Hamilelikte olumsuz durumlar

Hamilelikte olumsuz durumlar

Anne olmak çok heyecanlı ve mucizelere tanık olduğumuz en özel süreçlerden biri.

Bir can dünyaya getirmek gerçekten de doğanın hazırladığı ve insanoğluna armağan ettiği muhteşem bir olay.

Hamilelik süreci anne adayları için zaman zaman fiziksel bazı sorunlara yol açsa da dünyaya gelen minik varlığın yarattığı heyecan ve enerji bambaşka.

Bebeğin sağlıklı gelişmesi ve sağlıklı dünyaya gelmesi anne adayının hamileliğinde yaşadığı ortamla, beslenmesiyle ve elbette psikolojik durumuyla yakından ilintili. Hamilelik bir kadına yakışan en özel biyolojik durum aslında.

Hamile kadının bebeğini korumak adına kendisine ve davranışlarına, yemesine içmesine dikkat ettiği kadar çevredeki insanlar ve yakın aile bireyleri de hamileye dikkat etmeye başlarlar.

Bu dikkat bazen rahatsız edici boyutlara ulaşabilir. Çevreden gelen sorular ve müdahaleler anne adayını bunaltacak kadar sıkıntılı olabilir.

Hamilelik süreç olarak bir kadının zaten en hassas olduğu ve en karmaşık duygular yaşadığı biyolojik süreçlerden oluşur. Böyle bir dönemde elbette bebek bekleyen anneye karşı daha ilgili davranılması doğaldır.

Ancak bu abartılı bir ilgi ve müdahale halini almışsa anne adayının da kendisini korumaya almasını gerektirebilir. Özellikle duygusal anlamda buna ihtiyaç duyulabilir. Çünkü bir anne adayı genellikle diğer kadınlara kendi hamilelik ve doğum anılarını hatırlatacaktır.

Birçok kadın anne adayına kendi doğum hikayesini anlatır.

Doğacak bebeğin cinsiyetinden tutun, bebeğin istenen planlı bir bebek mi yoksa sürpriz bir bebek mi olduğuna kadar her şeyi sorup öğrenmek isterler.

Hamile bir kadın gördüğünde sürekli bir çocuk sahibi olma ya da olamama konusunu açan, anne adayının ne yiyip içtiğini sorgulayan, olur olmaz fikir veren, öneride bulunan insanlar aslında anne adayı üzerinde ciddi bir stres yaratabilir. Bu durumda anne adayının yapabileceği bazı şeyler var. Öncelikle bedeni kendisine aittir ve istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda değildir. Bazı insanlar anne adayının karnına dokunmak isteyebilir ve bu insanlar aslında bir anlamda bebekle iletişim kurmaya çalışan yakınlardır. Genellikle yabancılar bunu pek yapmazlar.

Ancak anne adayı eşi ve aile bireylerinden başkasının dokunmasını istemeyebilir ve kesinlikle haklıdır da. O nedenle böyle bir davranışla karşılaşırsa ve istemediği bir tutumsa, çok net bir biçimde rahatsız olduğunu söylemelidir.

Çünkü bir kadının bedeni her ne şekilde olursa olsun sadece kendisine aittir ve istemediği hiçbir müdahaleye izin vermek zorunda değildir. 

Kendisine zorla yedirilmek istenenlere ya da uyması gereken kuralları sürekli hatırlatmalarına da dur diyebilir. İstemediği sohbetlere girmek ya da insanların uzun anılarını dinlemek istemediğinde de bunu kibarca ama kesin bir dille durdurabilir:

‘Bu konuları konuşmak istemiyorum, biraz gerginleşiyorum’ demek karşı tarafa gereken mesajı verir.

Müdahale daha ileri boyutlara giderse ve anne adayının mahrem alanlarına girerse bir süre sessiz kalmak ve karşı tarafın konuşmasını bitirmesini beklemek, konuşma bitmiyor ve rahatsız edici olmaya devam ediyorsa aynı şekilde ‘ bu konuları eşimle kendi aramızda konuşmayı tercih ediyoruz’ denilebilir.

Konuşma hangi içerikte olursa olsun, unutmayın ki hiçbir soruya yanıt vermek ve fikrinizi açıklamak zorunda değilsiniz. Hele hele sizin özel hayatınızla ilgili sorular ismi üstünde özel hayatınıza ait konulardır ve bu konularda kesinlikle sessiz kalmak sonrasında ise bu konuda konuşmak istemediğinizi belirtebilir, diğer insanlara sizin özel alanınıza girdiklerini hatırlatabilirsiniz.

Bazen insanlar durmaları gereken yerleri unutabilir ya da samimiyeti fazla ileri götürebilirler. Burada sınırları çizecek olan sizsiniz..

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Duygulu

Psk. Serap DUYGULU, İstanbul'da doğmuştur.  Psikoloji dalında gerçekleştirdiği çalışmalarına önemli ölçüde katkılar sağlayan, Sosyoloji, Edebiyat, Kamu Yönetimi alanlarında da Lisans  düzeyinde akademik eğitimler alan Serap Duygulu İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ‘Uygulamalı Psikoloji’ üzerine Yüksek Lisans yapmış ve  "Afazi Hastası Yakınlarında Depresyon ve Olumsuz Otomatik Düşünceler" başlıklı tezi ile lisansüstü derecesini almıştır.  Ayrıca bu çalışma bu alanda yapılmış ilk ve tek psikolojik araştırma olarak önemini halen korumaktadır.  2009- 2011 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile yürütülen ortak bir çalışma sonucunda her hafta Perşembe günleri, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi'nde Bakırköy halkına kişisel gelişim seminerleri vermiştir. 2012 yılında Cine5'te her gün canlı olarak yayınlanan ‘ ...

Etiketler
Anne adayı
Psk. Serap Duygulu
Psk. Serap Duygulu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube