İnfertilitede ruhsal süreçler

İnfertilitede ruhsal süreçler

     İnfertilitede hayatın önemli gayelerinden biri olan "ebeveyn olmak" belirsiz bir süre için gerçekleşememektedir. Hayatları boyunca belli bir konuda emek sarfedip gayret gösterirlerse başarılı olabileceklerini gören çiftler, infertilite sürecinde bunu sağlayamayarak zor bir deneyim ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

      Beden ve ruh sağlığı birbirine sıkıca kenetlenmiş iki olgudur. Bedende yaşanan sağlık sorunları ruhsal durumumuzu, ruhsal durumumuzda yaşanan sıkıntılar ise bedeni doğrudan ya da dolaylı yollarla etkilemektedir.
      Nedeni daha çok fizyolojik kökenlere dayalı olan infertilite problemi, birtakım ruhsal süreçleri beraberinde getirir. İnfertil çiftlerin geçirdikleri bu süreçler, klinik ortamda görüşmelerle elde edilen verilerle de tutarlılık göstermektedir. Aşağıdaki maddeler, bu süreçleri daha yakından tanıyabilmek adına düzenlenmiştir.

İNFERTİLİTE HASTALARI OLARAK,

1) İlk başta durumu kabul etmek istemeyiz. Bu durumu laboratuar hatası, doktor hatası olarak nitelendirebiliriz. Ya da stresin, yorgunluğun, geçirilen basit rahatsızlıkların, yeterli sıklıkta ilişkiye girememenin buna sebep olduğunu düşünürüz.
2) Kendimizi eksik, kusurlu hissederek eşimizin sevgisini kaybedeceğimizi, onun bizi bırakacağını düşünebiliriz.

3) Bazı anlarda özgüvenimizi yitirdiğimizi hissedebiliriz.

4) Zaman zaman partnerimize ya da doktorlarımıza öfke duyabiliriz.

5) Kendimizi suçlayarak, partnerimizi çocuk duygusundan mahrum bıraktığımızı düşünüp çökkünlük yaşayabilir ya da boşanma önerisi getirebiliriz.

6) Doktor kontrolleri esnasında bedenimizin ve cinsel yaşamımızın ihlal edildiğini düşünerek kontrolü yitirdiğimizi hissedebiliriz.

7) Çocuğumuz olamadığı için hamile ya da çocuk sahibi olan arkadaşlarımızdan uzaklaşabiliriz.

8) Hamile kadınları gördüğümüzde, bu bize, eksiliğimizi hatırlattığı için aklımızdan zaman zaman kötü düşünceler geçebilir.

9) Bazı karamsar düşünceler etrafımızı sarabilir, şunlar gibi:
“Asla hamile kalamam ve çocuk sahibi olamam”
“Bir aile kuramam”
“Daha önce yapmış olduğum hatalar yüzünden bu durumdayım; hepsi benim hatam”
“Yıllar önce korunduğum ve çocuk istemediğim için bu durumdayım”
“Cezalandırılıyorum”
“Tedaviye geç başladım, daha önce başlamalıydım”
“Hem kadın/erkek hem de bir eş olarak tamamen başarısız ve kusurluyum”

10) Bizlere sık sık “Çocuğunuz hala yok mu?” diye sordukları için kalabalık ortamlardan, yakın çevremizden uzak durmak isteyebiliriz. Bu tür sorular, bize acı ve kayıplarımızı hatırlatır.

11) Zaman zaman hayattan zevk almamaya başladığımızı, zamanın çoğunu ağlayarak ve yas tutarak geçirdiğimizi fark edebiliriz. Özellikle bunları adet dönemlerinde daha sık hissederiz.

12) Adet gördüğümüzde dünya başımıza yıkılmış gibi hissedebiliriz.

13) Yalnızca bu sorunu kendimizin yaşadığını hissedip, başkalarına karşı yabancılaşma hissine kapılabiliriz.

14) Zaman zaman eskisinden kolay öfkelenebiliriz.

15) Uyku sorunları yaşayabiliriz.

16) Tüm bunları yaşarken bir kısmımız umutsuzluk duygusunu yavaşça kaybedip durumu kabullenerek problem ile baş etme yolları arar, bir kısmımız ise bununla baş edemeyip çökkünlük yaşayabilir.

Uzm. Psk. Asena İrem AKIN

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Asena İrem Akın

Etiketler
Tüp bebek uygulaması
Uzm. Psk. Asena İrem Akın
Uzm. Psk. Asena İrem Akın
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube