Kaybetmenin dayanılmaz acısı: terk edilme şeması

Kaybetmenin dayanılmaz acısı: terk edilme şeması

Sevmek ve sevilmek… En temel ihtiyaçlarımızdan bir tanesi de doyurucu duygusal ilişkiler kurabilmek değil mi? Çoğumuz birisi tarafından sevilmek, değer görmek, bir gelecek kurmak ve belki de geriye kalan bütün hayatımızı paylaşacak birini bulmayı istiyoruz. Ancak bazen bir şeyler yolunda gitmiyor, ilişki devam etmiyor ve bunun sonucunda büyük yaralar alıyoruz. Bazen de bu acıyı yaşamamak adına ilişkide istemediğimiz birçok şeye boyun eğiyoruz. Terk edilmemek adına yaptığımız fedakârlıklar gün geçtikçe bizi daha çok yıpratıyor ve kendimize olan saygımızı yitirmeye başlıyoruz. Bu sadece romantik ilişkiler için de geçerli değil! Arkadaşlık, aile, iş yani aslında kurduğumuz her ilişkide bu duygular ortaya çıkabiliyor ve birden kendimizi karşımızdakini kaybetmemek adına fedakârlıklar yaparken bulabiliyoruz.

Kurduğumuz ilişkilerin birçok dinamiği bulunmaktadır: Bağlanma biçimi, aile içi ilişki dinamikleri, kişilik yapısı gibi. Bu dinamiklerden bir tanesi de terk edilme şemasının varlığı ve şiddetidir. Şemalar çoğunlukla çocukluktan itibaren oluştuğu ve kişi tarafından gerçek olarak kabul edildiği için, terk edilme şemasının ilişkideki varlığını anlamak zor olmaktadır. Kişi bu duygu kendisine tanıdık geldiği için genellikle bu şemasını tetikleyecek partnerlerle ilişki kurma eğilimindedir. Bu Şema Terapi’de ‘’şema kimyası’’ olarak adlandırılmaktadır. Şema kimyası kapsamlı bir konu olmakla birlikte kısaca ‘’kişilerin var olan şemalarını tetikleyebilecek partnerlere çekim duyması durumu’’dur.

Terk Edilme Şemasının Özellikleri

Terk edilme şemasına sahip bireyler, yakın ilişkide bulunduğu kişileri herhangi bir sebeple (ölüm, başkasıyla yakınlaşma gibi) kaybedeceklerine inanırlar. Sürekli bir tedirginlik içerisindedirler, ilişkilerindeki en küçük değişimler onlarda tedirginlik yaratır. Örneğin bazen ilişkilerde karşı tarafın ilgisi başka yöne kayabilmekte, dikkati dağılabilmektedir. Ancak bu kişi için büyük duygusal tepkilere yol açabilmekte, kendisini terk edilmiş ve yalnız hissedebilmektedir. Kısa süreli ayrılıklar bile üzüntü verici olabilmektedir (Örneğin partnerin iş gezisine çıkması gibi). Bu nedenle yakın ilişkide bulundukları kişilerle sürekli bir arada olmak isterler, kontrolcü bir yapıları vardır. Terk edilmeye karşı hassasiyet, küçük değişimlere büyük tepkilerle yaklaşma, kıskançlık bazı karakteristik özelliklerdir. Kişi terk edilmekten korkarken, davranışları sonucu ilişki zarar görmekte ve korktuğu şey başına gelmektedir. Ancak bireyler her zaman terk edilme şemasına teslim olmazlar. Bazen de terk edilme şemasıyla baş etmek için kaçınma davranışları gösterirler. Kaybetmenin vereceği acıyı düşünerek ilişki kurmaktan kaçınırlar, izole bir yaşam sürmeyi tercih ederler.

Terk edilme şemasına sahip bireyler, romantik ilişkilerinde bu şemalarını tetikleyecek bireyler seçme eğilimindedirler. Genelde kendilerini terk etme olasılığı yüksek partnerler seçerler ve bu kişilere takıntılı bir şekilde aşık olurlar.

Terk Edilme Şemasının Olası Sebepleri

Çocukluk dönemi yaşantıları, terk edilme şemasının oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Ebeveynlerden uzun süreli bir ayrılık yaşanması (boşanma, ebeveynlerden birisinin ölümü, hastalık gibi sebeplerden ötürü ayrı kalınmış olması gibi), çocuk yetiştirme yurdunda veya erken yaşlardan itibaren yatılı okullarda kalma, sürekli bakıcının değişmesi (özellikle erken dönemlerde sabit bir bakıcının olması çok önemlidir.), kardeşin dünyaya gelmesi sonucu bütün ilginin ona kayması (Kardeşin doğumu her zaman travmatik bir deneyim olmak zorunda değildir, bu süreçte ailenin tutumu çok önemlidir.), ebeveynlerin duygusal ve psikolojik anlamda tutarsız olması (depresyon, alkol veya madde bağımlılığı, çocukla güvenli bağlanma kuramama gibi), ebeveynler arasında ciddi çatışmaların olması (fiziksel, duygusal veya psikolojik şiddetin varlığı), ailenin çocuk üzerinde çok fazla koruyucu olması ve dış dünyadaki zorluklarla başa çıkmayı öğretmemesi. Bu sebepler ne kadar erken yaşta ortaya çıkarsa, bireyde şema o kadar güçlü ortaya çıkar.

Terk Edilme Şemasının Tedavisi

Terapi sürecinde terk edilme şemasıyla ilgili çalışmaların amacı, bireyin ilişkilerinin devamlılığa ile ilişkili olarak daha gerçekçi beklentiler yaratmasına yardım etmektir. Terapi öncesinde yakın ilişkilerde sürekli kaybetme korkusuyla tetikte olan danışanlar, terapi sonrasında bu konuda sürekli kaygılanmaktan vazgeçerler. En önemlisi diğer bireylerin davranışlarını terk edilme işareti olarak algılama olasılıkları daha da azalır.  İlişkilerinde daha az kontrolcü olurlar, karşı tarafa yapışmazlar ve ilişkide kendilerini daha güvende hissederler. Yakın ilişkiler kurmaktan kaçınmazlar ve tek başlarına vakit geçirmekten rahatsız olmazlar.

Bu makale 17 Ağustos 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Yaşar Emre Ertürk

İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ortak Klinik Psikoloji Doktora Programına (%100 burslu) devam etmekte olan Uzman Psikolog Yaşar Emre Ertürk, 2015 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji bölümünü (%100 burslu) Bölüm ve Fakülteler Birincisi olarak  bitirmiştir. Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde (%100 Burslu) tamamlamıştır. Yüksek Lisans ve doktora eğitiminde Bilişsel Davranışçı Terapi süpervizyon sürecini Prof. Dr. Haşim Ercan Özmen ile tamamlamıştır. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe E.A. Hastanesi, Beyoğlu Sosyal Hizmet Merkezi, Çağlayan Adliyesi gibi birçok yerde psikoloji biliminin farklı dallarına dair staj yaparak mesleğine yönelik pratik deneyimler edinmi ...

Etiketler
Terk edilmek
Uzm. Kl. Psk. Yaşar Emre Ertürk
Uzm. Kl. Psk. Yaşar Emre Ertürk
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube