Kaygı ve stresin belirtileri

Kaygı ve stresin belirtileri

Kaygı ve Stresin Belirtileri

Kaygı ve stres hem vücudu hem de psikolojiyi etkileyen bir duygu durumudur. Başa çıkabilmek ve yönetebilmek için kaygının etkilerini ve ortaya çıkan belirtilerini iyi tanımak gerekir.

Fiziksel Belirtileri

Her ne kadar psikolojik kökenli olsa da kaygı ve buna bağlı olarak stres, vücutta birtakım fiziksel tepkilere yol açar. Bunlardan bazıları şunlardır:

• Terleme

• Boğuluyor olma hissi

• Ağız kuruması

• Kan basıncında, kalp atışında ve solunum sayısında artış

• Bütün vücutta, kol ve bacak kaslarında kasılma, titreme, uyuşma hissi

• Kan şekerinde yükselme

• Bayılma hissi

• Baş dönmesi

• İştahta artma ya da azalma

• Sınavlar sırasında tuvalete gitme ihtiyacı

• Ateş basması, yüzün kızarması ya da sararması

Kaygının Psikolojik Belirtileri

Alınganlık: Çocuğunuz ona söylediğiniz her şeyden başka bir anlam çıkarıyorsa, sizi yanlış anlamaya başlamışsa, muhtemelen alınganlık duygusu içindedir.

Kendine Güvensizlik: Sınavlarda aldığı düşük notlardan sonra çocuklar genellikle “Başaramayacağım, ne yapsam olmuyor.” hissine kapılırlar.

Değişken Ruh Hâli: Gün içinde sık sık değişen duygusal iniş çıkışlar, kaygı yaşayan çocuklarda ve gençlerde sıklıkla görülebilir. Az önce çok neşeli gördüğünüz çocuğunuz bir anda içine kapanabilir ya da sinirli davranabilir.

Aşırı Duygusallık: Yaklaşan sınav nedeniyle ve başarılı olamama endişesiyle, çocuğunuz her konuda aşırı duygusal tepkiler verebilir. Sürekli bir ağlamaklı olma ya da aşırı duygusallaşma görülebilir.

Tahammülsüzlük: Öğrencileri zorlayan sınav kaygısı, onların kendilerini çok yetersiz ya da çaresiz hissetmelerine neden olabilmektedir. Dolayısıyla olaylara karşı daha duyarlı ve tepkili yaklaşabilirler. Normal şartlarda çok tepki göstermedikleri konularda çok sert tepkiler alabilirsiniz.

Kaygının Davranışsal Belirtileri

Agresiflik: Hemen her konuda saldırgan davranışlar ortaya çıkabilir. Örneğin; yerden çantasını alırken bile çocuk, eşyaları iterek, devirip dökerek hareket edebilir.

Uyku Sorunları: Sınav dönemi, uyku bozukluklarının en yoğun olarak ortaya çıktığı dönemdir. Bazı öğrencilerde aşırı uyku düşkünlüğü görülebilirken, bazıları uykusuzluk yaşayabilirler. Her iki durum da uyku bozuklukları tanımı içinde yer alır ve çocukları çok zorlar. Uyku, sınav gibi yoğun dikkat gerektiren dönemlerde en temel ihtiyaçların başında yer almaktadır.

Yeme Bozuklukları: Aynı uyku bozukluklarında olduğu gibi, sınav kaygısı yaşayan bazı çocuklar aşırı yemek yemeye başlarken, bazıları da tamamen iştahsız olabilir. Oysa asıl bu dönemde düzenli ve sağlıklı beslenmek çok önemlidir.

Kaçınma Tutum ve Davranışları: Sınav kaygısı yoğunlaştıkça, bazı çocuklar kaygıyla baş edemedikleri için sorun yaratan konudan kaçma davranışları sergiler. Ders çalışması gerekirken, zamanı daha fazla televizyon izlemeye ya da gezip tozmaya ayırabilir. 
Özellikle de çocuk kendince çalıştığını düşünüyorsa ve bu çalışmanın karşılığında hâlâ istediği düzeye ulaşamamışsa, artık çalışmaya gerek kalmadığını düşünerek, “Nasıl olsa yapamıyorum.” duygusuna kapılabiliyor. Bu durumda da derslere olan ilgisini ve hevesini de kaybederek, okula gitmek istemiyor, çalışmayı reddediyor. 

Kaygının Zihinsel Belirtileri

Unutkanlık: Sınavda o ana kadar öğrendiklerini hatırlayamamak, hatırladıklarından emin olamamak.

Kararsızlık: Seçenekler arasında kararsız kalmak, neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda ikilemler yaşamak.

Dikkatini Toplayamamak: Dikkatini çözmesi gereken soruya ya da öğrenmesi gereken konuya verememek, odaklanma sorunu yaşamak.

Bütün bu belirtilerin aynı anda görülmesi gerekmez. Ancak sınav kaygısı yaşayan bir genç bu duygu durumlarını ve fizyolojik belirtilerini yaşar. Eğer doğru yönlendirilir ve kontrol altına alınabilirse, kaygı çocuklarımızın sınavı kazanmaları konusunda etkili bir yöntem olabilir ya da bu kaygı gerçekten de sınavı kazanmalarının önündeki en büyük engel olabilir.
Peki, ne yapılmalıdır? Ya da anne baba olarak biz neler yapabiliriz?

Hep ifade edilen görüş, kaygının ortadan kaldırılması gerektiğidir. Ancak bu görüşün yanlış olduğu ve aksine, doğru kullanılması kaydıyla biraz kaygı ve stresin gerekli olduğu ortaya çıkmış durumdadır.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Duygulu

Psk. Serap DUYGULU, İstanbul'da doğmuştur.  Psikoloji dalında gerçekleştirdiği çalışmalarına önemli ölçüde katkılar sağlayan, Sosyoloji, Edebiyat, Kamu Yönetimi alanlarında da Lisans  düzeyinde akademik eğitimler alan Serap Duygulu İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ‘Uygulamalı Psikoloji’ üzerine Yüksek Lisans yapmış ve  "Afazi Hastası Yakınlarında Depresyon ve Olumsuz Otomatik Düşünceler" başlıklı tezi ile lisansüstü derecesini almıştır.  Ayrıca bu çalışma bu alanda yapılmış ilk ve tek psikolojik araştırma olarak önemini halen korumaktadır.  2009- 2011 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile yürütülen ortak bir çalışma sonucunda her hafta Perşembe günleri, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi'nde Bakırköy halkına kişisel gelişim seminerleri vermiştir. 2012 yılında Cine5'te her gün canlı olarak yayınlanan ‘ ...

Etiketler
Güvensizlik
Psk. Serap Duygulu
Psk. Serap Duygulu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube