Doktorsitesi.com

Madde Kullanım Bozukluğuna Aile Perspektifinden Bir Bakış

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
16 Ağustos 202525 görüntülenme
Randevu Al
Madde Kullanım Bozukluğu (MKB), aileyi hem ekonomik hem de sosyal açıdan derinden etkileyen bir durumdur. Aile, sürecin her aşamasında risk faktörü, koruyucu unsur veya tedaviye destek kaynağı olarak rol oynayabilir. Parçalanmış aile yapısı, düşük ebeveyn eğitimi, işsizlik, aile içi şiddet ve madde kullanımı öyküsü gibi etkenler riski artırırken; güçlü ebeveyn-çocuk ilişkisi, tutarlı disiplin, ebeveyn katılımı ve destekleyici sosyal çevre koruyucu etki gösterir. Tedavi sürecinde aile desteği, bireyin iyileşme motivasyonunu yükseltir, tedaviye güveni artırır ve nüks riskini azaltır.
Madde Kullanım Bozukluğuna Aile Perspektifinden Bir Bakış

Madde kullanım bozukluğunun (MKB) aile perspektifinden değerlendirilmesinin önemi birçok çalışmada ele alınmıştır. İlk görüş ailenin alkol ya da diğer maddelerin kullanımının başlamasından, kullanımın yoğunluğuna ve tercih maddesine kadar etkisi olduğudur. Bir diğer görüşe göre ise aile madde kullanımı ve zararlı etkilerine karşı koruyucu bir etmen ya da tampon işlevi görmektedir. Alkol ve madde kullanımının desteklenmediği ailelerde aile üyeleri alkol ya da madde kullanımına daha az eğilimlidir. Son olarak alkol ya da madde kötüye kullanımı olan ailelerde, aile üyelerinin birbirlerine karşı tutumları ve aile ilişkileri etkilenmektedir.

 

MKB aileyi birçok yönden etkileyen bir hastalıktır. Ailede hem ekonomik hem de sosyal açıdan negatif etkiler bırakmaktadır ve bu etkilerin derin ve şiddetli olduğu görülmektedir. Ailenin tüm bu alanlarda etkilenmesi ise ailenin işlevselliğini bozmaktadır. Aile tüm yaşam döngüsünde madde kullanımı için hem potansiyel bir risk faktörü hem de koruyucu bir etmen olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda iyileşme döneminde de önemli bir rol üstlenmektedir. Aile özellikleri bağımlılığın seyrini, iyileşme dönemini ve tekrar kullanıma dönmeyi etkilemektedir. MKB sosyal ve ailevi birçok sorunla ilişkilidir. Bu sorunlar, tedavi ve/veya iyileşme sürecinde olan MKB tanısı alan bireye, aileye ve topluma zorluklar yaratır. MKB tanısı alan bireylere ve ailelerine bu sorunları çözmelerine yardımcı olacak birçok etkili müdahale, tedavi ve karşılıklı destek programı vardır. Mevcut derlemenin amacı MKB sürecinde ailenin rolünü incelemektir. Bu kapsamda MKB sürecinde aile risk etmeni, koruyucu etmen ve tedavi bir parçası etmenleri ile ele alınacaktır.

 

Risk Etmeni Olarak Aile

Ailenin, akran ilişkilerinin ve sosyal çevrede karşılaşılan risklerin madde kullanımına başlamada etkili bir rolü vardır. Ögel bir aile üyesinin madde kullanımının olması, çocuk istismarı ve ihmali, aile üyelerinde ruh sağlığı sorunları olması, kalabalık ve geniş aileye sahip olmak, ailede işsiz üyelerin olması, ebeveynlerin eğitim seviyesinin düşük olması, aile içi şiddet, işlevsel olmayan ebeveynlik stilleri, ailenin parçalanmış ya da ebeveynlerin boşanmış olması, ebeveynlerden birinin kaybı, aile içerisinde belirli bir düzenin olmaması, özdeşim kurulabilecek bir aile üyesinin olmamasını madde kullanımı için risk etmenleri olarak ifade etmiştir. Barret ve Turner ise madde kullanımına başlamaya dair risk faktörlerini parçalanmış aileye sahip olma, ebeveynlik becerilerinin yetersizliği, aile içi şiddet ve ailede madde kullanım öyküsünün olması şeklinde belirtmiştir.

 

Koruyucu Etmen Olarak Aile

Koruyucu etmenler, bireylerin, ailelerin, toplulukların veya daha geniş toplumun refahını artıran ve olumsuz sonuçlarla karşılaşılması riskini azaltan koşulları ifade etmektedir. Çalışmalar koruyucu etmenlerin riskli durumlara maruz kalma sürecinde tampon etkisi işlevi gördüğünü hem bireylerin hem de ailelerin zor durumlarla başa çıkma becerilerini ve yaşam kalitelerini artırdığını ifade etmektedir. Özellikle öz düzenleme becerileri, ilişki becerileri ve problem çözme becerileri, dayanıklılık, destekleyici arkadaşlara sahip olma, olumlu akademik performans, gelişmiş bilişsel işlevsellik ve daha iyi sosyal beceriler gibi olumlu sonuçlarla ilişkilidir. Aile, çocuklar ve bakıcılar arasında güçlü bir bağ olduğunda; çocuğun yaşamına ebeveyn katılımı sağlandığında, finansal, duygusal, bilişsel ve sosyal ihtiyaçları karşılayan destekleyici ebeveynlik işlevi yürütüldüğünde; disiplin tutarlı bir şekilde uygulandığında, açık kurallar olduğunda; madde kullanımına ilişkin geleneksel normlar benimsendiğinde ve topluluk kurum ve kuruluşlarıyla katılım sağlandığında koruyucu bir etmendir. Aile merkezli programlar, koruyucu faktörleri güçlendirerek çalışır ve böylece risk olasılığını azaltır.

 

Tedavinin Bir Parçası Olarak Aile

Bir aile üyesi bağımlı olduğunda tüm aile etkilenir bu nedenledir ki bağımlılık birçok araştırmacı ve klinisyen tarafından bir aile hastalığı olarak kabul edilmektedir. Araştırmalara göre bağımlı bir aile üyesinin olduğu ailelerde utanç, inkâr, suçluluk, yas, öfke ve keder gibi olumsuz duygulardan ruh sağlığı sorunlarına kadar birçok olumsuz duygudurum gözlenebilmektedir. Bu durumlar aile üyelerinin sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Madde kötüye kullanımı bir aile sorunudur ve önleme programlarının aileleri güçlendirmeyi amaçlaması gerekmektedir. Bağımlılığa özgü aile içi risklerin tespit edilmesi ve ailelerin ihtiyaçlarının belirlenmesi tedavi programlarının etkililiği artıracaktır.

Aile tedavi sürecinde bir sosyal destek kaynağıdır. Algılanan sosyal desteğin kuvvetli olması tedavinin başarısını olumlu yönde etkilemektedir ve nüks sıklığını azaltmaktadır. Madde kullanıcılarının ailelerinden algıladıkları sosyal destek, problem çözme sürecine ve tedaviye güveni artırmaya destek olur. MKB olan bireylerin ailelerinden algıladıkları desteğin bilişsel ve duygusal boyutları olduğu ifade edilmektedir. Bu boyutların içinde ise duygusal destek, takdir desteği, bilgi desteği ve güven desteği yer almaktadır.

 

Kaynakça: https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1241231/madde-kullanim-bozukluguna-aile-perspektifinden-bir-bakis

Yazarlar: Dilara DEMİRCAN, Lut TAMAM

Etiketler

Madde kullanımıAile danışmanlığıErgenlerde madde bağımlılığıOnline terapiOnline psikolojik danışmanlık

Yazar Hakkında

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Veysel Hasan Gül, Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı üniversitede Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü de tamamlayarak çift anadal yapmıştır. Ayrıca Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü yandal programını bitirmiştir. Lisans eğitimini takiben, Millî Eğitim Bakanlığı Ankara Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü’nden "Özel Eğitim Alan Uzmanlığı" almıştır. Aile Danışmanlığı eğitimini ise doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı'nın akreditasyonu ve yetkilendirmesi ile tamamlamıştır. Psikoloji alanında kuramsal eğitimlerine varoluş psikoterapi üzerine doktor Erkan Kalem'den temel eğitim ve süpervizyon eğitimlerini almış olup, vaka süpervizyonlarını sürdürmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini Prof. Dr. Şükrü Uğuz'dan almıştır. Çocuk ve ergenlerde gelişim alanında ilkel refleks eğitimi ve öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu üzerine Brainfit eğitimini Dr. Mehmet Engin Uysal'dan almıştır, süpervizyonlarına devam etmektedir. Birçok özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde kuruculuk, eğitim koordinatörlüğü, okul psikolojik danışmanlığı görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca Adana UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) Rehabilitasyon Başkanlığı görevinde bulunmuştur. 2013 yılından bu yana aktif olarak sahada görev yapan Gül, 10 yılı aşkın mesleki deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca bireysel danışmanlık, çocuk ve ergen danışmanlığı, aile danışmanlığı ve ruh sağlığı alanlarında çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Hâlen Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Varlık Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde hizmet vermeye devam etmektedir. Poyep Çocuk ve Ergen Gelişim markasının kurucusudur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.