Nasıl dahi olunur?

Nasıl dahi olunur?

Bu soru en eski sorulardandır. Tarih boyunca dehalar çevrelerindeki diğer insanlara göre daha problem çözücü, daha yaratıcı olmalarıyla yaşamlarını kolaylayabilmiş ve diğerlerinin imrendiği kişiler olmuşlardır . Gerçi tarihsel süreçte bütün dahiler dehalarını meşhur olmak , çok para kazanmak ve iyi bir hayat sürebilmek için kullanamamış olabilir. Ama yine de deha ,kimsenin ben istemem diyebileceği bir şey olmasa gerek. Herkes dahi olmak ya da çocuğunun dahi olmasını ister.

Bu soruyu soranlardan birisi ve dolaylı olarak da olsa modern bilimin dehanın sırlarını çözümlemesine yardımcı olan kişi Albert Einstein in ölümünün gerçekleştiği hastanede nöbette olan doktor  THOMAS STOLTZ  HARVEY ‘dir. Harvey , EİNSTEİN’in beynini çalmış ve bu dehanın sırlarını araştırmaya koyulmuştur. Harvey ilk araştırmaları sonucunda Einstein in beyninin diğer beyinlere göre fiziksel bazı farklılıklar içerdiğini fark etmiş ve çalışmalarını kamuoyuna duyurmuştur. Harvey e göre Einstein in beyninin sağ yarım küresinde diğer beyinlerde gözlemlenemeyen omega şeklinde yapılanma vardı. Harvey dehanın sırrının bu olduğunu düşündü. Ancak bu açıklamadan günler sonra bazı bilim insanları aynı şekillerin gözlemlendiği , sıradan hayat süren hatta pek de zeki sayılmayacak hayat süren bazı insan beyinleri olduğunu gösterdiler. Her ne kadar Harvey ve bilim dünyası dehanın sırrını çözümlemek konusunda hayal kırıklığına uğramışlardı.

Ancak bir kısım araştırmacılar bu fiziksel şekil farklılıklarına ilgi duydular. Diğer beyinlerin Einstein in beynindeki bu şekil farklılığına benzemesinin nedenini araştırmaya başladılar. Neydi ortak noktaları ?. Deha değilse neydi peki?

Bu sorunun cevabı aynı zamanda dehanın sırrını da çözecekti.

Henüz cevaplara tam ulaşılamadan bile deha bir beynin nadir görülmediği anlaşılmıştı.

Diğer kadavraların hayatlarında dahi insanlar olarak bilinmemeleri, Einstein doğuştan farklı bir beyine sahip olmadığının, dehasının sırrının doğuştan ona verilmiş bir lütuf olmadığının ispatıydı. Ya da başka bir bakış açısıyla dehanın sadece o ve tarihte yaşamış birkaç seçkin insana verilmiş bir armağan olmadığının. Bu sorunların cevap arayışı insanoğlunu çok değerli ve umut verici bir noktaya getirecekti. Albert Einstein ya da diğer dahilerin dehalarının sırrı beyinlerinde varoluştan gelen bir şey değildi. Kazanılabilen bir şeydi.

Yani bir bakıma her çocuk dahi potansiyelli doğuyor. Ama sonra bir şeyler oluyor.

BİR SONRAKİ YAZIMDA BUNLARI AÇIKLAYACAĞIM.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. Ferhat Buldum

Psk.Dan. Ferhat Buldum, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Mersin Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünde başladığı eğitimini başarıyla tamamlamıştır.

2015- 2017 Berdan Cıvata, Endüstriyel Danışmanlık 2006 - 2009 Özel Eğitim Kurumları, Eğitim Koordinatörü olarak görev almiş olan Psk.Dan. Ferhat Buldum mesleki çalişmalarına şu an Mersin Osgb ve Psikolojik Danışmanlık merkezin'de devam etmektedir.

 

Etiketler
Okul başarısı
Psk. Dan. Ferhat Buldum
Psk. Dan. Ferhat Buldum
Mersin - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube