NEDEN ŞİKAYET EDERİZ?
Bazen, sevdiğiniz birinin hayatında bir problem olduğunu görürsünüz. Kendini kötü hissettiğini, sürekli şikayet ettiğini fark edersiniz ve ona yardım etmek istersiniz. Ancak her
ne kadar yardım etmeye çalışsanız da, o kişi sizinle işbirliği yapmaz ya da yapamaz.Zamanla, onu anlamakta zorlanır ve öfkelenmeye başlarsınız.Oysa Şikayet, o kişi için bir denge halidir. Sızlanmak ve problemlerine tutunmak, bilinçsizcegeliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Çünkü bu durum, onun bildiği ve alışık olduğu cehennemdir ama bu tanıdık cehennem, bilmediği bir cennetten daha güvenlidir. İnsanın en temel güdülerinden biri, hayatta kalmaktır. Zihnimiz ve bedenimiz, bizi
tehlikelerden korumak için çeşitli savunma mekanizmaları geliştirir. Bu mekanizmalar, her zaman mantıklı olmasa da, bizi güvende tutmayı amaçlar. Kişi, acı veren durumunda bile kalmayı seçebilir, çünkü orası tanıdık ve öngörülebilir bir yerdir. Değişim ise bilinmeyen bir alan, belirsiz bir yolculuktur; dolayısıyla ürkütücü ve tehdit edici gelir.
Belki de asıl anlamamız gereken, insanların çoğu zaman içinde bulundukları rahatsız edici durumdan kurtulmak istememelerinin arkasında yatan nedenlerin, onların kendilerini koruma içgüdüsü olduğudur. Onları bu duruma sıkı sıkıya bağlayan şey, değişimin getireceği bilinmezlik korkusu ve mevcut durumda kalmanın sağladığı tanıdık güvenlik hissidir. Bu yüzden, yardım etmek isterken kişinin dengesini bozmadan, küçük adımlarla ilerlemek ve ona güvenli bir alan sunmak önemlidir. Değişimin korkutucu değil, cesaretlendirici olabileceğini göstermeli ve onunla birlikte bu sürece adım adım yol almayı teklif etmeliyiz. Çünkü bazen en büyük iyilik, birinin kendi bildiği cehennemde kaybolmasına izin vermek
değil, onunla birlikte cennete giden yolu keşfetmektir.