Erkeklerde inferfilite (kısırlık) sebepleri

Erkeklerde inferfilite (kısırlık) sebepleri

İNFERFİLİTE (KISIRLIK) NEDİR?

Evli çiftler,düzenli birlikteliklerine ve herhangi bir korunma metodu uygulamadıkları halde bir yıllık bir sürede gebelik sağlayamamışlarsa,infertilite söz konusudur.

Evli bir çiftin 3 aylık bir dönem de gebelik şansına ulaşması ortalama %57 olmaktadır, 6 aylık bir süreçte ise bu oranlar %72’dir. Ancak bir senenin sonrasın da %85 oranın da iken 2 sene sonrasın da ise bu oran %93 olarak söylenebilir. Ayrıca çocuk isteyen eşlerin ovulasyon(yumurtlama) zamanını bilmesi gereklidir. Spermlerin kadın üreme sisteminde canlı kalabilme süresi 48-72 (ortalama 48) saattir. Oysayumurtlama sonrası yumurtanın yaşam süresi 18-24 (ortalama 18) saattir. Bu nedenle kısırlık tedavisine başlamadan önce eşlerin yumurtlama sürecini kapsayan adetin ilk gününden sonraki 11-16. günler arasında 2 günde bir cinsel ilişki yapması önerilmelidir.

KISIRLIK SIKLIĞI NEDİR?

İnfertilite, yani kısırlık, günümüz toplumunda sık görülen ve önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğurganlık çağındaki çiftlerin ortalama yüzde 15’i (7-8 evli çiften biri)kısırlık ile karşılaşmakta ve ancak tedaviyle çocuk sahibi olabilmektedir.İkinci çocuk isteyen 6 evli çiften birinde infertilite (ikincil,sekonder) söz konusudur.Sadece ABD’de yaklaşık 10 milyon çift, Türkiye’de ise yaklaşık 2-3 milyon çift kısırlık problemiyle karşı karşıyadır.

KISIRLIĞI ETKİLEYEN PROGNOSTİK FAKTÖRLER NELERDİR ?

-Kısırlık süresi

-ilk veya ikincil kısırlık

-sperm sayımı

-kadının yaşı

YAŞ ÖNEMLİ MİDİR ?

Yaş faktörü, infertilite ile yakından ilgilidir. Kadında yaş ilerledikçe, özellikle 35 yaşından sonra doğurganlıkta belirgin azalma gözlenmektedir. Bu nedenle 35 yaş üzeri kadınlarda infertilitenin tanımlanması için gerekli 1 yıllık süre 6 aya indirilir.

25 yaşındaki bir kadınla doğurganlık potansiyel oranı karşılaştırıldığında , 35 yaşında %50 ,38 yaşında %25 azalır ve 40 yaşı üzerinde %5 in altındadır.

Erkekte yaş ilerledikçe cinsel arzu ve ilişki sayısı azalmasına rağmen sağlıklı erkeklerde her yaşta çocuk sahibi olma şansı vardır

KISIRLIKTAN KİM SORUMLUDUR?

İnfertilite kadından, erkekten veya her ikisinden kaynaklanabilir. Kabaca yarısından kadın diğer yarısından erkek sorumludur. Kısırlık sorunu erkek ve kadında eşit oranlarda görülür.

İnfertilite vakalarının yüzde 30’u erkekte sperm sayısının ve kalitesinin düşüklüğüne bağlı gelişirken, vakaların yüzde 30’unda infertilite kadından kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkar. İnfertilite sorunu olan diğer yüzde 20’lik grupta ise hem kadın hem de erkekte sorun bulunur. Kalan yüzde 20’lik grupta ise tüm tetkikler normal sonuçlanmakla birlikte infertilite için bir neden saptanamamaktadır. Bu duruma açıklanamayan,sebebi bilinmeyen,idyopatik infertilite diyoruz.

ÖNCE KADIN MI ERKEK Mİ DOKTORA BAŞVURMALI?

Her ikisinin de beraber başvurmasında yarar vardır. Ancak önce erkeğin incelenmesi gerekir. Erkeğe ilk olarak sperm sayımı yapılır. Erkeğin tanı ve testleri kadınlara göre daha kolay ve kısadır.Sperm sayımı ,hormon testleri, ultrason ve belki genetik testler gibi.

Kadında ise hormon testleri,yumurtlama takibi,HSG kanal filmleri ,genetik testler ve tanı amaçlı laparoskopik operasyonlar gibi yöntemler uygulanılır bunlar daha uzun ve zor yöntemlerdir.

BİR ÇİFTİN ÇOCUK SAHİBİ OLABİLMELERİ İÇİN NELERİN NORMAL OLMASI GEREKİR?

-Kadında yumurtlamanın (ovulasyon) düzgün olması

-Yumurta yumurtalıktan atıldığı zaman kadının tüpünün atılan yumurtayı yakalayıp içine alması

-Yumurtlama döneminde ilişkiye girilmiş olması

-Erkeğin sperm (meni) sayısının ve sperm hareketlilik ve şeklinin hamilelik oluşturmaya elverişli halde bulunması

-İlişkiye girildiğinde spermlerin hamile kalmaya yetecek kadar rahim ağzından içeri girebilmesi

-Spermlerin hareket ederek tüplere kadar ulaşması

-Tüp içinde yumurta ve spermin birleşmesi ve embriyo oluşması

-Oluşan embriyonun birkaç gün sonra rahme gelmesi

-Rahme geldiğinde rahmin bunu kabul edecek şekil ve hormonal yapıda olması. Rahme yerleşen bebeğin bölünmesinin iyi şartlarda olması ve yerleşen bebekte herhangi bir genetik (kalıtımsal) bozukluk olmaması gerekmektedir.

ERKEKTE KISIRLIK TEMEL NEDENLERİ NELERDİR ?

-Sperm üretiminde bozukluklar: Sperm şekli, sayısı veya hareket kabiliyetindeki bozukluk

-Sperm yollarında tıkanıklık: Spermin üretim yeri olan testislerden dışarı çıkmasını engelleyen tam veya kısmi tıkanıklıklar

-Çevresel faktörler:

ERKEĞE BAĞLI KISIRLIK NEDENLERİ NELERDİR?

-Hormonal kaynaklı:Sperm üretimi beyinde yer alan hipofiz bezinden salınan FSH ve LH isimli hormonların kontrolü altında olduğu için bu hormonların düzensiz salgılanmasına bağlı infertilite oluşabilir.

-İnmemiş testis (Kriptorşizm): Testisler normalde doğumda veya bir yıl içerisinde yumurtalık torbalarına iner. Sağlıklı sperm üretimi vücut sıcaklığından daha düşük derecede sperm üretiminin gerçekleşmesidir. Testislerin inmemesi durumunda yukarıda kalan testislerin yüksek ısıya maruz kalması sonucu sperm üretimi bozulur ve erkekte infertiliteye neden olabilir.

-Testis tümörleri: Tümör tedavisi süresince kullanılan ilaçlar ve radyoterapi sperm üretimini olumsuz yönde etkiler.

-Testis travmaları: Yaralanmalara ve kazalara bağlı olarak,testis torsiyonu veya bazı ameliyatlar sonrası testisler küçülür veya atrofi olur.

-Varikosel: Testislerin etrafında yer alan damarların anormal genişlemesidir. Her varikoseli olan erkek infertilitedir anlamına gelmez, fakat en sık infertilite nedenleri arasında yer alır. Kadının sağlıklı olduğu infertil çiftlerde ise varikosel görülme oranı yüzde 35-50 civarındadır.Varikosel sol tarafta daha sık görülür. Varikosel, yumurtalıkların muayene edilmesi ve ultrasonografik inceleme ile tespit edilir. Varikoselden yakınan erkeklerde kan akımının yavaşlamasına bağlı olarak yumurtalık torbasında ısının yükselmesi kısırlığa neden olabilmektedir. Varikosel cerrahisinde genişlemiş venler, mikroskop altında bağlanarak tedavi edilir. Sadece ameliyat ile doğal gebelik ortalama %35 dir.

-Enfeksiyon: Üreme organlarındaki mikrobiyal enfeksiyonlar infertiliteye neden olabilir. Buna örnek olarak kabakulak orşiti,tüberküloz, cinsel yolla bulaşan hastalık (klamidya), gonore (bel soğukluğu) verilebilir.

-Genetik faktörler: Klinefelter sendromu ve kistik fibrosiz gibi genetik hastalıklar da infertilite nedenlerindendir.

-Çevresel faktörler ve alışkanlıklar: Aşırı sigara,alkol ve uyuşturucu kullanımı, aşırı sıcakta çalışmak, sürekli oturmak, kimyasal maddeler solumak , bazı hastalıkların tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar , (kemoterapi,anabolik ilaçlar,radrasyon),sistemik hastalıklar (siröz,böbrek yetmezliği gibi)

KISIRLIKTA ERKEKTE İSTENİLEN TETKİKLER NELERDİR?

Erkeğin infertilite durumuna göre istenilen tetkikler farklılık gösterebilmekle birlikte genel olarak spermiyogram (semen analizi), hormon tetkikleri ve gerekli görüldüğünde ise, testis ultrasonografısi, transrektal ultrasonografi, genetik inceleme, sperm kültürleri istenerek değerlendirme yapılmaktadır.

Temel olarak yapılan bu testler sonrasında cerrahi tedavi veya ilaç tedavisi ile düzeltilebilecek bir durum olup olmadığı değerlendirilerek erkeğe ait tedavi seçenekleri kararlaştırılır.

Semen Analizi: Sperm sayımı normal ise bir test ,bozuksa 3–4 hafta ara ile yapılan en az iki semen analizi yapılmalıdır. Sperm örneği vermek için en az 72 saat, en fazla 120 saat cinsel ilişkide bulunmadan veya boşalma olmadan (cinsel perhiz) labratuara başvurulması gerekmektedir.

NORMAL SEMEN SAYIMI NEDİR?

Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) belirlediği kriterlere göre semen analizinin normal sayılabilmesi için;

Miktarın(hacmin): En az 1,5 mililitre,

Total sperm sayımı: En az 39 milyon,

Sperm sayısının mililitrede: En az 15 milyon olması,

Total hareketli sperm oranı: En az %40,

Progresive ileri sperm hareket oranı: En az % 32,

Canlı sperm oranı : En az %58,

Şekil bozukluğu(morfoloji,Kruger testi): En az %4 ve üzerinde normal yapıda olması gerekmektedir.

Bu değerlerin altındaki bütün durumlar infertilite nedenidir.

Oligospermi: Sayı düşüklüğü,< 15 milyon sperm/mL

Asthenospermi: Hareket azlığı, < 32% progressive motile sperm

Teratospermi: Yapı bozukluğu, < 4% normal yapı

Oligo-astheno-teratozoospermi: 3 Durum bir arada

Aşırı oligospermia: Sperm < 1 million/mL

Azospermi: Sıfır sperm ,hiç sperm yok

Son 2 durumda sperm kanallarında tıkanıklık ve genetik araştırmaları mutlaka yapmak gerekir.

-Hormon Tetkikleri (FSH, LH, PRL, Total testosteron): Hormon tetkikleri ideal olarak sabah saatlerinde aç yapılması gerekmektedir .Testiküler yetersizlikte FSH ve LH yüksek olur,bazen testesteron düşük olur.FSH genellikle ana sperm hücreleri sayısı ve sperm üretimi ile ilgilidir.Ancak vakaların % 40 ında normaldir.

-Testis Ultrasonografisi: Testis büyüklüğü ve varikosel saptanmasında kullanılır.

-Transrektal Ultrasonografi: Sperm yollarında tıkanıklık düşünülüyorsa yapılır.

ERKEK İNFERTİLİTESİNDE GENETİK İNCELEMELER NELERDİR?

