Depresyon kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz olarak etkileyen, yaşamını ve fiziksel sağlığını bozan bir duygudurum bozukluğudur. Aşağıdaki belirtilerden en az 5 tanesi kişinin yaşantılarını etkilemeye başlamış; ilişkilerini bozuyor, gününün büyük bir kısmını kaplıyor ve kontrol edilemez durumlar yaratıyorsa kişinin sorunu depresyon olabilir.
Belirtiler
Hemen her gün kendini mutsuz, karamsar, kederli, gergin ve ağlamaklı hissetme.
Hiçbir şeyden zevk alamama, genel isteksizlik durumu
Halsizlik, yorgunluk
Uykuya dalamama, uykusu sık sık bölünme, çok uyuma ve çok uyuduğu halde kendini hiç uyumamış gibi hissetme.
Dikkatini toplamada güçlük çekme, odaklanamama.
İştahsızlık ve kilo kaybı (ancak bazı kişiler aşırı yeme davranışında bulunabilirler).
Kendini başarısız bulma, hiçbir işe yaramadığını ve değersiz olduğunu düşünme.
İntihar düşüncesi (Depresyonda olan kişilerin genelinde hayatı anlamsız bulma, intihar düşüncesi vardır).
Hareketlerde, düşüncelerde ve karar vermede yavaşlama.
Gerginlik, sıkıntı ve huzursuzluk hali.
Kapalı yerlerde daralma ve aynı yerde uzun süre kalamama.
Kontrol edilemeyen kolay ve çabuk sinirlenme hali.
Kendine çevresine ve geleceğine karamsar ve umutsuz yaklaşma.
Cinsel isteksizlik (yani ereksiyon ve ejakülasyon sorunu).
Bedensel belirtiler
Depresyonda düşünce yapısı
Kişinin kendine, çevresine ve geleceğe yönelik olumsuz değerlendirmelerde bulunmaya başlar. Kişi daha önceden plan yapmadığı ve düşünmediği halde olumsuz düşünceler otomatik olarak ortaya çıkar. Kişide bilişsel hatalar oluşmaya başlar. Depresyonda olan kişi ne kadar başarılı olursa olsun, kendini değerli hissedebilmek için başkalarının onayının gerektiğine inanır. Kendini başarılı görmek için her alanda başarılı olmak gerektiği hissine kapılır. Bunun gibi işlevsel olmayan şemalar çocukluk döneminde başlayan ve yaşam boyu gelişen oldukça güçlü sayıtlılardır. Bu tür düşünce ve inançlar sürekli olarak bilişsel çarpıtmalarla desteklenmektedir.
Depresyon için riskler
Her insanın hayatın belli bir döneminde depresyona girme olasılığı vardır.
Genetik yatkınlık.
Ağır ve zorlayıcı kabul edilecek yaşam koşullarına maruz kalmak.
Kötü aşağılayıcı muameleye maruz kalmak.
Ağır bir fiziksel hastalık geçirmek.
Sevilen birinin kaybı veya terk edilmek.
Uzun süreli bakım ve tedavi gerektiren fiziksel bir hastalığa yakalanmış olmak.
Baskıcı veya aşırı ilgisiz ailede yetişen pasif ve içe dönük kişiler.
Yukarda sayılan faktörler insanların depresyona girmesine neden olabilecek risk faktörleridir. Ancak bu koşullara maruz kalan herkesin mutlaka depresyona gireceği anlamını çıkarmak doğru olmaz. Bunlar risk faktörleridir ve bireysel farklılıklar önemlidir.
Bugünkü bilgimize göre, depresyondaki en önemli yatkınlık nedenini genetik yatkınlık ve bazı kişilik özellikleri oluşturmaktadır. Kişilik özelliği açısından baktığımızda kimseyi incitmemeye, herkesi hoşnut etmeye çalışan; duygularını düşüncelerini çevresindekilere “kırılır”, “benden uzaklaşır” kaygılarıyla ifade edemeyen kişiler depresif duygu ve düşüncelerle baş etmekte güçlük yaşayabilmektedirler.
Tedavi
Depresyon, tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Depresyon için en uygun tedavi yöntemi ilaç tedavisi ve psikoterapilerin birlikte yürütülmesidir. Toplumdaki yaygın inancın aksine depresyon tedavisinde kullanılan yeni kuşak antidepresan ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Yan etkileri ise son derece azdır ve tehlikeli değildir. İstenildiğinde doktor önerisi ile rahatlıkla kesilebilirler. Bu nedenle, eğer psikiyatrist kişinin ilaç kullanmasına karar vermiş ise kişi bu ilaçları rahatlıkla kullanmalıdır. Ayrıca psikiyatriste sormadan ilaç kullanım şeklinin değiştirilmemesinde ve kesilmemesinde yarar vardır.