İnsanın iç evreniyle dışsal evren arasında sürekli bir değerlendirme süreci bulunur. İnsanın duygu-düşünce-davranış durumu bazen çevrenin değişmesiyle (seyahat, yakın ziyareti, yeni bir aşk gibi) değişir. Bazı durumlarda da çevre duvar gibidir. Değiştiremezsiniz ve siz bu duruma adapte olmak zorunda kalırsınız (askerlik, kamp, zorlu bir sınav süreci, hamilelik gibi) Çevre kesinlikle değişmez özellik gösterip siz bu duruma isyan ediyorsanız; bu durumda camdan içeriye girmeye çalışan kuşa benzersiniz. İçeriye giremeyeceğiniz gibi kendinize de zarar vermekten öteye bir durum olmayacaktır.Yapacağınız en rasyonel şey kendinizi olabildiğince duruma adapte etmek ve zorlu süreçlerin-acının insan için geliştirici olduğunu aklımızdan çıkarmamaktır.
Genel manada insanların çevresel ve iç motivasyonel odaklı karakterde olduğu söylenebilir. İç motivasyonu yüksek insanlar özgüveni ve farkındalığı yüksek insanlardır. Ne yaptıklarının bilincindedirler. Çevresel özelliklere daha çok meyilli kişilere 'gibi yaşayıcılar' diyebiliriz. Bu kişiler o kişi gibi giyinmek, akrabalarının söylediği gibi olmak için ellerinden gelen gayreti gösterirler. Bu çoğunlukla başlı başına mutsuzluk ve yorgunluk kaynağıdır. Çünkü denizden elekle su taşımak neyse başkalarını da tatmin etmek odur. Çevresel özellikler değişmeden hiç bir zaman mutlu olamayacağını düşünebilirler. Bu özellikteki kişilerden bazıları için çevrenin değişmesi süreci de hiç bir zaman bitmez. Ta ki ömür bitene değin.. . Çevredeki insanların neler yaptıkları kendilerinin ne yapacağında karar mercidir. Bu da doğal olarak başkalarının görüşünün, kişinin kendisinin vereceği kararın kendisinden bile daha değerli olduğunu gösterir. Başkalarının hayatında ne olup bittiği; kişide nerelere gidileceği, ne yiyip içileceği,ne giyileceği gibi bir çok şeyi yönetir.Aynı durum toplum hayatında da kendini göstermektedir.Aynılaşmak daha güvenli olsa da sizi siz olmaktan alıkoyar.Oluşan durumu moda olarak tanımlamak da yapılan eylemi masum kılar ve kişi bu içerikte kendini güvende hisseder.Lakin kişinin kendine özgü yanları modaya elvermezse bazen gülünç durumlar bile oluşabilir.Tabi bunu yakalamak için de dışarıdan ve çıplak gözle bakmakta yarar var.
Tüm bu anlatılanlar çevreden tamamen bağımsız olarak davranmamız gerektiği anlamını taşımaz. Zaten böyle bir şeyi söylemek çoğu psikoloji eksenli uzmanın hemfikir bulunduğu; zekanın çevreye uyumla ilgili olduğu görüşündeki teoriye ters düşerdi. Anlatılan şey çevreden gelen hasatı bir değirmen gibi eleyip tekrar geriye verdiğimizde saf, katıksız bir ürün ortaya koymaktır. Evrenden gelen verileri kendi dinamiklerimizle yeniden yoğurmaktır.
Esmer, sarışın, kısa,uzun,sakin,neşeli,sabırlı,hareketli,doğa sever,müzisyen,ressam ve daha bir çok özellik…İnsanın kendini tanıması yaşamsal olan kültür-sanat faaliyetleri başta olmak üzere kendini geliştirmesine; insanla-doğayla iletişimine ve üreticiliğine bağlıdır. Yaşamda mutlu olmak,kaliteli anları artırarak kendimizden artırdığımızı başkalarıyla paylaşmak.. yaşamak ve yaşatmak için..