Genetik Analiz, şiddetli erkek infertilitesi tanısı konmuş yani sperm sayısının çok düşük ( mililitrede 1 milyon ve altında )olan ya da hiç olmaması (azoospermi) durumunda erkeklerden istenmektedir. Bu inceleme, kan örneği alınarak yapılmaktadır. Azoospermide genetik faktörlerin %10-15 civarında sorumlu olduğu bilinmektedir. Erkekte bulunan seks kromozomlarından Y kromozomunun uzun kolu üzerindeki genlerde silinmeler,(Y mikro delesyon) kişinin vücut yapısı ve fonksiyonları tamamen normal olmasına rağmen testiste sperm yapımının azalması veya hiç sperm yapılmamasına yol açmaktadır.

Aynı şekilde yine seks kromozomlarındaki sayı anomalileri (Karyotip); örneğin en sık görülen 47 XXY “Klinefelter Sendromu” olarak adlandırılan genetik hastalıkta da testis gelişimi yetersiz kalmış ve sperm yapımı azalmıştır.Uzun boylu ,uzun kollu ,sakal ve bıyıkları az veya çok zayıf ve testisleri küçüktür.

Sperm taşıyıcı kanalların doğuştan olmadığı, konjenital vaz deferens yokluğu durumunda kistik fibrozis hastalığı taşıyıcılığı riski yüksektir.

FİZİK MUAYENEDE ERKEKTE NELERE BAKILMALI?

-Testis büyüklüğü ,yapısı ve kıvamı

-Sekonder ses karekterleri: Kıllanma ,sakal ,ses,vücüt yapısı,ginekomasti (meme büyümesi),ses gibi

-Varikosel var mı?

-İnmemiş testis ,testiste kitle

-Vasdeferanslar (sperm kanalları) ele geliyormu ?

ERKEK KISIRLIĞI GENEL TEDAVİLERİ NELERDİR ?

-Enfeksiyonların tedavisi: WHO kriterlerine göre semende 1 milyon/ml’den fazla lökosit görülmesi (pyospermi) patolojiktir . Ancak, lökositlerin immatür germ hücrelerinden ayrılması için özel boyama tetkikleri yapılır. İnfertil erkeklerin % 20 sinde pyospermi vardır. Semende lökosit bulunması reaktif oksijen türlerini artırarak sperm işlevini bozar. Ayrıca enfeksiyon sperm ileti yollarında anatomik tıkanıklık oluşturabilir. Ejakulatta bulunan enflamatuvar hücreler epididim, seminal kese, prostat ve üretra kaynaklı olabilir. Her ne kadar bakteriyal yada viral enfeksiyonlarla( HIV, CMV) birlikte görülebilirsede, olguların %80′inde bakteriyolojik testler negatif çıkmaktadır . Burada hücresel immünite rol oynuyor olabilir . İnfertil erkeklerin önemli bir kısmında şikayet yapmayan ,asemptomatik en. feksiyon bulunmaktadır,genel olarak klinik olarak sessiz prostatit veya epididimitis bulunabilir. Tüm bu nedenlerle piyospermik olgularda kültür spesifik veya spesifik olmayan antibiyotikler kullanılabilir Klamidya ,U. Urealyticum ve gram (-) basiller ve özellikle E.coli gibi etkenler aralıklı ve uzun süre antibiyotikler ile tedavi edilir. İnfertilite yakınması olan erkeklerde enfeksiyon araştırmasının rutin olarak yapılması bir çok bakımdan önem göstermektedir. Özellikle seminal parametreler ve spontan gebelik oranlarında düzelme yapması, bunların antibiyotik ve gerekirse antioksidan eklenerek tedavilerinin gerekliliğini vurgular.

Kabakulak orşiti aşı ile % 90 önlenebilir. Ayrıca kabakulak orşitinde sistemik interferon alfa-2ß testis atrofisini önleyebilir.

-Hormonal yetmezlik bozuklukların tedavisi: Hipogonadotropik hipogonadizm dediğimiz hipofiz bezinden hormon üretilmediği doğuştan olan hastalıkta tipik olarak plazma testosteron seviyeleri düşük ya da alt sınıra yakın, gonadotropinler (FSH,LH) ise düşük bulunur ve özellikle LH oldukça düşüktür.Spermatogenezin başlatılması için gonadotropin (hCG haftada üç kez) tedavisinden 3-6 ay sonra başlanılan FSH( insan menopozal gonadotropini hMG veya rekombinan insan FSH) genellikle spermatogenezin tamamlanmasıyla sonuçlanır. hCG/hMG kombinasyonu tedavi ile ejakulatta sperm çıkma şansı %40 ile %80 arasında değişmektedir.Bununla birlikte, ejakulatta sperm çıkması için bazen 36 ayı da geçebilen uzun süreli ve sürekli bir replasman tedavisinin yapılması gerekebilir.Bu şekilde, semen kalitesi yetersiz olsa bile, hastaların büyük kısmında gebelik sağlanabilmektedir. Yine de uzun süreli tedavilere rağmen ejakulatta sperm çıkması ya da gebelik sağlanamayabilir o zaman TESE-ICSI yapılır.

-İlaç tedavisi: İnfertilite olgularında değişik mekanizmalara bağlı olarak sperm parametreleri ve gebelik oranları bozulmaktadır .Erkek infertilitesinin tedavisinde ilaç tedavilerinin sperm sayı ve hareketini arttırıcı etkilerinin olmadığı yönünde görüşler olmasına rağmen , özellikle idyopatik (sebebi bilinmeyen) infertilitede,yardımcı üreme teknikleri öncesinde,cerrahi müdahale öncesi ve sonrasında ilaç tedavilerinin gebeliği arttırdığını bildiren bir çok yayın vardır. Erkek kısırlığının ampirik tedavisi kanıta dayalı değildir.

– Serbest oksijen radikalleri (ROS)’nin etkisizleştirilmesi için Alpha-tocopherol (E vitamini) antioksidan bir ajan olarak infertil erkeklerde kullanılmış ve değişik sonuçlar bildirilmiştir. Seminal parametreler üzerinde düzeltici bir etkisi bulunmadığını bildiren çalışmaların yanısıra , 6 aylık E vitamini tedavisini takiben, sperm motilitesinde ve gebelik oranlarında anlamlı artış bulunanyayınlar vardır.

– Testiküler stimülasyon: Seminal parametreleri bozuk olan erkeklerde spermatogenezin FSH ve/veya hCG etkisinde ilaçlarla uyarılması fertilizasyon ve gebelik başarısını artırabilir. Bu amaçla endikasyonuna göre HMG, pür FSH, hp FSH, rekombinant FSH gibi hormonlar , anastrazole veya testolacton gibi aramotaz inhibitörleri ,tamoksifen ya da klomifen gibi anti -östrojenler, Pentoksifilin 3-6 ay süreyle kullanılabilir. En fazla 6 ay içerisinde spontan gebelik elde edilememiş ise tedavi kesilmeden üremeye yardımcı teknikler (IUI, ICSI) uygulanmalıdır. Tedavi kesildiğinde sperm kalite ve kantitesi eski değerlerine düşebilir. Stimülasyon kalıcı bir tedavi sağlamaz.

– Metabolik substratlar (Karnitin, Arginin) ,Metabolik kofaktörler (Zn, Vit. B12 Anti-oksidanlar: Vit. C, vit. E, Glutatyon, Selenyum, Koenzim Q ) tedavide kullanılabilinir.

-Yaşam tarzı değişiklikleri: Stresin azaltılması, Kilo kaybı ,Spor ,Sigara ve alkolden uzak durma,Çevresel zararlı atıklardan kaçınma ile gebelik şansı artar.

-Testis ısısı: Erkeklerde testis ısısı vücut ısısından düşüktür. Testis ısısı artarsa sperm üretimi azalır. Yüksek ateş, sıcak ortamda çalışma, sıcak banyo , sauna ve dar pantolon giyme testis ısısını arttırabilir. Dizüstü bilgisayarların uzun süreli kullanım,tüm gün oturarak çalışmak ve hareketsizlik spermler için zararlıdır.

CERRAHİ TEDAVİLER:

Mikroskobik Varikosel operasyonu: İnfertil erkeklerin % 60′ında varikosel bulunur. Varikosel sperm üretimini etkiliyorsa veya testiste küçülme yapıyorsa tedavi edilir. Varikosel ameliyatı mikroskop altında yapılmalıdır. Bu sayede gözle görülemeyen küçük damarların bağlanması ameliyat başarısını arttırır ve varikosel tekrarlamasını önler. Varikosel operasyonu %75 hastada sperm kalitesinde düzelme sağlar ve % 35 oranında gebelik elde edilir.

Sperm kanallarındaki tıkanıklıkların giderilmesi:

Sperm kanallarının prostata açılan yerindeki darlık yapan sebepler endoskopik(TURed) olarak kesilerek açılır.

Diğer düzeylerdeki tıkanıklık bölgeleri ise mikroskop altında bulunup çıkartılır geri kalan sağlam bölgeler birbirine tekrar dikilerek meninin doğal yolla dışarı atılması sağlanır.

Yardımcı Üreme Teknikleri (Aşılama,Tüp bebek):

-İntrauterin inseminasyon(IUI,Aşılama): Düşük sperm sayısı, endometriosis, açıklanamayan infertilite, servikal mukus yetersizliği ve sperme karşı antikor varlığında uygulanır. Erkekten alınan semen özel solüsyonlarla yıkanıp kaliteli spermler elde edilir ve daha sonra kadın doğum doktoru tarafındankadın rahmine özel bir sonda ile verilir. Bu yöntem kadında hormon tedavisi ile birlikte yapılmalıdır. Bu yöntemde her denemede % 20 kadar hamilelik şansı vardır (tamamen normal insanlarda adet dönemi başına hamilelik şansı % 30-35′ tir). Bu kolay ve ekonomik yöntem eşin takibi ve sperm hazırlama işlemlerinin doğru şekilde uygulanmasıyla en az 4 adet dönemi süresince denenmelidir.

-İn vitro fertilizasyon (IVF): Kadın yollarındaki darlıklarda veya açıklanamayan infertilitede uygulanır. Hormonal tedavi ile kadının yumurtlaması sağlanıp olgun yumurta elde edilir. Bu yumurta dışarı alınır. Laboratuar şartlarında yumurta ile sperm birleştirilir. Birkaç gün sonrada oluşan döllenmiş hücre kadın rahmine yerleştirilir.

-ICSI (Tüp bebek,Mikroenjeksiyon): Tüp bebek yönteminde laboratuar şartlarında kadın yumurtası içine, erkekten elde edilen spermin iğne ile yerleştirilerek elde edilen döllenmiş yumurta kadın haznesine konur. ICSI’de spermin canlı veya dondurulmuş olmasının önemi yoktur,tek bir sağlıklı sperm yeterliidr.Böylece spermin kadın üreme yollarındaki ilerlemesine, yumurtayı aramasına ve yumurtayı doğal olarak döllemesine gerek kalmaz. İşlem öncesi kadın yumurtalıkları ilaç ile uyarılır. ICSI için birkaç sperm hücresi yeterlidir. Bu pahalı ve zor bir yöntemdir.Her denemede gebelik oranı %50-60 ,çocuk sahibi olup eve gitme oranı % 25-35 civarındadır.

-TESE+ICSI: Menide sperm hücresi yoksa testis biyopsisi materyalinden elde edilen sperm hücresi, ICSI için kullanılır.

SEMENDE HİÇ SPERM OLMAMASI (SIFIR SPERM, AZOSPERMİ) NEDİR?

Semende sperm bulunmaması azoospermi olarak bilinir. Erkeklerin yaklaşık yüzde 1′ inde menide sperm olmaması problemi vardır. Kısırlık sorunuyla doktora başvuran erkeklerin yüzde 10’unda azospermi vardır. Azospermi, Non-Obstrüktif Azospermi ve Obstrüktif Azospermi olarak ikiye ayrılır.

NON-OBSTRÜKTİF AZOSPERMİ NEDİR?

Testislerde sperm üretimi ya hiç yoktur ya da belirli alanlarda çok sınırlı sayıda olmaktadır. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken bazılarında az sayıda sperm olabilmektedir.Genellikle FSH yüksektir ancak %40 vakada normal olabilir.Tedavisi mikro TESE ameliyatıdır.

MİKRO TESE NEDİR?

Non-obstrüktif azosperminin tek tedavisi Mikro-TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu) ameliyatıdır. Bu tedavi yönteminde spermin elde edilmesi ürolog tarafından gerçekleştirilir ve tüp bebek merkezlerine başvuran çiftlerin yaklaşık yüzde 5’i bu yöntemlerle tedavi edilmektedir.Genetik Y kromozon delesyon testinde komplet AZFa ve AZFb mikrodelesyon varsa yapılmaz, sperm bulma şansı sıfırdır.

Anestezi altında yumurtalıklar(testisler) açılarak mikroskop altında testisin içindeki tübüller incelenir. İçinde sperm olan tübüller farklı olduğu için ayrıştırılır ve sperm elde edilir. Bu yöntemle yumurtalıkta sperm üretilen bölgeler daha iyi seçilmekte ve alınan doku miktarı daha az olduğundan, daha çok sayıda parça alınabilmektedir. Bu dokular anında laboratuarda embriyolog tarafından incelenerek sperm hücreleri bulunur ,anında tüp bebekte kullanılır veya dondurulur.Sperm yoksa aynı seansta diğer testiste açılır ve çok sayıda ufak parçalar alınır.Bir ekip çalışmasıdır.Böylece sperm bulma şansı yükseltmekte ve ayrıca testislerin en az zarar görmesi sağlanmaktadır.

TESE ameliyatı ile sperm elde edebilme şansı yaklaşık yüzde 50 dir.

MİKRO TESE DE SPERM ÇIKMAZSA NE YAPALIM?

Testisler çeşitli ilaçlar ve hormonlar ile uyarılıp ,stimüle edilerek 6 ay sonra tecrübeli bir ekip tarafından tekrar mikro TESE yapılır.

OBSTRÜKTİF AZOSPERMİ NEDİR?

Spermin üretildiği ancak kanallar tıkalı olduğu için dışarı çıkamadığı durumlardır.Daha nadirdir, azospermik vakaların %15-20 si kadardır.Testisler normal büyüklükte,epididim geniş ve kan FSH seviyesi normaldir.Nadir gözüken kalıtsal kistik fibrozis hastalarında ise vas deferans kanalları doğuştan yoktur.

Meni kanallarındaki tıkanıklıklar, kanalların hemen testislerden çıktıkları bölümde olabileceği gibi, daha ileri seviyelerde de bulunabilir .Tıkanıklık genellikle 3 yerde olur.

1-Epididimal tıkanıklık: İnfertilite nedeniyle incelenen erkeklerin yaklaşık %3-6′sında epididim seviysinde bir tıkanıklık bulunmaktadır. En sık tıkanıklık sebebidir % 30-67 .Genellikle enfeksiyon,travma veya cerrahi sonrası olur. Tedavisi Vazoepididimostomi ameliyatındır.

Vazoepididimostomi ameliyatında mikroskop altında epididim ile vas ağızlaştırılır.Ameliyat yapılırken testislerde sperm yapımının devam ettiğinden, ileride kanalların açık olduğundan ve epididimlerde bir tıkanıklık bulunduğundan emin olunmalıdır.

Vazoepididmostomiyi takiben olguların %50-80′inde ejakulatlarında sperm çıkmaya başlamaktadır. Gebelik oranları ise %13-56 arasındadır. Ancak, bir yıl sonra olguların %25′inde tekrar tıkanıklık gelişebilmektedir.

