Doktorsitesi.com

Çocuklarda Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm)

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
Psk. Dan. Veysel Hasan Gül
12 Eylül 20259 görüntülenme
Randevu Al
Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm), çocukların belirli sosyal ortamlarda yoğun kaygı nedeniyle konuşamamasına yol açan bir anksiyete bozukluğudur. Erken müdahale, destekleyici ortam ve uygun terapiyle aşılabilir.
Çocuklarda Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm)

Bazı çocuklar için belirli durumlarda konuşmak yalnızca zor değil adeta imkânsız olabilir. Çocuğunuz evde aile üyeleriyle rahatça sohbet ederken sosyal ortamlarda konuşmakta zorlanıyorsa, bu Seçici konuşmazlık belirtileri yaşıyor olabilir. Bu durum, çoğu zaman ebeveynlerin endişelenmesine ve nasıl yardım edeceklerini bilememelerine yol açabilir.

 

Seçici konuşmazlık, çocuğun belirli sosyal ortamlarda örneğin okulda, doğum günü partilerinde ya da ev dışında yakın aile üyeleriyle konuşurken sözel iletişim kurma becerisini etkileyen bir anksiyete bozukluğudur. Bu durum ilk bakışta utangaçlık gibi görünebilir; ancak aslında daha karmaşık bir sorundur ve erken müdahale ile uygun tedavi gerektirir.

 

Eğer siz de ebeveyn olarak bu durumla baş etmeye çalışıyorsanız, seçici konuşmazlığın belirtilerini, nedenlerini ve etkili baş etme stratejilerini anlamak; çocuğunuzun belirli ortamlarda konuşamama sorununu aşmasına destek olmanız için size güç kazandırabilir.

 

Seçici Konuşmazlık Nedir?

Seçici Konuşmazlık (SK), çocuğun bazı ortamlarda konuşma yeteneğine sahip olmasına rağmen konuşamamasıyla karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur.
Örneğin, evde rahatça sohbet eden bir çocuk, okulda ya da sosyal ortamlarda tamamen sessiz kalabilir. Bu durum inatçılık ya da anlama güçlüğünden kaynaklanmaz; aksine konuşmayı yoğun kaygı verici hale getiren bir anksiyete bozukluğudur.

 

Seçici Konuşmazlık Semptomları

Çocuklarda seçici konuşmazlık belirtileri genellikle 2 ile 5 yaş arasında ortaya çıkar ve çocuk anaokulu veya kreş gibi yapılandırılmış ortamlara girdiğinde daha belirgin hâle gelir.
Seçici konuşmazlığın yaygın belirtileri şunlardır:

  • Tanıdık ortamlarda normal şekilde konuşmasına rağmen, belirli ortamlarda konuşamama ve iletişim kuramama
  • Konuşması beklendiğinde donup kalmış, ifadesiz ya da içine kapanmış görünme
  • Konuşmak yerine başını sallama veya işaret etme gibi sözel olmayan iletişim yollarını kullanma
  • Sosyal etkileşimlerde göz temasından kaçınma
  • Gruplara katılmada, öğretmenlere veya akranlara yanıt vermede zorluk yaşama
  • Yemek siparişi verme ya da sınıfta soru yanıtlama gibi konuşma gerektiren sosyal durumlarda yoğun rahatsızlık duyma

 

Seçici konuşmazlığı olan çocuklar, sosyal ortamlarda yoğun kaygı ve stres yaşarlar; bu da sessizliklerini pekiştirir. Uygun müdahalede bulunulmadığında bu durum, akademik başarılarını, arkadaşlık ilişkilerini ve özsaygılarını olumsuz yönde etkileyebilir.

 

Seçici Konuşmazlığın Nedenleri
Çocuklarda seçici konuşmazlığın temel nedenlerini anlamak, doğru desteği sağlamak için çok önemlidir. Bu duruma katkıda bulunabilecek birkaç etken vardır:

 

Anksiyete Bozuklukları
Seçici konuşmazlık bir anksiyete bozukluğudur. Yüksek kaygı düzeyine sahip çocuklar, konuşmaları beklendiğinde utanç duyma veya yargılanma korkusuyla adeta kilitlenmiş gibi hissedebilirler.

 

Genetik ve Çevresel Faktörler
Seçici konuşmazlığı olan çocukların çoğu zaman anksiyete yaşayan bir ya da iki ebeveyni vardır. Değerlendirme süreçlerinde ebeveynler, küçükken kendilerinin de konuşmakta zorlandıklarını sık sık paylaşırlar. Geçmişte seçici konuşmazlık sıkça gözden kaçtığı için birçok yetişkin uygun tedavi alamamıştır.

 

Konuşma ve Dil Bozuklukları
Seçici konuşmazlık esas olarak bir anksiyete bozukluğu olsa da bazı çocuklarda eşlik eden dil bozukluğu veya konuşma gecikmesi olabilir. Telaffuz veya anlama güçlükleri, belirli sosyal durumlarda konuşmayı daha da stresli hale getirebilir. Ancak, her seçici konuşmazlığı olan çocuğun konuşma veya dil bozukluğu olmadığı unutulmamalıdır.

 

Ebeveynler İçin Etkili Stratejiler: Seçici Konuşmazlığı Olan Çocuğa Destek Olmak


Ebeveyn olarak çoğu zaman çocuklarımıza nasıl yardımcı olacağımızı bilemeyiz. Onları konuşmaya zorlamalı mıyız yoksa kaçınmalarına izin mi vermeliyiz? Aşağıda, çocuğunuza cesaretle konuşma pratiği yapması için fırsatlar sunmanıza yardımcı olacak bazı destekleyici stratejiler yer almaktadır:

 

Rahat Bir Ortam Oluşturun
Çocuğunuzu yeni sosyal ortamlara yavaş yavaş alıştırarak kendini rahat hissetmesini sağlayın. Önce küçük ve baskı oluşturmayan oyun buluşmaları düzenleyin veya tanıdık kişilerle konuşma pratiği yaptıktan sonra sosyal çevresini genişletin.

 

Yavaş ve Destekleyici Bir Yaklaşımı Teşvik Edin
Seçici konuşmazlığı olan bir çocuğu yeni biriyle konuşmaya zorlamak yerine, adım adım maruz bırakma yöntemiyle özgüvenini geliştirin. Biri çocuğunuza soru sorduğunda onun yerine cevaplamak yerine, soruyu yeniden biçimlendirerek çocuğunuzun söylediğini tekrarlayın. Böylece çocuk sorudan kaçınmaz ve siz de bulunduğu noktadan ona destek olabilirsiniz.

 

Öğretmenler ve Bakıcılarla İş Birliği Yapın
Öğretmenleri, bakıcıları ve aile üyelerini çocuğunuzun anksiyete bozukluğu hakkında bilgilendirin ve destekleyici bir ortam oluşturmak için iş birliği yapın. Öğretmenin çocukla birebir zaman geçirmesi veya çocuğun sesini duyması için video göndermek gibi uyarlamalar, üzerindeki baskıyı azaltabilir.

 

Profesyonel Terapiyi Değerlendirin
Seçici konuşmazlığın tedavisinde erken müdahale çok önemlidir. Seçici Konuşmazlık için Ebeveyn-Çocuk Etkileşim Terapisi gibi terapi yaklaşımları, çocukla etkileşimde bulunan herkese çocuğun seçici konuşmazlığını aşmasına yardımcı olacak beceriler kazandırır. Oyun temelli bu terapi, çocukların farklı ortamlarda ve farklı kişilerle cesurca konuşma pratiği yapmasını sistematik olarak artırır. Eğlenceli ve ödüllendirici olan bu terapi hem çocuğun hem de ebeveynin özsaygısını güçlendirir.

 

Kaynakça: https://manhattanpsychologygroup.com/MPG-blog/selective-mutism-in-children-signs-symptoms/

Türkçeye Çeviren: Fatih Özmez

Etiketler

Online terapiOnline psikolojik danışmanlıkBireysel psikoterapiBireysel destekOnline danismanlik hizmetleriSelektif mutizm nedirSelektif mutizm nasıl anlaşılırSelektif mutizm tedavisiSelektif mutizmde erken tedavi neden önemlidirSelektif mutizmde tanı ve tedavi nasıl yapılırÇocuklarda selektif mutizm

Yazar Hakkında

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Psk. Dan. Veysel Hasan Gül

Veysel Hasan Gül, Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı üniversitede Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü de tamamlayarak çift anadal yapmıştır. Ayrıca Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü yandal programını bitirmiştir. Lisans eğitimini takiben, Millî Eğitim Bakanlığı Ankara Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü’nden "Özel Eğitim Alan Uzmanlığı" almıştır. Aile Danışmanlığı eğitimini ise doğrudan Millî Eğitim Bakanlığı'nın akreditasyonu ve yetkilendirmesi ile tamamlamıştır. Psikoloji alanında kuramsal eğitimlerine varoluş psikoterapi üzerine doktor Erkan Kalem'den temel eğitim ve süpervizyon eğitimlerini almış olup, vaka süpervizyonlarını sürdürmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimini Prof. Dr. Şükrü Uğuz'dan almıştır. Çocuk ve ergenlerde gelişim alanında ilkel refleks eğitimi ve öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu üzerine Brainfit eğitimini Dr. Mehmet Engin Uysal'dan almıştır, süpervizyonlarına devam etmektedir. Birçok özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde kuruculuk, eğitim koordinatörlüğü, okul psikolojik danışmanlığı görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca Adana UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) Rehabilitasyon Başkanlığı görevinde bulunmuştur. 2013 yılından bu yana aktif olarak sahada görev yapan Gül, 10 yılı aşkın mesleki deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca bireysel danışmanlık, çocuk ve ergen danışmanlığı, aile danışmanlığı ve ruh sağlığı alanlarında çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Hâlen Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Varlık Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde hizmet vermeye devam etmektedir. Poyep Çocuk ve Ergen Gelişim markasının kurucusudur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.