Madde bağımlılığı ve yapılması gerekenler!

Madde bağımlılığı ve yapılması gerekenler!

Uyuşturucu bağımlılığı maalesef son yıllarda oldukça sık karşılaşmaya başladığımız ve olumsuz psikolojik, sosyolojik ve ekonomik sonuçlar doğuran bir olgu. Uyuşturucular merkezi sinir sistemi üzerine doğrudan veya dolaylı etkileri olan, kullananın fiziksel ve ruhsal dengesini bozarak vücut bütünlüğüne zarar veren doğal ya da sentetik maddelerdir. Uyuşturucu maddeler keyif vericidir. Etkisi geçtikten sonra birey aynı etkiyi hissedebilmek için maddeyi tekrar tekrar kullanmaya başlar, zamanla almadan yapamaz hale gelir ve bağımlı olur. Aynı etkiyi hissedebilmek için zamanla kullanım miktarını artırır. Bağımlılık yapan maddeler ecstasy, esrar, eroin, kokain, bonzai, captagon, LSD, GHB, bazı mantar türleri, ketamin, anabolik steroidler, metamfetaminlerdir.

Madde bağımlısı olan kişi kullanılan uyuşturucu maddeye fizyolojik ve psikolojik bağımlılık gösterir, çoğu kez tasarladığından fazla miktarda kullanır, kestiğinde veya azalttığında fiziksel ve ruhsal yoksunluk belirtileri gösterir. Kullanılan maddenin vücut işlevlerini olumsuz yönde etkilemesine, zarar vermesine rağmen madde kullanımına devam edilmesi, sürekli madde arayışında olunması ve miktarının giderek arttırılması kişinin bireysel, toplumsal ve mesleki yaşam kalitesine olumsuz yansır. Kişi iş ve sosyal yaşamındaki aktivitelerden uzaklaşmaya başlar. Psikolojik ve fizyolojik problemler ortaya çıkar.

Madde kullanımı, özellikle de gençler arasında yaygınlaşması önemli bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Madde bağımlılığının oluşmasında ilk adım merak etme ve deneme davranışıdır. Bireyler bağımlı olma ihtimalini düşünmeksizin, kendilerini kontrol edebilecekleri düşüncesiyle madde kullanımına başlarlar. Uyuşturucu maddeyi bir kere kullanmak bile bağımlı olmak için yeterlidir. Madde kullanan bireyler çoğu zaman kullanma kontrolünü ellerinde bulundurduklarını düşündüklerinden bağımlı olduklarının farkına varmaksızın kullanıma devam ederler.

Bağımlılığın oluşmasını etkileyen temel unsurlar bireyin genetik yatkınlığı, kişilik yapısı, zorluklarla baş etme becerisi sosyal çevresi ve uyuşturucu maddeye erişim kolaylığıdır. Bireylerin kişilik yapıları ve psikolojik durumları arasında yakın bir ilişki vardır. Aşırı sinirli, tepkisel ve saldırgan davranışlar sergileyen kişilerin zor ve sıkıntılı olaylar ile baş etme becerileri zayıftır. Sıkıntılı durumlarla baş etmek yerine uyuşturucu maddelerin vereceği geçici huzurdan yardım almak için madde kullanmaya başlarlar. Toplum içerisinde kendini yalnız hisseden, sevgi yoksunu bireyler duydukları kaygı ve çökkünlükten uzaklaşmak için madde kullanmaya eğilimli olabilirler. Engeller ve sorunlar karşısında mücadele gücü olmayan, duygularını ifade etmekte güçlük çeken, dürtülerini ve öfkesini kontrol edemeyen kişiler de risk grubunda yer alır. Akademik olarak başarısız olan ve uyumsuz ve tehlikeli davranışlar sergileyen gençler de madde kullanma davranışı gösterebilir. Aile ve aile yapısı da madde kullanımında etkilidir. Madde bağımlılığından en olumsuz etkilenen yapıdır bununla beraber bağımlılıkla mücadelede önemli bir yeri vardır. Antisosyal kişilik bozukluğu olan, madde kullanan ebeveyni olan çocuklar madde kullanımına daha yatın hale gelebilirler. Parçalanmış ailelerde büyüyen, duygu ve düşüncelerini yeterince ifade edememiş, baskı ve tutarsız davranışlar altında yetişen gençler sorunların içinden çıkamadıkları zaman madde kullanımına başvurabilmektedir. Madde bağımlılığının oluşumunda etkisi olan bir diğer etken de arkadaş ve akran grubudur. Ergenlik döneminde arkadaş grubuna aidiyet duygusunun önem kazanması sonucu arkadaş grubunun madde kullanımı ile ilgili tutumu madde kullanımını özendirici olabilir. Arkadaşlarının madde kullanması durumunda bireyin de madde kullanma davranışı göstermesi beklenebilir. Bireylerin yaşadığı çevrenin de madde kullanımında etkisi bulunmaktadır. Uyuşturucuya kolay erişim sağlanabilir ve özendirici bir ortamda olmak kullanımı arttıran etmenlerdendir. Sanal ortam ve sosyal medya da uyuşturucu madde kullanımının özendirilmesi ve pazarlanması amacı ile suiistimal edilen mecralardır. Sosyal medya üzerinde uyuşturucu maddeler ile ilgili fotoğraf ve video paylaşımları yapılmakta ve aynı zamanda uyuşturucu satışı da yapılabilmektedir. Internet üzerinden ulaşılabilen bazı oyunlarda gençler uyuşturucuya özendirilebilmektedir.

Uyuşturucu madde bağımlılığı bireylerin ve dolayısı ile ailelerin hayatlarına mal olan ve üzerinde önemle durulması gereken toplumsal bir meseledir. Bağımlılık ile mücadelede ailenin sağlayacağı katkı oldukça önem arz etmektedir. Aile içinde tüm aile bireylerinin sağlıklı bir iletişim ve etkileşim içinde olması bireylerin olumsuz hayat olayları karşısında baş etme becerilerine destek verir. Çocuklar ve gençler sağlıklı bir iletişim ve etkileşim içinde yetiştiklerinde kendilerini güvende ve değerli hissederler. Çocukların duygularını ifade etmelerine destek vermek, onları yargılamadan sözünü kesmeden dinlemek çocuğun hem ebeveynine hem de kendisine olan saygı ve güvenini arttırır. Çocukların ve gençlerin madde kullanımından uzak durmaları için ihtiyaç ve isteklerinin farkında olmaları, kendilerine güven duymaları ve akran baskısı ile nasıl mücadele edeceklerini bilmeleri gereklidir. Uyuşturucu madde bazen güven duyulan biri tarafından kullanılmaya ikna edilebilmektedir. Böyle bir durumda net bir “Hayır” tavrı sergileyebilmek çok önemlidir. İletişimi sonlandırıp “Hayır” sözcüğünü kullanabilmek güvenli davranışın bir göstergesidir. Ebeveynler, çocuk ve gençleri sanal platformların zararlı olabilecek etkisinden korumak için mutlaka gözetim altında tutmalıdırlar .Ebeveynler çocuklar için rol modeldirler. Ebeveynlerin bağımlılık yapan maddelere karşı sergiledikleri tutum, sözlü uyarılarından çok daha etkilidir. Çocuğun ebeveynleri tarafından yeterince sevgi ilgi ve onay görmesi yanlış arkadaşlıklar kurmasına, zararlı alışkanlıklar edinebileceği çevrelerden uzak kalmasına destek verecektir. Yeterince sevilmediğini hisseden çocuk bu boşluğu kapatmak için madde kullanımına yönelebilir.

Yetişkinler de çeşitli stres yüklü hayat olayları ve kayıplar ardından yaşanan mutsuzluk ve depresif duygular ile baş edebilmek için uyuşturucu madde kullanımını bir çıkış yolu olarak görebilmektedirler, oysa ki uyuşturucu içinden çıkılması güç bir girdaptır. Baş edemediğiniz olumsuz duygular içinde olduğunuz zamanlar çözüm yolu olarak en doğrusu bir ruh sağlığı uzmanına başvurarak destek almaktır. Unutulmamalıdır ki uyuşturucu bağımlılığı dönüşü çok zor olan bir yoldur.

Uyuşturucu konusunda tüm sorularınız ve tedavi yönlendirmeleri için ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattını arayarak yardım alabilirsiniz.

Bu makale 6 Ocak 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Seden Çakır

Uzm.Psk. Seden Çakır Spontan Danışmanlık'ta  çalışmalarına devam etmektedir.

 Neden Çift Terapisi?

Evlilik de tıpkı bir organizma gibidir.Yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç  duyar.Sağlıklı ve doyumlu bir evlilik ilişkisini sürdürmek enerji seviyesinin belli bir seviyede tutulması ve korunması ile mümkündür..Bazen çiftler evlilik enerjilerinde çeşitli sebeplere bağlı olmak üzere kayıplar yaşarlar.Enerji kaybı,ilişki ve iletişim problemlerini arttırır. Çift terapisi enerji seviyesindeki kayıpları çeşitli davranış değişiklikleri yapmak kaydı ile azaltmayı,doyumlu, mutlu ve anlamlı bir evlilik ilişkisi sürdürmeye destek vermek amacı ile uygulanır.

Etiketler
Madde kullanımı
Uzm. Psk. Seden Çakır
Uzm. Psk. Seden Çakır
Bursa - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube