Bir çok ebeveyn çocuk doğduğu andan itibaren onun kendini ifade etmesine izin vermiyor aslında. Acıktım demeden yemek yedirilen, tuvaletinin geldiğini belirtmeden tuvalete götürülen çocuklar yetiştiriyoruz. Kendi hayatlarıyla dahi ilgili hiç bir sorumluluğu onlara vermiyoruz. Hep kontrol edilerek, takip edilerek, sorumluluk verilmeden büyüyen çocuklarda ise özgüven eksikliği oluşuyor. Çocuk annesine ve babasına karşı bile ihtiyaçlarını dile getirmeyi öğrenmediği için dış dünyaya karşı hiç dile getiremiyor. Bunu geç konuşan yada harfleri tam çıkaramayan çocuklarda da görüyoruz. Ebeveyn ile çocuk arasında özel ve farklı bir alfabe oluşuyor. Çocuk kelimeyi çıkarmaya ihtiyaç duymadığı için dil gelişimi de sağlanmamış oluyor. Üzerine titreyerek 'Bir dediğini iki etmiyorum.' dediğimiz çocuklarımıza hayata dair aslında en büyük zararı biz veriyoruz. Bunun bir diğer versiyonu ise ödev takibi. Çocuk okula başladığı ilk günden itibaren, başında oturarak ödevlerini biz yaptırıyoruz. Ne zaman çocuk ortaokula geldi artık o zaman ebeveyn diyor ki, 'Bensiz hiçbir şey yapmıyor.'. Çünkü öyle alışmış:) Bu çocuğun suçu değil çünkü çocuğa ödev sorumluluğu aile ile ortak sorumluluk olarak yüklenmiş. Tek başına ödev yaptığında doğru yapacağına inanmıyor. Neden? ÇÜNKÜ KENDİNE GÜVENMİYOR. Çocuğun okula yanlışsız bir ödevle gitmesinden daha önemli bir şey var, ödevi kendisi yaparak gitmesi. Sorumluluk verin çocuklarınıza. Kendine dair, eve dair, hayata dair... Hayatı izlemeyen, yaşayan çocuklar yetiştirmek dileği ile...
Çocuklarda özgüven/psikohayat akademi