İnternet çağında sanal yalnızlık

İnternet çağında sanal yalnızlık

İnternet üzerinden sosyalleşme süreci tüm hızıyla devam ediyor. 

Günlük hayatımızda vazgeçilmez bir yer edinen internet ve sosyal paylaşım ağları, çağımızın yeni bir sorununu, “Sanal Yalnızlığı”  ortaya çıkardı.

Bu oldukça riskli bir hale gelmeye başladı. Çünkü; insanlar sanal iletişimi yüz yüze iletişime tercih edince bireylerin sosyal hayattan koptuğunu görüyoruz.

İnsanoğlunun teknoloji merakı, araştırma, keşfetme, bulma ve yenileme dürtüleri sonucunda iletişim son derece kolaylaştı ve dünya git gide “büyük bir köy” haline geldi.

Bunun bir bedeli olarak da insanoğlu büyük bir teknolojik yalnızlığa sürüklendi.

İnsan davranışları ve internet alışkanlığı arasında giderek güçlenen bağı ele aldığımızda şunu görüyoruz; yalnızlık sanal aleme ilgiyi arttırırken, sanal alem de tamamen çevresinden kendisini soyutlamış, çevreye ve toplumsal değerlere kayıtsız yalnız bir insan kitlesinin oluşmasına zemin hazırlıyor.

Günlük yaşamında “internetsiz yaşayamam” diyenler, ailelerine, eşlerine, çocuklarına ve arkadaşlarına ayırdığından fazla zamanı internet başında harcamakta, çevrelerini ihmal etmektedirler. Dahası, insanlar sanal alemde duygusal paylaşımlara girmekte, duygusal sanal birliktelikler kurmakta, suni çevrim içi ilişkilere yönelmekte ve bu sunilik, beraberinde bireyleri daha çok yalnızlığa itmektedir.

Sanal alem, birbirlerini önceden tanıyan bireyler arasında yeni sınırlar oluşturarak kişiyi teknolojik yalnızlığa itmektedir.

Burada, yumurta-tavuk hikayesinde olduğu gibi bir kısır döngü söz konusudur. Yalnızlık mı sanal alemden doğar yoksa sanal alem mi yalnızlıktan beslenir? İşte bu sorunun üzerinde daha çok durmamız gerekiyor.

İnternette çok fazla zaman geçirilmesi, insanları yalnızlığa sürükleyebilir. Onları ait oldukları sosyal çevreden kopartabilir, akrabalık ve arkadaşlık ilişkilerini zayıflatabilir. Yalnız bireyler, aidiyet duygusunu tatmak, arkadaşlıklar kurmak ve sosyal hayatlarını geliştirmek, aktif olabilmek için bazı çevrimiçi sosyal aktivite gruplarına katılırlar.

Peki internet neden bu kadar vazgeçilmez?

Gerçek yaşamda kendini ifade edemeyen bireyler sanal alemde daha rahat hareket edebilirler. İnsanların en önemli ihtiyaçlarından biri kontroldür. Sanal alem insana bu kontrol duygusunu vererek, kendisini güvende hissetmesini sağlar. Çünkü sanal alemde fiziksel varlığın olmaması, kişilerin internette gizlice dolaşabilmeleri, kullanıcılara, iletişim kuracakları kişi ya da kişileri seçme olanağı vermesi ve seçtikleri kişilere gönderecekleri mesajı hazırlama, zamanını belirleme gücünü sağlayarak sosyal etkileşimi kontrol edebilme imkânı sağlar.

Önü alınamayacak gibi görünen internet kullanımını bağımlılığa çevirmemek günümüzün en önemli sorunlarından biridir.

Facebook’tan arkadaşlarının fotoğrafına yorum yazan, birbirlerini dürten, şarkılar paylaşıp, yorumlar yazan, hayatın gerçeklerini yadsıyarak sanal ortamda kendine bir rahatlama alanı yaratan veya Twitter’dan her yaptığını ilan eden ve takipçi sayısını arttırmak için polemikler yaratan insanların sayısı hızla artıyor. Çünkü sosyal bir varlık olan insanın kendini güvende hissetmek için ulaşılabilir olmaya ve ihtiyaç duyduğu durumlarda ulaşabilme gereksinimi vardır. Ancak insan doğası gereği dokunmak, sarılmak, görmek, kokusunu almak, sesini duymak ister.

Facebookdan sanal fotoğraf paylaşımları ve twitterdan duygu alışverişleri yüz yüze temasların yerini alamaz. 

Elbette ki, teknolojiyi kullanmalı ve internetten yararlanarak yaşamımızı kolaylaştırmalıyız. Ancak önemli olan sanal iletişimi yüz yüze iletişime tercih etmemeliyiz.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Yücel Sözer

Etiketler
İnternet bağımlılığı tedavisi
Uzm. Psk. Yücel Sözer
Uzm. Psk. Yücel Sözer
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube