Bilimin de kalbinin de söylediği şey aynı: Bazen aç değiliz, sadece duygusalız.
“Mutfağa yürüdüm… Dolabı açtım… Aslında tokum ama… neden hâlâ bir şey yemek istiyorum?”
Cevap: Duygusal yeme
Çünkü vücudun serotonin (mutluluk hormonu) eksildiğinde beyne sinyal gönderir:
🧠 “Bana kendimi iyi hissettirecek bir şey lazım.”
Beyin ne der? “Tatlı ye, şeker anlık serotonin yükseltir.”
Ama bu geçici bir oyun. Kalıcı mutluluğun tarifi başka.
Peki çözüm ne?
UCLA’dan yapılan bir araştırmaya göre:
Sarılmak, yürümek ve içten bir sohbet, duygusal yeme isteğini azaltmada şekerli gıdalardan %60 daha etkili.
Yani bazen bir dost mesajı, kurabiyeden daha çok işe yarar.
Gerçek serotonin
- Güneş ışığı
- 10 dakikalık yürüyüş
- Müzik
- Kalpten gelen bir “Nasılsın?”
Bugün kendine şu soruyu sor:
“Gerçekten aç mıyım, yoksa sadece sevilmeye mi ihtiyacım var?”
Ve belki de bu kez cevabı tabakta değil, ruhunda ara.
Çünkü kendini sevince kendini doyurmak için yemen gerekmez.