Çocuklara sorumluluk kazandırmak

Çocuklara sorumluluk kazandırmak

İlkokul çağındaki çocuklarla ilgili olarak belki de en çok üstünde durulan konulardan biri, çocuklara sorumluluk kazandırmaktır. Çocukluk büyük oranda dünyaya, yaşama, kendi bedenine alışma sürecidir. Çocukların yaşadığı her şey ama her şey onlar için yenidir. Bebeklikten itibaren yemek yemeyi, uyumayı, sakinleşmeyi, üzüntü ve öfke gibi nahoş duyguları hissetmeyi yeni yeni deneyimleyen ve öğrenen çocuk; okulla birlikte kendisini yepyeni bir ortamda bulur. Bu ortam daha önce keşfettiklerinden biraz daha farklıdır. Kurallar biraz daha katıdır. Uzun süreler boyunca sınıfta veya ekran başında sabit oturmak ve sessiz durmak gerekmektedir. Bununla birlikte çok yeni ve karmaşık bilgiler öğrenmek durumundadır. Sonrasında ise hatırlaması ve tamamlaması gereken ödevler vardır. Üstelik onun için henüz çok yeni ve zor olan bazı şekilleri çok güzel yapamadığında yaptığı şekli silip sinirlenen büyükler vardır.

Okula başlamak, yeni bir ortama girmek, oranın kurallarını anlamak ve uygulamaya çalışmak zor bir süreçtir. Bir de tüm bunların yanında artık okullu bir çocuk olduğu için evde de ondan beklenen bazı şeyler vardır; ödevini hatırlamak, kendi ödevini kendisi yapmak, okul çantası hazırlamak ve erken yatmak gibi. Çocuğun bu sorumlulukları alma sürecini kolaylaştırmak için neler yapılabilir?

2 yaşla birlikte çocuğun her şey için “ben ben” dediği bir süreç başlar. Her şeyi kendisi yapmak ister, eşyalarını sahiplenir, bir şeyler konusunda tutturmaya başlar. İşte bu dönem sorumluluk alma becerisinin tohumlarını atmak için çok güzel bir zamandır. Çocuk bir şeyleri yapmak için hevesli ve çevresine meraklı bir haldeyken bu özelliklerini törpülemek yerine geliştirmeye çalışmak iyi bir fikir olabilir.

1) Sabırlı olmak: Yalnızca okul zamanı değil, çocuk hayatta her şeyi yeni deneyimlediği için yavaş veya hatalı da olsa ona kendi işini yapabilme fırsatı vermek gerekir. Ayakkabılarını giymek ve bağlamak, sütü bardağa dökmek, kaşıkla çorba içmek, pantolon giymek gibi pek çok beceri yapıldıkça gelişir. “Sen dur ben hallederim” demeden kendisinin yapabilmesi için sabır göstermek, çocuğun kendi ihtiyaçlarından bazılarını giderebilmesi ile özgüvenini geliştirmeye ve sorumluluk alma konusunda cesaretlenmesine yardımcı olur.

2) Rutin işler arasından görev vermek: Çocuğun evi ve aileyi ilgilendiren işlerde de sorumluluk almasını desteklemek aile içi dayanışma ve aidiyet duygusunu geliştirir. Sofra kurmak, kaldırmak, temizlik, alışveriş gibi ev içi işlerde yaşına uygun görevler alması sorumluluk kavramına alışması için fırsat olabilir.

3) Takdir etmek: Çocuğa aldığı ve yerine getirdiği sorumlulukların fark edildiğini, başarısının takdir edildiğini hissettirmek bu davranışların çoğalmasını sağlar.

4)Oyundan yararlanmak: Çocuk oyunla öğrenir, dener, eğlenir ve baş etmeyi öğrenir. Sorumluluk konusunu oyunla öğretmek anne babalar için de kolaylaştırıcı olacaktır. (Örneğin markette bir kriz yaşanma ihtimalinde mavi kutulu sütü bulmak senin görevin olsun mu denilebilir gibi.)

5) Beklentilerimizi tartmak: Çocuktan bütün ödevlerini bir kerede sıkılmadan yapmasını beklemek, odasını hep toplu tutmasını beklemek, duygularını büyük bir ustalıkla düzenlemesini beklemek, sınavlardan hep 100 almasını beklemek haksızlık olacaktır. Yetişkinler bile bunları hakkıyla yapamıyorken yeni deneyim sahibi olan küçük yavrumuzdan pürüzsüz bir iş çıkarmasını beklemek kendisiyle ilgili hayal kırıklığı yaşamasına ve denemeyi bırakmasına sebep olabilir.

6) Örnek olmak: Çocuğun çevresindeki yetişkinler sorumluluk almak konusunda nasıl bir tablo çiziyor? Çocuk gözlemleyerek de pek çok alışkanlığı kazanabilir.

Bu makale 15 Aralık 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog  Damla Devecioğlu

Psikoloji lisans eğitimimi Uludağ Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra kadınlarla ve çocuklarla ilgili psikoloji temelli gönüllü çalışmalar yaptım. Nilüfer Belediyesi’nde hem yetişkin hem çocuk alanında çalışma fırsatı buldum. Burada bolca görüşme yapma deneyimi kazandım. Ardından Klinik psikoloji alanında yüksek lisansımı tamamladım ve tezimi yakın ilişkiler ile şema terapi konusunda yazdım.

Mesleki deneyimimde ilişkiler, sınırlar, iletişim, sınırlar, motivasyon, aile ilişkileri, iş ve okul problemleri, kaygı,  gibi çok çeşitli konularda çalıştım. Mesleğimle ilgili okumaya ve kendimi geliştirmeye çalışmaya çok severek devam ediyorum.

Etiketler
Çocuk psikolojisi
Klinik Psikolog  Damla Devecioğlu
Klinik Psikolog Damla Devecioğlu
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube