Diz kireçlenmesinde prp mi, kök hücre tedavisi mi?

Diz kireçlenmesinde prp mi, kök hücre tedavisi mi?

Son dönemde özellikle diz kireçlenmsi tedavisinde iki yöntemin adı sıkça telaffuz edilmeye başlandı; PRP ve kök hücre tedavisi. Hastalarda tedavi seçimi konusunda bu iki yöntem açısından biraz kafa karışıklığı olmuş durumda.

PRP İngilizce “Platelet Rich Plasma” ifadesinin  baş harflerinden türetilmiş olup, trombositten zengin plazma anlamına gelmektedir. PRP tedavisi özellikle son 8-10 yıldır giderek artan bir şekilde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmış görece yeni bir yöntemdir.  Bu yöntemde ilaç hastanın  kendi kanından hazırlanmaktadır.

 Kök hücre yöntemi ise çıkışı PRP ile aynı zamanlara gelse de son birkaç yıldır daha popüler olmaya başlamıştır. Burada daha çok yağ dokusundan daha azda kemik iliğinden ve diğer bazı dokularda alınan kök hücreler tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Kök hücre yöntemi de aşağı yukarı PRP ile aynı hastalıklarda kullanılmaktadır.

PRP ve kök hücre tedavisi bir tür semptom baskılama tedavisi olmayıp direk olarak hastalığı tedavi etmeye yönelik tedavilerdir.

Her iki yönteminde temel etkileri benzerdir ve  doğal bir ilaç gibi etki gösterir. PRP tedavisinde trombositlerin sahip olduğu  büyüme faktörü ve bazı doğal  koruyucu-tedavi edici maddeler etkili olmaktadır. Bu maddeler kondrosit denilen kıkırdak hücre sayılarını artırmakta, kök hücreleri o bölgeye çekmektedir.  Buda aşınmış kıkırdakaların ve diğer dokuların tamirini sağlamaktadır. Kök hücre tedavisinde ise farklı hücrelere dönüşme ve çoğalma yeteneği olan kök hücrelerin hasarlı kıkırdak doku üzerinde yer edinerek yeni kıkırdak hücrelerine dönüştüğü ön görülmektedir. Kök hücrelerin ayrıca bazı maddeler salgılayarak kıkırdak yıkımını azalttığı da düşünülmektedir.

Her iki tedavi de yavaş ortaya çıkan ama göreceli uzun süreli bir  tedavi sağlayabilmektedir. Her iki yöntemin özellikle diz kireçlenmesinde etkinikleri arasında belirgin bir fark yoktur. Peki iki yöntem arasında ne gibi farklılıklar var ve tedavide hagisini seçmeliyiz?

 PRP tedavisi kök hücre tedavisine göre önemli bir farkı hücrelerin hazırlanması aşamasındadır. PRP yöntemnde nerdeyse standardı sabit bir hazırlama yöntemi vardır. Toplamda 20 dakikalık bir işlem süresi ve aşağı yukarı kullanılan hazırlama kitlerine göre ufak değişiklilerle standart bir yöntemi vardır. PRP hazırlanmasında herhangi yabancı bir madde kullanılmamaktadır. Kök hücre de durum böyle değildir. Yağ dokusu yada kemik iliğinden alınması için hastadan sedasyon yada anestezi altında küçük bir müdahale ile doku alınır. Bir çok işlemden geçer ve hücre ayrıştırma için farklı kimyasallar ile müdahale edilir. Gerçekte kök hücreleri saf olarak elde etmek ve hatta enjekte edilecek hücre sayısını bile belirlemek mümkündür. Bununla beraber bu işlem bir kaç haftayı bulabilmektedir. Ama pratikde bunun yerine birkaç saatlik işlemle kök hücreler hazırlanmaktadır. Buda kök hücre saflığını etkilemektedir. Yabancı bir dokunu kök hücrelerinin eklem içine verilmesinin uzun dönemde potansiyel yan etkileri konusunda yeterli veri henüz yoktur. PRP bu anlamda daha doğal bir tedavidir. İnsan çalışmaları olarak PRP biraz daha ön plandadır. PRP fiyat alamında da kök hücreye göre çok daha ucuz bir yöntemdir. PRP tedavisinin belkide tek dezavantajı genelde birer arayla 3 kez uygulanmasıdır. Ama bu, avantajları düşünüldüğünde kabul edilebilir bir dezavantajdır.

Sonuç olarak PRP yöntemi, hakkında daha çok veri olması, hazırlama yönteminin hemen hemen standartlaşmış olması, başka kimyasal kullanılmaması, daha ekonomik olması ve en az kök hücre kadar etkili olması nedeniyle şimdilik daha ön planda düşünülmesi gereken tedavi gibi durmaktadır.

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cengiz Bahadır

Prof. Dr. Cengiz BAHADIR, 1969 yılında Samsun'da doğmuştur. Lisans öncesi eğitimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1992 yılında tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. Aynı yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı'nda ihtisas eğitimine başlamıştır. İhtisasının ardından 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü'nde Elektrodiagnostik Nöroloji (EMG) lisansüstü programını tamamlamıştır. 2010 yılında Doçent, 2015 yılında ise Profesör olmuştur. Radikulopatiler (bel ve boyun fıtıklarına bağlı ağrılar), bel ve boyun fıtıklarının cerrahisiz tedavisi, EMG (kas ve sinir hastalıklarının tanısına yönelik elektrofizyolojik inceleme), kas-iskelet sistemiultrasonografisi, artritler (romatoidartrit, ankilozanspondilit, kireçlenm ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Prp yöntemi
Prof. Dr. Cengiz Bahadır
Prof. Dr. Cengiz Bahadır
İstanbul - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube