Obstrüktif uyku apnesi hakkında bilinmesi gerekenler

OUA yaygın görülen bir hastalıktır. Sıklık bakımından literatürde değişken rakamlar
verilmiştir: genel toplumda OUA sıklığı %9–38 arasında belirtilmektedir. Bu geniş aralığın
nedeni; tanımlama kriterleri, kullanılan tanı yöntemi gibi faktörlerin farklılığından
kaynaklanmaktadır.
Özellikle erkekler, ileri yaşlı bireyler, vücut kitle indeksi (VKİ) yüksek kişiler, boyun çevresi
geniş olanlar ve üst solunum yolunda yapısal bir darlığı olanlarda risk artmaktadır. Örneğin,
yüksek VKİ’li bireylerde OUA’nun 50 %’nin üzerinde olduğu bildirilmiştir.
OUA sinsi bir hastalıktır. Çünkü hastalar çoğu zaman horlama, gece sık uyanma, sabah
başağrısı, gündüz halsizlik/zihinsel yorgunluk gibi belirtilerin bir hastalığın semptomu
olduğunu fark etmeyebilir . Bu semptomlar yoğun çalışma/stres/yaşlanma/obezite sonucu
olarak değerlendirilebilir ve tanı gecikebilir.
OUA’nın Sağlık Riskleri
OUA sadece etrafı ratsız eden bir horlama veya yorgun uyanmaya neden olan uykuda nefes
durmasıyla sınırlı değildir; uzun vadede birçok hastalığa sebep olduğu kanıtlanmıştır.
Kardiyovasküler Hastalıklar: Tedaviye dirençli yüksek tansiyon, ritim bozukluğu, kalp
yetmezliği, inme gibi durumlarla ilişkilidir ve tedavisiz kalmış hastalarda komplikasyon ve
ölüm riski artmaktadır.
Metabolik ve Nörolojik Etkiler: Tip 2 diyabet, insülin dirençliliği, depresyon, bilişsel
fonksiyon bozuklukları gibi durumlar daha sık görülmektedir
Trafik ve İş Kazaları Riski: Kalitesiz uyku ve gündüz uykululuğu nedeniyle dikkatte
azalma, tepki süresinde uzama gibi durumlar söz konusudur. OUA çok önemli bir trafik
kazası sebebidir.
Tedavi Yöntemleri ve Uyumluluk Oranları
OUA KBB Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Nöroloji, Diş Hekimliği gibi branşların tedavide
birlikte çalıştığı bir hastalıktır. OUA tedavisinde üç ana başlık öne çıkar: yaşam biçimi
değişiklikleri, cihaz terapisi (özellikle CPAP) ve cerrahi yöntemler. Her birinin
uygulanabilirliği ve hasta uyumu farklıdır.
Yaşam Biçimi Değişiklikleri
Kilo verme, alkol ve uyutucu ilaçlardan kaçınma ilk adım olarak önerilir. Kilo verme için
başarı kriterimiz vücut ağırlığının %10’u kadar kilo vermektir. Maalesf çoğu hastamız bunu
başarmakta zorlanmaktadır. Bu yöntemler her ne kadar basit horlama veya hafif hastalıkta
daha faydalı olabilse de çoğu hastada tek başına yeterli olmadığı çalışmalarda gösterilmiştir.
Sadece sırtüstü yatarken sorun yaşayan hastalarda sırtüstü yatıştan kaçınma yöntemleri
oldukça faydalı olabilir. Sırt üstü yatmayı engelleyecek yöntemlerden uyurken sırt çantası
takmak veya sırta dikilen bir cebe lastik top koymak gibi çözümler önerdiğimiz bu hasta
grubunda da tedaviye uyum ancak hastaların yarısında sağlanabilmektedir.
Dil kökünün geriye doğru hava yolunu daralttığını saptadığımız ve alt çenesi rahatça belli
miktar öne gelebilen hastalara, uyurken alt çeneyi önde tutan ağız içi apareyleri kullanmak da
kestirme bir çözüm sağlayabilmektedir. Bu tedavi yöntemi bazı hastalarda çok faydalı
olabilirken bazı hastalar tedaviye uyum göstermekte zorlanabilmektedir.
Maske Tedavisi(CPAP)
CPAP(Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı), OUA hastalığının en etkili tedavisi kabul
edilmektedir. Tedaviyi gecede en az 4 saat kullanan hastalarda kardiyovasküler olay riskinin
anlamlı biçimde azaldığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, uyumluluk bazı hastalarda sorun
olabilmektedir. Hastanın burun havayolunun açık olması, maskenin kaliteli ve yüze uygun
olması tedaviye uyumu arttıran fakörlerin başında gelmektedir.
Çalışmalarda CPAP uyumunun genellikle %30–60 aralığında olduğu bildirilmiştir. 2 yıl
takipte hastaların yaklaşık %45’inin yüksek uyum sağladığı, geri kalanının uyumsuz olduğu
bildirilmiştir. Uyum düşüklüğünde cerrahi ya da alternatif tedaviler ön plana çıkmaktadır.
Cerrahi Yöntemler
Uyku problemleri yaşayan bir hasta değerlendirilirken henüz uyku testi yapıp hastanın
gerçekten OUA tanı kriterlerini karşılayıp karşılamadığını görmeden önce bile cerrahi bir
seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır.
“Ben burun tıkanıklığı ve uyku sorunlarını birlikte yaşayan hastalarıma, hem
şikayetleri uyku dışında da hayatlarını olumsuz etkilediği, hem burun içindeki
nefes almayı bozacak durumların düzeltilmesiyle nefesin burundan
alınması(ağız kapalı uyunması) ile uyku testi sonuçları değişeceği, hem de
OUA’nın tüm tedavi seçeneklerinde burnun rahat nefes alabilmesinin gerekli
olması nedeniyle burun ameliyatını uyku testinden önce planlıyorum.
Burundan rahat nefes alabilmeyi sağladıktan sonra uyku testi yaptırıyorum.”
Cerrahi, seçilmiş hastalarda oldukça anlamlı bir alternatiftir. Özellikle CPAP’a uyum
sağlayamayan ya da muayenede net bir anatomik bir darlık görülen vakalarda OUA
cerrahileri gündeme gelir.
KBB muayenesinde bademcikler büyükse, yumuşak damak aşağıda yerleşmişse, boğaz çapı
belirgin darsa özellikle de sorunun tek bir yerdeki darlıktan kaynaklandığı düşünülürse
hastanın cerrahiden fayda görme potansiyeli yüksektir.
Uygun vakalarda cerrahi ile, %60-80 aralığında başarı oranları bildirilmiştir .
Uygun hastalarda cerrahi tedavi ile uyku testi skorlarındaki düzelmenin ötesinde vücudun
genelindeki olumsuz etkilerin de azaldığı gösterilmiştir.
Cerrahi başarılı olsa bile OUA’nın tam olarak ortadan kalkması için kilo kontrolü, uyku
pozisyonu gibi destekleyici tedavilerle ve diğer OUA tedavileriyle kombinasyonlar da
gerekebilmektedir.
Cerrahi kararında hasta beklentisi, hastalığının ağırlığı, CPAP geçmişi ve anatomik tarama
sonucu birlikte değerlendirilmelidir; cerrahi tek başına mucize değildir, iyi seçilmiş hastalarda
etkili olur.
Sonuç
“Horluyorum ama sorun yok” ya da “uyku apnesi sadece şişmanlarda olur” gibi algılar,
OUA’nın yaygınlığı ve riskleri ışığında yanlış yönlendirmelere yol açabilir. OUA olanlarda
basit gibi görünen bir horlama tablosunun arkasında ciddi sağlık riskleri saklanıyor olabilir.
Doğru tedavi ile yaşam kalitesi ve uzun dönem sağlık sonuçları iyileştirilebilir.
“Eğer soğuk algınlığı, mevsimsel alerji veya alkol kullanımı gibi bir durum
yokken bile horlama, ağız açık uyuma, uykuda nefes kesilmeleri, tıkanma ile
sık sık uyanma, sabah yorgun uyanma veya gün içinde uyuklama şikayetleriniz
varsa mutlaka doktorunuza baş vurmalısınız.”




