Menopoz; adet kanamasının kesilmesiyle başlayan yaşamın belki de en uzun dönemidir. Toplumumuzda menopoz önyargısını yıkarak,bu dönemde kendimizle barışık olmalıyız.
Adetlerde düzensizlik, gecikmeler başlayınca ''sanırım menopoza giriyorum'' yorumunu kendiniz yapmayın. Bırakın bunu doktorunuz size söylesin. Kendiniz karar vermeyin. Zira menopozda görülen bulgular önemli başka hastalıkların da belirtisi olabilir.
Kadınların ortalama yaşam süresi uzadığı için menopozda kalınan östrojensiz süre uzamaktadır. Her kadın bu süreci doğal olarak yaşayacaktır. Önemli olan vücudumuzdaki değişiklikler ve yaşam kalitemizin bundan ne kadar etkilendiğidir.
Kadınların yaşamları boyunca görülen kemik kaybının %75 i menopoz sonrası olmaktadır. Kalp-damar sistemini de olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden hormon tedavisine gerek duyulduğunda başlanmalıdır.
Bizim toplumumuzda kadın=doğurganlık olarak algılandığı için menopoz kadınlığın kaybedilmesi olarak algılanıyor. Oysa korunmasız ilişki, her ay kanamanın olmaması menopozun artılarıdır. Beynimizi menopozun yaşamın doğal bir süreci olduğuna adapte etmeliyiz. Ayrıca adet görmeme durumu bir yıl oluncaya kadar korunmaya devam edilmelidir.
