ÇOCUK MASTÜRBASYONU

Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç
Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç
5 Kasım 2020980 görüntülenme
Randevu Al
ÇOCUK MASTÜRBASYONU

Çocuğun cinsel organını eliyle ya da sürtünerek uyarması ve kendini rahatlatması durumuna çocukluk dönemi mastürbasyonu deniyor.

3 – 6 yaş arası dönemde, çocuklar kendi bedenlerini ve cinsel organlarını merak ettikleri bir evreye girerler. Bedeni keşfetmeye yönelik olarak gerçekleşen bu durum, çocuğa tamamen fizyolojik bir haz verir. “3 yaşındaki kızım kendini kasıyor.” gibi şikayetlerin yaygın görülmesi de bundan. Ancak merak konusu cinsellik olduğunda çocuğa bakım veren anne - baba gibi yetişkinler için durum tedirginlik yaratabilir. Oysa gelişim bir bütündür ve cinsel gelişim de bu bütünün önemli bir parçasıdır. Cinsel davranışlar ise, çocuğun cinsel gelişiminin normal seyrettiğini anlamanın en somut ve gözlenebilir halidir.

BELİRTİLERİ VE NEDENLERİ

Mastürbasyon yapan çocukta; tekrar eden ileri-geri ya da dairesel hareketler, dikkati çevreden koparıp kendine verme, terleme, kızarma, sık nefes alma, uyarıları fark etmeme gibi belirtiler görülebilir. Eğer çocuğunuz sessizleştiyse ve sürtünür şekilde tekrar eden hareketler yapmaya başladıysa bu, mastürbasyonun başlangıcı olabilir. Mastürbasyon çocuklarda parmak emmekten farklı bir eylem değildir, yetişkinlerde olduğu gibi cinsel istek ya da uyarılmışlık halinden kaynaklanmaz. Bu nedenle bebeklikte başlayan mastürbasyon cinsel bir anlam taşımaz.

Çocukluk dönemi mastürbasyonuna birçok etken neden olur: İlgiden yoksun kendi halinde büyüyen, emzirilmeyen, zamanından önce veya hızlı şekilde memeden kesilen, yeterince emzirilmemiş ya da emme duygusu doyuma ulaşmamış çocukların bir kısmının uyarılma eksikliği nedeniyle genital bölgesini uyararak bu duygusunu gidermeye çalışması sonucu erken çocukluk dönemi mastürbasyonu davranışı görülürken; diğer bir kısmı ise, kulaklarını okşama, parmaklarını emme gibi alışkanlığa dönüşebilen davranışlarla rahatlamaya çalışmaktadır.

 Yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi ve ilginin yeni kardeşe yöneltilmesiyle yalnızlık hisseden, anne-babayla yeterince zaman geçiremeyen, depresif ve kaygılı hisseden ya da ebeveynlerinden birisi evden ayrılmış olan çocuklarda da mastürbasyon davranışı görülebilmektedir. Ayrıca çocukların çoğunun kendileriyle ilgilenilmediğinde mastürbasyon yaptıkları ve başka birinin ilgilenmesi durumunda ise yapmadıkları bulunmuştur.

Çocuklar okulda da mastürbasyon yapma davranışında bulunabilirler. Eğer çocuk; sınıfta yapılan bir etkinlik yerine, mastürbasyon yapıyorsa, oyun saatlerinde arkadaşlarından kopuksa ve kendi bedeniyle ilgileniyorsa, evde sürekli bir köşede kendi bedeniyle ilgileniyor ve çevresine karşı ilgisizse bu durum bir keşiften ziyade, duygusal bir rahatsızlıktan kaynaklanıyor olabilir.

NE YAPILMALI?

Çocuklar mastürbasyonu odalarında yalnız başınayken yapabilecekleri gibi kalabalık ortamlarda da yapabiliyorlar. Bazı aileler, çocukları topluluk önünde mastürbasyon yaptığında utanmakta, huzursuz olmakta, onaylamamakta ve sağlıksız olduklarını düşündükleri için hemen durdurulması gerektiğine inanmaktadır. Mastürbasyon davranışı gösteren çocukların aileleri çocuklarının ilerde cinsel bakımdan sorunlu bir yetişkin olacaklarından korktukları için endişelenmekte ve çocuğu vazgeçirmek için her fırsatta cezalandırma yolunu tercih etmektedir. Ailenin bu şekildeki davranışı çocuğun mastürbasyona daha çok odaklanmasına neden olmaktadır. Bu durumda ailelere çocuğun bu davranışı üzerinde durmamaları, çok sık tekrarlıyorsa çocuğu korkutmadan ve konu hakkında konuşmadan dikkatini başka yöne çekmelerinin yeterli olacağı açıklanmalıdır.

Peki, çocuğunuzu  mastürbasyon yaparken gördüğünüzde ne yapmalısınız?

Öncelikle çocuğun bunu kendini rahatlatmak için yaptığını unutulmamalı. Çünkü sevildiğini ve güvende olduğunu hisseden çocukta kendini rahatlatma ihtiyacı azalacaktır.

Çocuğunun mastürbasyon yaptığını fark ettiğinizde ona sert tepki göstermemeli ya da bu davranışı nedeniyle cezalandırmamalısınız. Bu, ilerleyen yıllarda çocuğunuzun cinsel yaşamında olumsuz etkiler yaratabilir.

Çocuğunuzu mastürbasyona karşı korkutmamalısınız. Ceza verme ya da korkutma gibi yöntemler çocuklarda mastürbasyonu azaltmayıp aksine arttırır.

Çocuğunuza daha fazla zaman ayırmalısınız. Birlikte aktiviteler yapılması ve oyunlar oynanması etkili olabilir.