2-Vas deferans kanalı tıkanıklığı: Genellikle erkeklerde doğum kontrolu için yapılan vasektomi veya nadiren fıtık ameliyatları sonrası olur.Vasektomi hastalarının %2-6 sı tekrar kanallarının açılmasını isterler.Tedavisi Vazovazostomi ameliyatıdır.

Vazovazostomi mikroskop altında kanalların yeniden açılması ameliyatıdır. Vazovazostomide geniş seriler değerlendirildiğinde başarı % 90, bir yıllık gebelik oranları ise %50 olarak bildirilmektedir. Vazovazostomi yapıldıktan sonra ejakulatta ilk sperm çıkışı 6 aya kadar gecikebilir.Ancak, operasyonu takiben kanal açıklığı sağlanılmış olsa bile bir yıl sonra olguların %12′sinde geç tıkanıklık gelişebilmektedir.

3- Ejakulator kanal tıkanıklığı: Nadir görülür,azospermiklerin %1-3 si.Doğuştan kistik veya enfeksiyonlar sonrası olur.Sperm volümü az ,spermde fruktöz az veya yok ve pH asittir.Tanı transrektal ultrasonografi (TRUS) de doğuştan olan orta hat kistleri görülmesi veya vesiküle seminalislerin genişlemiş olması ile konur.

Tedavide 2 yöntem uygulanır:

– Orta hat kistinin transrektal ultrasonografi eşliğinde transrektal yolla boşaltılması ile sperm parametrelerini normale döndürerek spontan gebelik şansı elde edilebilir.

-Transurethral Ejakulator kanal rezeksiyonu (TURED): Kapalı ameliyat ile verumontanumdaki kistler kesilir ,başarı oranları düşüktür.

TÜP BEBEK Mİ YAPTIRALIM ,YOKSA SPERM TIKANIKLIK AMELİYATI MI OLALIM?

Çocuk olmaması yakınması ile gelen erkeklerin bir kısmında sorun menide sperm hiç olmaması yani azospermi dir. Bunların da bir bölümünde, meni kanallarının tıkanıklığı söz konusudur.

Tüp bebek uygulamalarının çok yaygın olarak yapıldığı günümüzde, tüp bebeğin pahalı ve zahmetli olması, sonuçta ancak olguların yarısında başarılı olunup, geri kalanlarında gebeliğin sağlanamaması, meni kanallarının açılmasına yönelik ameliyatları önemli bir duruma getirmiştir. Ameliyat sonrası olguların tamamına yakınında tıkanıklık giderilebilmekte, neticede doğal yolla çocuk sahibi olabilme şansı ele geçirilmektedir. Bu nedenle, menide sperm hücreleri çıkmayan erkeklerin, tıkanıklık yönünde araştırılmaları ve tedavi edilmeleri mutlaka gerekir.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Erdinç Ünlüer

Prof.Dr. Süleyman Erdinç ÜNLÜER,  lisans öncesi eğitimlerini başarıyla tamamlamasının ardından 1979 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olarak Tıp Doktoru ünvanı almıştır. Lisans eğitimi sonrasında, ihtisas eğitimini ise 1990 yılında İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Anabilim Dalında yapmıştır. 2011 yılında Kars Kafkas Üniversitesinde Üroloji Anabilim Dalı Başkanlığı yapmış ve Profesör ünvanı almıştır. Prof.Dr. Süleyman Erdinç ÜNLÜER, 1979 yılında Asistan Doktor olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde, 1979-1983 yılları arasında Uzman Doktor olarak Gümüşsuyu Askeri Hastanesi Üroloji Kliniğinde, 1984-1985 yılları arasında Uzman Doktor olarak SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi Üroloji Kliniğinde, 1985-1990 yılları arasında Klinik Şef Yardımcısı olarak yine SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi Üroloji Kliniği ...

Etiketler
Erkeklerde kısırlık nedenleri
Prof. Dr. Erdinç Ünlüer
Prof. Dr. Erdinç Ünlüer
İstanbul - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube