Doktorsitesi.com

Depresyondayım; çünkü ev hanımıyım!

Uzm. Psk. Tülin Çizer
Uzm. Psk. Tülin Çizer
25 Temmuz 20132032 görüntülenme
Randevu Al
Depresyondayım; çünkü ev hanımıyım!

Ev Hanımlığı Nedir ?

Dünyanın en zor mesleğini, sosyal haklar olmadan, maaşsız, ikramiyesiz, üstelik de sürekli ukalalık yapan, para kazandığını yüzüne vuran bir adama ve muhtemelen şımarık çocuklara karşı icra etmeye çalışan kadın türü...

veya teknolojinin ileri medeniyetler seviyesine erişmediği dönemlerde kullanılan; çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, elektrikli süpürge ve gündelikçi kiraz hanımın yaptıklarını toptan yapabilen çok fonksiyonel, mümtaz bayan şahsiyet...

Peki Depresyon nedir?

Depresyon üzerimizdeki sorumlulukları artık kaldıramadığımız bir ruh halidir.

Bu ruh haline seyirci kalıp kendiliğinden geçmesini beklemek, çoğu zaman bu tablonun daha da derinleşmesiyle sonuçlanır.

En kötüsü, kişi bazen kendisini o kadar çaresiz, o kadar aciz  hisseder ki, her şeyi çözümsüz görür.

Ölümü düşünenler olur. Hatta ölümü bir çözüm veya kurtuluş olarak algılama yanılgısına dahi düşebilirler.

Depresyon bir mutsuzluk ve umutsuzluk halidir. Kimi zaman sinsi sinsi ilerler. Kimi zaman aniden bastırır. Her ne şekilde gelirse gelsin ısrarcıdır. Bir kez birisinin hayatına girdi mi kolay kolay gitmeyi istemez.

Depresyon karanlıktır. Her geçen gün hayatı bir parça daha karartır. İnsanı içine çeker. Hayata ilginizi kaybetmeye başlarsınız. Daha önceleri yapmaktan keyif aldığınız uğraşlarınız size çok uzak gelmeye başlar. Yaşadıklarınızdan ya eskisi gibi keyif almıyorsunuzdur, ya da içinizden bunları yapmak bile gelmiyordur. Adeta hiç bir şey size zevk vermiyor gibidir.

Depresyon dengeleri bozar. İştahınız ya tümden kaybolmuş gibidir veya iyice artmıştır. Ama artık eskisi gibi değildir. Kısa süre içinde ciddi kilo kayıpları veya ciddi kilo alımları olabilir.

Uykular da eskisi gibi değildir. Uykusuzluk sık rastlanan bulgulardan biridir. Bazıları geceler boyunca uykuya dalma mücadelesi verir. Bazıları bir kez uykuları kaçtıktan sonra bir daha dalamamaktan muzdariptir. Bazılarının ise uykuları öyle bir artmıştır ki, yataktan çıkamaz, çıkmak istemez.

Depresyon içimizdeki hayat enerjisinin düşmanıdır. Bizi enerjisiz bırakır. Aynı işi yapıp daha çok yorulanlar, bir zaman sonra hiç iş yapamaz hale gelebilirler. İnsan kendisini yavaşlamış ve bitkin hisseder. Günlük ev işleri gözde büyümeye başlar. Yemek dahi yapmak istemeyen ev hanımları olduğu gibi, işindeki verimliliğini kaybetmeye başlayan beylere de sıkça rastlanır.

Depresyon bir süreçtir, bir günde gelip geçen bir ruh hali değildir. O süreç içinde insanın kendisine olan inancını ve güvenini yıkmaya başlar. Olaylara olumsuz tarafından bakmaya ve öyle algılamaya başlarız. Bazıları kendini değersiz hisseder. Bazıları ise, günlük yaşamda karşılaştıkları en küçük bir olumsuzluğu genelleştirerek, kendilerini şanssız veya beceriksiz olarak etiketlerler. Konsantrasyon da bozulabilir. Okuduğunu anlayamayanlar veya konuşulanları takip edemeyenlere sıkça rastlarız. Düşünceleri belli bir konu üzerinde yoğunlaştırabilmek güçleşir.

Depresyondaki kişi sıkıntıdadır. Sosyal ilişkileri de eskisi gibi değildir. Bazıları içine kapanır, arkadaşlarından ve çevresinden uzaklaşmaya başlar. Kimseye tahammülü yoktur. Bazıları ise sinirli hatta saldırgan olmaya başlar.Çevresindeki insanları çok kolay kırabilir.

Kadınların Depresyona Girme Belirtileri

       Sürekli olarak hüzünlü kaygılı ya da "boşluk" hissi ile nitelenen duygu durumu

       Ev içinde eşiyle paylaşamadığı şeyleri ailesi ve arkadaşlarıyla paylaşmaya çalışması

       Ruhsal ve psikolojik olarak çökme, sürekli kötü bir şey olacak duygusuyla yaşamaya başlama

       Sosyal yaşamdan uzaklaşma, günlük aktivitelere ilginin azalması

       Huzursuzluk çabuk irkilme ve aşırı ağlama

       sık sık ağlama isteği,

       kişisel bakımda özensizlik,

       umutsuzluk,

       kimsenin kendisiyle ilgilenmediği düşüncesi,

       alkol ya da madde kullanımına başlama,

       suçluluk duyguları,

       karamsarlık,

       yoğun kaygılar,

       kendine güvenin azalması,

       konsantrasyon güçlükleri,

       dikkatini toplama hatırlama ya da karar vermede zorluk,

       sinirlilik,

       uzun süren üzüntü,

       tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri,

       enerji azalması, yorgunluk, "yavaşlama" hissi

       uykuda düzensizlik (aşırı ya da çok az uyku),

       iştahın aşırı artması ya da azalması,

       neşesizlik, hayattan keyif almama,

       tahammülsüzlük,

       cinsel istekte azalma veya ilgi duymama

       içine dönme,

       sürekli geçmişe yönelik pişmanlıkları ve hataları düşünme,

       kendini değersiz görme, yorgunluk,

       kendini boşlukta ve işe yaramaz hissetme.

İçinden çıkılmaz bir hal alan ruhsal durumunun daha da kötüye gitmemesi için kadının izleyeceği en önemli yol, bir uzman yardımıyla içinde bulunduğu durumu aşmaya çalışmasıdır.

Kadınların Depresyona Girme Nedenleri

Evliliğe Bağlı Nedenler

       Kıskançlık ve sahiplenme duygusu

       Baştaki heyecanın azalması ya da bitmesi

       'Senin ailen benim ailem' tartışması

       İletişim bozukluğu

       Kadınlara ailede ve toplumda daha fedakar bir rol verilmişken erkeklere baskınlık hatta kadınları suistimal etme hakkı verilmiştir. Evlilik her zaman kadına yardımcı bir durum değildir.

Doğuma Bağlı Nedenler

       Doğum sonrası depresyon

       Aşırı yorgunluk ve uykusuzluk

       Vücuttaki bozulmalar

       Sosyal hayatın kısıtlanması

       Artan sorumluluk duygusu

Sosyal Roller

       Sosyal psikologlara göre, özsaygımız ve stresimizin büyük çoğunluğu, anne, baba, çalışan, patron, sevgili, öğrenci gibi rollerimizden daha doğrusu ne yaptığımızdan kaynaklanır.

       Bu sosyal rollerimiz aynı zamanda bize statü, sosyal kabul ve kendine güven sağlıyor. Üzücü olmakla birlikte bugün çocuk yetiştirmek ve ev hanımı olmak, modern toplumda statü oluşturucu bir rol sayılmıyor.

Biyolojik Nedenler

       Kadınlarda depresyonun daha sık görülmesinin nedeninin üreme biyolojisindeki farklılıklardan kaynaklanabileceği düşünülür (bazı hormonların seviyesi gibi).

       Aynı zamanda kadın ve erkek beynindeki bazı farklılıklardan da kaynaklanıyor olabilir. Duygusal uyarılar kadın ve erkek beyninde farklı değerlendiriliyor olabilir.

Düşünsel Çarpıtmalar

       Ya hep ya hiç düşüncesi: Olayları siyah ya da beyaz olarak kategorize edersiniz. Eğer performansınız azalırsa kendinizi tamamen başarısız bulursunuz.

       Aşırı genelleme: Tek bir olumsuz olayı sonu gelmez bir yenilgi kalıbı olarak görürsünüz.

       Akıl süzgeci: Tek bir olumsuz detayı seçip onun üzerine yoğunlaşmak.

       Olumluları değersizleştirme: olumlu şeyleri bu sayılmaz diyerek yok sayma

       Sonuçlara atlama: Sonuç olarak bir şeyin olumsuz olduğuna dair yorumlar yapma

       Düşünce okuma: Birisinin hakkınızda olumsuz düşündüğünden eminsinizdir bunu doğrulama gereği bile duymazsınız.

       Kehanet hataları: Hislerinize dayanarak olayların kötü gideceğine inanmak

       Büyütme ya da ufaltma: Olumsuz şeyleri büyütme güzel olanları ise küçültme.

       Duygusal ilişkilendirme: Hissettiğiniz şeylerin gerçek olduğunu düşünmek

       "Olmalılar" konumu: "Yapmalıyım" larla kendinizi motive etmeye çalışırsınız ancak engellenmiş hissedersiniz motivasyonunuz azalır. Sonuç suçluluk duygularıdır.

       Damgalamak ve yanlış damgalamak: Bu aşırı genellemenin uç bir örneğidir. Hatanızı tanımlarken sonuna da yani ben başarısız bir insanım diye ekleyiverirsiniz.

Etiketler

Depresyondayım; çünkü ev hanımıyım

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Tülin Çizer

Uzm. Psk. Tülin Çizer

Uzm. Psk. Tülin ÇİZER, Lisans öncesi eğitimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde eğitimini tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır. Yine İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Personel Yönetimi Yüksek Lisans eğitimini tamamlamış ve lisansüstü derecesini almıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır