Her yönüyle varikosel

Her yönüyle varikosel

Erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biri %20-40 oranda varikoseldir. Varikoselin en önemli özelliği, erkek kısırlığının en sık rastlanılan “düzeltilebilir nedeni” olmasıdır. Testis toplardamarının genişleyerek varis haline gelmesi olarak bilenen varikoseli oluşturan sebepler arasında; damarların içerisinde bulunan kapakçıkların doğuştan yetersizliği, aşırı derecede spor yapmak ve kabızlık gibi ıkınmaya sebep olan durumlar sayılabilir.

Varikosel, erkekten kaynaklanan çocuk sahibi olamama durumuna neden olan tedavi edilebilir hastalıkların başında gelir. Çocuk sahibi olamayan (infertil) erkeklerde bu durumdan %20-40 oranında varikosel sorumludur. En önemli özelliği, cerrahi olarak düzeltilerek doğal yolla gebeliğin sağlanmasına olanak vermesidir. Bu yüzden varikosel erkek infertilitesinin en sık rastlanılan “düzeltilebilir nedeni” olarak bilinir.

Varikosel genelde sol tarafta görülmekle birlikte, ayrıntılı incelemelerde sıkça sağ tarafta da tespit edilebilmektedir. Bu hastalarda, testisten uzaklaştırılması gereken kirli kan toplardamarlarda göllendiğinde testis dokusunun beslenmesini bozmakta, temiz kanın gelmesini engellemekte ve içerdiği atık maddeler nedeniyle kaliteli ve hareketli sperm üretilmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca genişlemiş olan bu damarların içerisinde vücuttan testislere, yani geriye doğru akan yüksek sıcaklıktaki kirli kan testisin ısısının da artmasına yol açar. Oysa testisler vücut ısısında kaliteli sperm üretemezler, vücut dışında birkaç derece soğuk bir ortamda bulunmaları gerekir. Testislerin anatomik olarak bir torbanın içinde bulunmaları bu yüzdendir. Sonuçta biriken ve atılamayan kirli kan sadece içerdiği atık maddelerin dokuya olumsuz etkisiyle değil, aynı zamanda testis çevresindeki ısı artışıyla da sperm üretimini ve hareketliliğini bozar ve kısırlığa neden olmaktadır.

Varikosel tanısı muayene ve ultrasonografi ile konur. Sıklıkla varikoseli olan insanların torbasında testisin hemen üzerinde, hasta ıkındığında dolgunlaşarak varis haline gelen toplardamarlar elle muayenede tespit edilebilmektedir. Bazen bu damarlar gözle görülecek kadar belirgin olurlar. Çoğunlukla etkilenen taraftaki testiste küçülme ve kıvamında yumuşama da vardır. Skrotal doppler ultrasonografi varis haline gelmiş damarların genişliğini ve içerisindeki ters yönlü akımı tespit etmede en önemli tanı yöntemidir. Ayrıca spermiyogram yapılarak spermlerin sayısı, hareketliliği ve yapısı (morfolojisi) incelenmelidir.

Varikosel ameliyatı sonrası gebelik oranları yükselmektedir. Varikoselin cerrahi olarak düzelmesini takiben hastaların büyük bölümünde 4-6 ay sonra sperm parametrelerinde düzelmeler tespit edilmiştir. En sık hareketlilikte düzelme görülür.

Çocuklardaki varikosel takip edilmelidir. Varikosel üretken çağda doğal yoldan bebek sahibi olabilmek ve bu olasılığı artırmak için yapılan bir ameliyattır. Ancak çocukluk döneminde veya buluğ çağında tespit edilirse, tedavi gerekliliği için hastanın erişkin yaşa ulaşması beklenmez. Genellikle buradaki kriter varikosel olan taraftaki testis hacminin diğerine göre %10 küçülmüş olmasıdır. Çocuklardaki varikosel hiçbir şikayet yaratmayacağından düzenli ürolojik kontroller çok önemlidir.

Mikrocerrahi Varikoselektomi

Varikoselin tedavisinde en etkin yöntem mikrocerrahi yöntemle yapılan ameliyattır. Bu yöntemle gerçekleştirilen ameliyatlar sonrası varikoselin normal ameliyatlara göre tekrar etme olasılığı düşüktür.

Varikosel tedavisi iki nedenle yapılmaktadır: Varis tedavisi bebek sahibi olamama ve/veya ağrı şikayetleri nedeniyle yapılmaktadır. Varikoselin tedavisinde en etkin yöntem mikrocerrahi yöntemle yapılan ameliyattır. Bu yöntemde mikroskop altında varis haline gelmiş toplardamarlar bağlanarak devre dışı bırakılır; atardamarlar, lenf damarları ve sperm kanalı korunur. Bu yapılar çok ince olduğu için mikroskop altında çalışmak önemlidir. Mikroskop eşliğinde yapılmayan ameliyatlarda testis atardamarının bağlanması sonucu testisin beslenemeyip küçülmesi veya lenf damarlarının bağlanması sonucu testis çevresinde sıvı birikimi gibi komplikasyonlara daha sık rastlanmaktadır. Yapılan çalışmalar normal varikosel ameliyatında hidrosel oluşum riskini %3 olarak verirken, mikrocerrahi operasyon için bu risk %0.2’ye düşmektedir. Ayrıca mikroskop altında varis haline gelmiş damarlar daha ayrıntılı incelenip gözden kaçmadığı için ameliyat sonrası varikoselin tekrar etme olasılığı da belirgin olarak daha düşük olmaktadır.

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mustafa Burak Hoşcan

Doç. Dr. Mustafa Burak HOŞCAN, 1973 yılında Ankara'da doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Tokat-Zile'de, liseyi ise 1992 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nde  bitirmiştir. 1993 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1999 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 2000-2005 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü'nde yapmış ve Üroloji Uzmanı olmuştur.  2005- 2008 yılları arasında görev yaptığı Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Alanya Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde 2008 yılında Öğretim Görevlisi ve Yardımcı Doçent kadrosuna atanmış olan Doç. Dr. Mustafa Burak HOŞCAN, 2008-2009 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi Üroloji Anabilim Dalı'nda askerlik vazifesini yerine getirmiştir. 2009 yılında tekrar Başkent Üniversitesi Tı ...

Prof. Dr. Mustafa Burak Hoşcan
Prof. Dr. Mustafa Burak Hoşcan
Antalya - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube