Doktorsitesi.com

Evlilik ve Boşanma Üzerine Düşünceler

Uzm. Kl. Psk. Tuğba Masalcı
Uzm. Kl. Psk. Tuğba Masalcı
9 Temmuz 202448 görüntülenme
Randevu Al
Evlilik ve boşanma, toplumsal ve bireysel düzeyde büyük anlamlar taşıyan olgulardır. Toplumların büyük bir kısmı, evliliği bir başarı ölçütü, boşanmayı ise bir başarısızlık olarak değerlendirme eğilimindedir. Ancak bu yaklaşım, bireylerin yaşadıkları karmaşık duygusal ve sosyal süreçleri yeterince anlamadan yapılan yüzeysel bir değerlendirmedir. "Ne evlilik bir başarıdır, ne de boşanma bir başarısızlık" ifadesi, bu yaygın algıya meydan okuyan derin bir içgörü taşır. Bu yazıda, bu ifadenin altını dolduran çeşitli boyutları ele alacağız.
Evlilik ve Boşanma Üzerine Düşünceler

1. Evlilik ve Başarı İlişkisi

Evlilik, iki bireyin hayatlarını birleştirme kararı almasıyla ortaya çıkan bir yaşam biçimidir. Bu karar, sevgi, saygı ve ortak hedefler gibi temeller üzerine inşa edilir. Ancak evliliğin süresi ve niteliği, kişilerin mutluluğunu veya yaşam doyumunu garanti etmez. Bir evliliğin "başarılı" olup olmadığını belirleyen faktörler, dışarıdan görünen uyumdan çok daha fazlasını içerir:

İletişim ve Anlayış: Evlilikte iletişim kurma biçimi, eşlerin birbirini anlama ve empati yapabilme yeteneği büyük önem taşır. Sağlıklı iletişim, sorunların çözümünde ve duygusal bağın güçlenmesinde kritik rol oynar.

Karşılıklı Destek: Eşler arasındaki destek ve işbirliği, evliliğin kalitesini belirler. Birbirlerinin bireysel hedeflerine ve hayallerine saygı gösteren çiftler, daha sağlam bir ilişki kurar.

Esneklik ve Uyumluluk: Evlilik, yaşamın getirdiği değişikliklere ve zorluklara birlikte göğüs germeyi gerektirir. Esnek ve uyumlu çiftler, bu tür durumlarda daha başarılı olma eğilimindedir.

Evlilik bu unsurları içermiyorsa, sırf süresi veya dışarıdan görünen uyum nedeniyle başarılı sayılmamalıdır. Dolayısıyla, evlilik kendi başına bir başarı olarak görülmemelidir.

2. Boşanma ve Başarısızlık Algısı

Boşanma, bir evliliğin sona ermesiyle sonuçlanan hukuki ve duygusal bir süreçtir. Toplumda yaygın olan boşanmayı başarısızlık olarak görme eğilimi, bu sürecin karmaşıklığını ve bireylerin yaşadığı duygusal zorlukları göz ardı eder. Boşanma, bazen kaçınılmaz ve gerekli bir çözüm olabilir:

Mutluluğun ve Sağlığın Korunması: Evlilik içinde devam eden ciddi problemler, bireylerin duygusal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu tür durumlarda boşanma, kişisel iyilik halini korumanın bir yolu olarak görülmelidir.

Kendini Gerçekleştirme: Boşanma, bireylerin kendi ihtiyaçlarına ve hedeflerine odaklanma fırsatı sunar. Eşlerin farklı yönlere gitme kararı, her iki taraf için de daha tatmin edici ve anlamlı bir yaşam sürme şansı yaratabilir.

Çocukların İyiliği: Problemli evliliklerde çocuklar da olumsuz etkilenir. Sağlıksız bir aile ortamında büyüyen çocuklar, duygusal ve psikolojik sorunlar yaşayabilir. Boşanma, çocukların daha sağlıklı bir ortamda büyümesini sağlayabilir.

3. Kişisel ve Toplumsal Algılar

Toplumun evlilik ve boşanma konusundaki katı yargıları, bireylerin bu süreçleri nasıl deneyimlediğini ve algıladığını büyük ölçüde etkiler. Ancak, bireysel mutluluk ve sağlığın ön planda tutulduğu bir yaklaşım, daha gerçekçi ve insancıl olacaktır.

Destek ve Anlayış: Evlilik veya boşanma yaşayan bireylerin, çevrelerinden destek ve anlayış görmeleri önemlidir. Yargılayıcı ve etiketleyici yaklaşımlar, kişilerin yaşadıkları zorlukları daha da ağırlaştırır.

Eğitim ve Farkındalık: Toplumun bu konularda daha bilinçli ve anlayışlı hale gelmesi için eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Evlilik ve boşanmanın doğası, süresi ve niteliği hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmak, yargısız bir bakış açısı geliştirmeyi kolaylaştırır.

"Ne evlilik bir başarıdır, ne de boşanma bir başarısızlık" ifadesi, evlilik ve boşanma süreçlerine dair daha insancıl ve gerçekçi bir perspektif sunar. Her iki durum da kendi içinde zorluklar ve fırsatlar barındırır. Bireylerin mutluluğu, sağlığı ve kişisel gelişimi, bu süreçlerin başarılı veya başarısız olarak nitelenmesinden çok daha önemlidir. Toplumun bu anlayışa yaklaşması, bireylerin yaşadıkları deneyimleri daha sağlıklı ve destekleyici bir ortamda yaşamalarına yardımcı olacaktır.

Etiketler

Evlilikte uyum sorunuEvlilik terapisiBoşanma süreciEvlilere psikolojik destekAile ve evlilikEvlilikte depresyonEvlilik içi çatışmaMutlu bir evlilik için iktidarı paylaşabilme becerisi şarttırBoşanmadan sonra dikkat edilmesi gerekenlerBoşanma kararı

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Tuğba Masalcı

Uzm. Kl. Psk. Tuğba Masalcı

Uzman Klinik Psikolog Tuğba Masalcı, lisans eğitimini Polonya’nın önde gelen üniversitelerinden SWPS University of Social Sciences and Humanities’te İngilizce Psikoloji bölümünde tamamlamıştır. Ardından Türkiye’ye dönerek Ufuk Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisans Programı’ndan mezun olmuş ve "Uzman Psikolog" unvanını almaya hak kazanmıştır. Akademik kariyerini daha da ileri taşıyan Masalcı, İstanbul Gelişim Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’nı onur belgesiyle tamamlayarak "Klinik Psikolog" unvanını almıştır.
Eğitim hayatı boyunca klinikler, hastaneler, araştırma merkezleri ve okullarda görev alarak çok sayıda danışanla birebir çalışma deneyimi kazanmıştır. Şu anda kendi özel kliniğinde, bireysel, çift ve aile terapileri alanında aktif olarak psikoterapi hizmeti vermektedir.
Aldığı Psikoterapi Eğitimleri
Klinik pratiğini bilimsel temellere dayandıran Tuğba Masalcı, psikoterapi alanında çok sayıda eğitim alarak uzmanlık alanlarını derinleştirmiştir:
• Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT)
• Şema Terapi
• Duygu Odaklı Terapi (EFT)
• EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)
• Cinsel Terapi
• Evlilik -Çift Terapi
• Aile Danışmanlığı
• Çocuk ve Ergen Terapisi
• Oyun Terapisi
• Travma Temelli Grup Psikoterapisi

Çalışma Alanları
Depresyon ve Duygudurum Bozuklukları:
Sürekli mutsuzluk, hayattan keyif alamama, enerji kaybı, suçluluk düşünceleri, isteksizlik gibi belirtilerle seyreden depresyon; bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Depresyonun altında yatan nedenlerin keşfi ve baş etme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir.
Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları:
Geleceğe dair sürekli endişe, panik ataklar, sosyal ortamlarda aşırı kaygı, bedensel belirtiler (çarpıntı, nefes darlığı, titreme) gibi şikayetlerle kendini gösteren anksiyete bozukluklarında, hem duygusal hem bedensel rahatlama sağlanması için bütüncül bir terapi süreci yürütülür.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Yas Süreci:
Kaza, kayıp, şiddet, istismar, afet gibi travmatik deneyimler sonrası ortaya çıkan kabuslar, tetiklenmeler, ani öfke patlamaları ya da donakalma gibi tepkiler EMDR ve travma odaklı terapi teknikleriyle ele alınır. Yas sürecinde ise kişinin kaybıyla sağlıklı şekilde vedalaşması hedeflenir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB):
Tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri yatıştırmak için yapılan davranışlar (kompulsiyonlar) kişiye ciddi düzeyde zaman ve enerji kaybettirir. OKB’nin bilişsel ve davranışçı temelleri çalışılarak semptomların azaltılması amaçlanır.
Cinsel İşlev Bozuklukları:
Kadınlarda vajinismus, cinsel isteksizlik; erkeklerde erken boşalma, sertleşme sorunları gibi işlevsel cinsel problemler çift terapisi kapsamında çalışılır. Güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortamda terapi süreci yürütülür.
Evlilik ve İlişki Problemleri:
İletişim sorunları, aldatma, güven kaybı, duygusal uzaklık, ortak hedeflerin çatışması gibi nedenlerle ilişkiler zedelenebilir. Çift terapisi ile karşılıklı anlayışın, empati kurmanın ve ortak çözümlerin geliştirilmesi desteklenir.
Aile Danışmanlığı:
Anne-baba-çocuk arasındaki iletişim sorunları, sınır problemleri, kardeş çatışmaları ve kuşaklar arası anlaşmazlıklar aile sistemi içinde değerlendirilir ve işlevsel bir aile yapısına ulaşmak hedeflenir.
Ergenlik Dönemi Problemleri:
Kimlik arayışı, akademik motivasyon eksikliği, arkadaş ilişkilerinde zorlanma, duygudurum dalgalanmaları, öfke kontrolü ve teknoloji bağımlılığı gibi gençlik dönemine özgü problemler, ergenin iç dünyasını anlayan bir yaklaşımla ele alınır.
Düşük Özsaygı ve Yetersizlik Hissi:
“Kendimi yetersiz hissediyorum”, “Kimse beni beğenmiyor”, “Başarısızım” gibi içsel söylemlerin değişmesi için bireyle çalışılarak daha güçlü bir benlik algısı oluşturulması sağlanır.
Sınav Kaygısı ve Akademik Başarısızlık:
TYT/AYT, LGS, YDS gibi sınavlara hazırlanan bireylerde görülen yoğun kaygı, odaklanma güçlüğü, motivasyon eksikliği ve performans baskısıyla baş etme yolları geliştirilir.
Yeme Davranışı Bozuklukları ve Beden Algısı Problemleri:
Duygusal yeme, aşırı kısıtlama, bulimia, anoreksiya ve beden algısıyla ilgili sorunlar psikolojik ve duygusal kökenleriyle birlikte çalışılır. Bireyin kendine karşı şefkatli bir ilişki geliştirmesi hedeflenir.
Özgüven ve Karar Verme Problemleri:
Kararsızlık, başkalarının onayına göre hareket etme, kendini değersiz hissetme gibi durumlar terapide bireyin içsel rehberini güçlendirme çalışmalarıyla ele alınır.
Bağımlılıklar (İlişki, Teknoloji, Alkol):
İlişkisel bağımlılıklar, sosyal medya bağımlılığı ya da madde/alkol kullanımı gibi davranış örüntülerinde kişinin bağımlılık davranışı yerine sağlıklı başa çıkma yollarını geliştirmesi desteklenir.
Duygu Düzenleme Problemleri ve Öfke Kontrolü:
Ani öfke patlamaları, aşırı tepkiler ya da duygularını bastırma eğilimleri, kişinin duygularını tanıması, anlaması ve uygun şekilde ifade etmesi üzerine yapılan duygusal düzenleme çalışmalarıyla ele alınır.

Uyguladığı Psikolojik Testler
Uzman Klinik Psikolog Tuğba Masalcı, danışan değerlendirmelerini çok boyutlu yapabilmek adına geniş bir yelpazede psikolojik test uygulama yetkinliğine sahiptir. Bunlar arasında:
• MMPI (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri)
• SCL-90 (Belirti Tarama Listesi)
• Rorschach Testi
• Beck Depresyon ve Anksiyete Envanterleri
• Hamilton Depresyon ve Anksiyete Ölçekleri
• Mini Mental Test, D2 Dikkat Testi, Burdon Dikkat Testi, Frankfurter Testi
• Travma Sonrası Stres Bozukluğu Ölçeği (CAPS)
• Yeme Tutumu Ölçeği, Sınav Kaygısı Ölçeği, Pozitif-Negatif Duygu Durum Ölçeği
• Çocuklar için Gelişim ve Zeka Testleri (Stanford-Binet, AGTE, Metropolitan, Peabody, Louisa Duss, CATELL 2-A

 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.