Çocuğunun genital bölgesinde herhangi bir rahatsızlığının olup olmadığından emin olmalısınız. Ebeveynler tarafından genital bölgede kaşıntıya yol açan rahatsızlıklar da mastürbasyonla karıştırılabiliyor.

Aşırı mastürbasyon durumunda çocuğunun cinsel bölgesinde tahriş meydana gelebilir, onu yakından izlemekte fayda var.

OKUMA ÖNERİLERİMİZ

Ben Nasıl Ben Oldum – Katerina Janouch

Çıtır Çıtır Felsefe - Oğlanlar Ve Kızlar – Brigitte Labbe

Anne Ben Nerden Geldim? – Ali Cankirili

Çocuklar İçin Cinsel Eğitim Öyküleri – Yaşam Yanardağ

Bedenim Bana Ait

4-6 Yaş Çocuklar İçin Cinsel Bilgiler – Isabelle  

Sır Versem Saklar Mısın? – Jennifer Moore Mallinos

Bana Bir Şeyler Oluyor – Susan Meredith

Cinsellikle İlgili Merak Ettikleriniz – Joanna Cole

Ben Nerden Geldim? – Peter Mayle

Etiketler

Çocuk masturbasyonu nedirÇocuk masturbasyonu ne demektirÇocuk ve ergen psikolojisi

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç

Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç

Ben Klinik Psikolog Sema Kılıç. 1982 yılı Adana doğumluyum 20 yıldır Mersin'de yaşamaktayım. Toros Üniversitesi Psikoloji Bölümü lisans eğitimini onur derecesi ile tamamladım. Lisans eğitimimin ardından Yakın Doğu Üniversitesi Tezli Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimimi 'Cinsel mitlerin depresyon ve vajinismusla ilişkisi' konulu tez çalışmamla tamamlayarak klinik psikolog unvanı aldım. 
Çeşitli kamu ve özel kuruluşlar da görev aldıktan sonra 2017 yılında PSK Klinik aile danışma merkezini kurdum. Kliniğimizde aile danışmanlığı, çift ve ilişki danışmanlığı, bireysel danışmanlık, çocuk ve ergen danışmanlığı kurumsal danışmalık gibi birçok alanda uzman kadromuz ile hizmet vermeye devam etmekteyim.
2021 ve 2023 yıllarında ise Türkiye'de ilk defa düzenlenen Çukurova Sağlık Ödülleri kapsamında iki kez Yılın Psikoloğu Ödülünü aldım.
Ben bir klinik psikolog olarak, ruh sağlığı alanda özellikle uluslararası geçerliliği ve güvenilirliği kanıtlanmış çeşitli terapi yöntemlerini kullanıyorum. Eğitimlerimi dünya çapında psikoloji alanında öncülük yapan isimlerden aldım. Evlillik ve Çift Terapisi eğitimimi Gottman Enstitüsü kurucuları olan John ve Julie Gottman’dan, Psikodinamik Psikoterapi Eğitimimi bu alanın duayeni olan Otto Kernberg’ten, Sensorimotor Psikoterapi eğitimimi enstitü kurucusu Pat Ogden’dan, Deneyimsel Oyun Terapisi eğitimi ve süpervizyonlarımı Byron Norton’dan, Kayıp ve Yas Terapisi eğitimimi Porland Enstitü kurucusu Robert A. Neimeyer’dan alarak tamamladım. Bunlara ek olarak EMDR Terapisi, Sanat Terapisi, Cinsel Terapi, Mindfulnes Eğitici Eğitimimi yine alanın öncü isimlerinden alarak tamamladım. Ayrıca uluslararası çocuk ve ergen cinsel sağlığı alanında çalışmalar yürüten Culture Reframed Enstitüsü’nden eğitici eğitimlerimi tamamladım ve Türkiye’de bulunan sayılı elçilerinden biri olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.
Bir psikolog olarak, ruh sağlığı alanındaki yenilikleri takip etmek ve sürekli kendini geliştirmek, mesleki başarının ve hizmet kalitesinin temel taşlarından biri olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda, etik sorumluluklar ve kanıt temelli yaklaşımlar doğrultusunda çalışmak, odağımıza danışanların iyi oluşunu almak temel prensibimizdir. Tüm edindiğim bilgi ve deneyimler doğrultusunda halkımıza yönelik düzenlediğimiz atölyeler, seminerler ve sosyal sorumluluk projeleriyle çalışmalarımı sürdürmekteyim.
Merkezimizde ruh, beden ve zihin sağlığı bir bütün olarak ele alınmaktadır, çünkü bu üç unsur birbirine derinden bağlıdır. Ruh sağlığı, duygusal ve psikolojik iyilik halimizi içerir; düşüncelerimizi, hislerimizi ve davranışlarımızı etkiler. Zihin sağlığı ise düşünme, öğrenme ve problem çözme gibi bilişsel süreçlerimizi kapsar. Beden sağlığı ise fiziksel sağlık durumumuz, beslenmemiz, hareketliliğimiz ve genel fizyolojik işleyişimizi temsil eder.
Bir klinik psikolog olarak bu üç alanın dengede olmasının bireyin genel yaşam kalitesine doğrudan etki ettiğini söyleyebilirim. Stres gibi zihinsel bir durum, bedensel belirtilere yol açabilir, örneğin baş ağrıları ya da mide rahatsızlıkları. Aynı şekilde, fiziksel sağlık problemleri kişinin ruh sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden ruh, beden ve zihin sağlığının bütüncül olarak ele alınması ve her birine özen gösterilmesi, bireyin dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesinde kritik öneme sahiptir. Sanat terapisi, mindfulnes, nefes terapisi ve beden odaklı terapiler bu noktada faydalandığımız ekollerdir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.