan bir çift sırf öfke kontrolü sağlayamadıkları için ilişkilerine son verebilir veya bir insan en yakın arkadaşını sırf öfkesini sağlıklı yansıtmayı bilmediği için kaybedebilir. Ortaya çıkan bu ayrılıklar ise kişileri daha da zor bir durum içine sokar. İşte tüm bu durumları veya sonrasında pişmanlığı yaşamamak için öfke kontrolünü öğrenmeliyiz. Öfke kontrolü öğrenmemiz gerektiğinin bir diğer nedeni ise öfkenin psikolojik yan etkilerinin yanında fiziksel yan etkilerinin de oluşu. En basit örnekten ilerlersek öfkesini kontrol edemeyen bir birey diğer bir birey tarafından şiddet görebilir veya başka bir kişiye şiddet gösterebilir. Bunun yanında öfkesini sağlıklı bir şekilde yönetemeyen kişiler nefes almada güçlük, baş ağrısı, kas ağrıları, kan basıncının yükselmesi, bayılma gibi bir çok fiziksel olumsuzluğa da sebep olmaktadır. Tüm bu olumsuzluklardan uzak kalabilmek içinse çözüm oldukça açık bir şekilde öfke kontrolünün öğrenilmesidir.

Öfke kontrolünü sağlamak için nefes egzersizleri, meditasyon, açık hava yürüyüşü, trafik lambası yöntemi gibi çalışmalar yapılabilir. Trafik lambası yöntemi kişinin öfkelendiğini hissettiği zaman kendini durdurup, sakinleşmeye çalıştığı bir yöntemdir. Birey öfkelendiği zaman zihnine bir trafik lambası getirmeye çalışır, öfke anında kırmızı ışık yanar ve bu anda kişi kendine “dur” der, bir kaç saniye ve nefesten sonra ışık sarıya geçtiğinde kişi dürtüsel tepkilerini durdurmaya çalışır ve ardından yeşil ışık yandığında ise bu tepkiyi daha sakin bir biçimde vermeye çalışır. Bu yöntem çok basit ve işe yaramaz gibi dursa da güzel çalışıldığı zaman ve nefes kontrolü ile desteklendiğinde oldukça işe yarayan bir yöntemdir.

Peki bu yöntemler yeterli mi? Maalesef bu yöntemler tek başına yeterli değildir. Sağlıklı iletişim yöntemleri de muhakkak öğrenilmeli, kişiyi öfkelendiren durumlar belirlenmeli ve bu durumlara en sağlıklı çözümü bulmak üzere çalışılmalıdır. Aksi takdirde kişi öfke anında davranışlarını kontrol etse bile düşünceler sonrasında da varlığını sürdürebilir, öfkesi tamamen çocukluğunda yaşadığı bir durumla ilgiliyse yönetemeyebilir veya aynı durumla çok sık karşılaşıldığında bir yerden sonra sadece davranış kontrolü yetersiz kalabilir. Bu noktada ise terapi öfke kontrolünde, sağlıklı iletişim kurmada, öfke kaynaklarımızı bulmamızda veya durumları doğru anlayıp doğru tepkiler vermemizde bize büyük ölçüde destek olur. Siz de sürekli öfkeleniyorum, öfkem bana zarar veriyor, kendimi kontrol edemiyorum, çevreme zarar vermek istemiyorum diyorsanız, tek başınıza bir çözüm bulamıyorsanız, öfkenizin kaynağını bulamıyorsanız veya kaynağı bulsanız bile çözüm yolunu göremiyorsanız mutlaka bir uzmandan destek almalısınız. Sevgiler.

Bu makale 16 Ağustos 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Feyza Sever

Uzman Klinik Psikolog Feyza SEVER İstanbul Altınbaş Üniversitesi Psikoloji (%100 İngilizce) bölümünü 1 dönem erken bitirmiştir ve lisans eğitimi boyunca anaokulu, rehabilitasyon ve hastanede gönüllü olarak staj yapmıştır. Lisans dönemini Balıklı Rum Hastanesi Yataklı Psikiyatri Servisinde yaptığı staj ile tamamlamıştır. Aynı zamanda Altınbaş Üniversitesi “Çocuk Üniversitesi” adlı projede görev alarak çocukların yaratıcılık becerilerine katkıda bulunmuştur. Yine lisans döneminde Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Sebla Gökçe tarafından yürütülen “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” projesinde gönüllü çalışmalarda bulunmuştur. Lisans mezuniyeti sonrasında hemen Gelişim Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programına katılmıştır. Yüksek lisans stajını ise ...

Etiketler
Terapi
Uzm. Kl. Psk. Feyza Sever
Uzm. Kl. Psk. Feyza Sever
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube