Obsesif kompulsif bozukluğu anlamak

Obsesif kompulsif bozukluğu anlamak

Ruh sağlığı uzmanlarının kullandığı klavuz kitap DSM-5 tanı kriterleri kitabında “Takıntı-Zorlantı Bozukluğu” olarak da geçen OKB, takıntı veya saplantıların olduğu, genelde sürekli devam eden, bazen dönemsel olarak alevlenmelerle karakterize bir bozukluk olmakla birlikte bireyin işlevselliğini belirgin bir ölçüde etkileyebilen bir bozukluktur. Obsesyonlar (takıntılar) istemsizce gelen, bireyin saçma olduğunu bildiği ancak engellenemeyen ve sürekli tekrar eden düşünce, düşlem ya da dürtülerdir.

Kompulsiyonlar (zorlantılar) ise bireyin bu takıntılı düşünce, düşlem ya da dürtüleri rahatlatabilmek için istemsiz olarak kullandığı ve tekrarlayan davranış kalıplarıdır.  Kompulsiyonlar bireyi rahatsız eden düşünce ya da dürtüler üzerinde kısa süreli bir rahatlama sağlarken bu davranışların da birey tarafından öğrenilip sürekli olarak tekrarlanmasına ortam hazırlar.  Böylelikle hastalığın ilerlemesiyle birlikte birey, takıntıları rahatlatabilmek için kompulsiyonları sürekli tekrarlama zorlantısı hisseder, bunun beraberinde zamanla kişinin gündelik yaşantısı olumsuz etkilenmekte ve işlevselliğini devam ettirmekte sorunlar yaşamaya başlamaktadır. OKB’ye sahip bireylerde çoğunlukla obsesyonlarla beraber kompulsiyonlar görülebildiği gibi, yalnızca obsesyonlar (takıntılar) da görülebilmektedir. 

OKB’ye örnek vermemiz gerekirse, en sık görülen türü olan bulaşma obsesyonlarından bahsetmek olasılıkla uygun olacaktır. Bulaşma obsesyonuna sahip bir kişi, etraf ne kadar temiz olursa olsun her şeyin kirli olduğuna yönelik güçlü bir inanışa sahiptir ve o ortamda bulunması ya da herhangi bir yere temas etmesi halinde mikrop kapacağına ve hasta olacağına dair yoğun bir endişe taşır. Buna istinaden bu ısrarcı düşünceyi rahatlatmaya yönelik edindiği yöntem olarak temas edeceği yeri 6 kere temizlemesi ya da ellerini 3 kez yıkaması gerektiği gibi edindiği farklı rutinlere ve gelenekselleştirdiği bir takım davranışlara ihtiyaç duyar.

OKB tedavisinde psikiyatrik tedaviler ile beraber psikoterapilerin başarılı sonuç alınmasında katkısı büyüktür.

Bu makale 6 Aralık 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Tutku Damla Topaloğlu

Uzman Klinik Psikolog Tutku Damla Topaloğlu, 1995 yılında İzmir’de doğmuştur. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini İzmir’de tamamladıktan sonra, 2013 yılında, burslu olarak Girne Amerikan Üniversitesi %100 İngilizce Psikoloji bölümünü kazanmıştır, 2018 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl, Yakın Doğu Üniversitesi Tezli Klinik Psikoloji programını %100 burslu olarak kabul edilmiştir ve 2020 yılında Uzman Klinik Psikolog ünvanını almıştır. Lisans eğitiminin sonunda tezini “The Moderating Influence of Self-Esteem on Relationship Satisfaction”, Yüksek lisans eğitiminin sonunda ise “Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavisi Gören Hastaların Psikolojik Dayanıklılık ve Öz Yeterlilik Düzeylerinin Tedavi Motivasyonuyla İlişkisi” üzerine yazmıştır. 2018 yılında lisans stajını Lefkoşa LEPİM Psikiyatri Merkezi’nde tamamladıktan sonra şirket bünyesinde ...

Etiketler
Psikoterapi
Uzm. Kl. Psk. Tutku Damla Topaloğlu
Uzm. Kl. Psk. Tutku Damla Topaloğlu
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube