Körle Yatan Şaşı Kalkar mı?

Doç. Dr. Hayriye Karabulut
Doç. Dr. Hayriye Karabulut
6 Kasım 2017122 görüntülenme
Randevu Al
Körle Yatan Şaşı Kalkar mı?

 İnsanda DNA'nın tüm dizilimini araştıran büyük genom projesi bitti. Genleri öğrendik. Fakat bu genlerin öğrenilmesiyle işin bitmediği anlaşıldı. Genom devrini geçtik, şimdi yoğun bir şekilde epigenetik üzerinde çalışılıyor.

Epigenetik için genleri kontrol eden üstakıl diyebiliriz kısaca. Hücrede DNA'nın okunacak sayfasının belirlenmesi, genlerin kilitlenmesi veya açılması, hücrelerin sağlıklı veya kanser hücresi olması vs. hepsi epigenetik mekanizmalar ile ilgilidir.

Bizler hücrelerden oluşan bitkisel ve hayvansal gıdaları aldığımızda onların DNA ve benzeri molekülleri sindirim sistemimizde parçalanır. Fakat sindirim sisteminde 200 baz’dan daha kısa zincirler parçalanmaz bunlar kana karışır.

Hücrelerde gen anahtarı olarak görev yapan bu moleküller gıdalarla alındığı gibi insanda tükürük, anne sütü, ter ve diğer vücut sekresyonlarında bolca bulunur. Bu sebeple birbirini çok sevip yediği içtiği ayrı gitmeyen insanlar zamanla birbirlerine benzemeye başlar. Eşler de bu sebeple yıllar geçtikçe birbirlerine daha fazla benzerler.

Fiziksel benzerlik SİRNA geçişiyle, huy benzeşmesi de ayna nöronlarla bilimsel olarak açıklanabilir.

Etiketler

AynanöronlarMirnaKörle yatan şaşı kalkarSirna

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Hayriye Karabulut

Doç. Dr. Hayriye Karabulut

Doç. Dr. Hayriye KARABULUT, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1998 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 2004 yılında Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 2009 yılında Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Odyoloji, Ses ve Konuşma Bozuklukları Uzmanlığını tamamlamıştır. 2010 yılında KBB alanında Doçent ünvanını almıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.