Cinsellik ve gebelik – doğru sanılan yanlışlar ve gerçekler “b. adet döngüsü, yumurtlama ve gebe kalma”

Cinsellik ve gebelik – doğru sanılan yanlışlar ve gerçekler “b. adet döngüsü, yumurtlama ve gebe kalma”

Amaç – Genç kız ve erkeklerin cinsellik ve gebelik konularında okul ve aile ortamlarında yeterli eğitimi alamamaları, doğru ve güvenilir internet bilgilendirme kaynaklarına ulaşamamaları, ömürleri boyunca devam edebilecek psiko-seksüel sorunlar geliştirmelerine, hem fizik hem de ruhsal sağlıklarını tehlikeye atabilecek yanlış kararlar almalarına yol açmaktadır. Sosyal medyada çok sayıda kopyalanmasını ve beğeni almasını bilginin gerçekliği için bir kanıt zanneden ve böylece sürekli yanlış bilgiye maruz kalan gençler, zamanla bunları doğru olarak anımsamakta ve doğru zannedilen yanlış bilgiler bir süre sonra gerçek doğrunun algılanmasını engellemektedir.

Doğru bilgilenme ve algılama için önce üreme organlarının anatomik yapılarının bilinmesi gerekirdi. Bu nedenle “A. KADIN İÇ VE DIŞ GENİTAL (CİNSEL) ORGAN ANATOMİSİ” bütünün giriş yazısı olarak önceden bilgilerinize sunulmuştu. Bu temel bilgileri takiben şimdi de “adet döngüsü, yumurtlama ve gebe kalma” konusunda bilgi vermeyi amaçladım. 

Adet döngüsü ve yumurtlama nedir, hangi zaman aralıklarıyla olur?

Adet, adet kanaması, regl, menstruasyon, periyod, bütün bunlar kadının belirli zaman dilimlerinde yaşadıkları siklik yani döngüsel vajinal kanama dönemleridir. Bu kanamaların amacı, yumurtalıklardan salgılanan estrojen ve progesteron hormonlarının besleyerek kalınlaştırdıkları rahim içini döşeyen dokunun (endometrium) dışarıya atılması ve böylece yenilenmesinin sağlanmasıdır. Adet döngülerini düzenli yapan, yumurtlama ve yumurtalıklardan salgılanan progesteron hormonudur (Şekil 4). Eğer o ay içinde atılan yumurta, erkek spermi ile döllenip gebelik oluşturursa estrojen ve progesteron hormonlarının yapımı devam eder, böylece gebeliğin rahim içine tutunması ve beslenip büyümesi sağlanırken adet kanaması da gecikir. Adet gecikmesi, düzenli adet gören bir kadında gebeliğin ilk işaretidir. Kadında yumurtlama işlevi gerçekleşmiyorsa, o zaman salgılanan hormon, tek başına estrojendir ve bu kadınların adet döngüleri çok uzun, adet kanamaları çok geç aralıklarla olur. Özetle 21 ile 35 gün arasında düzenli adet döngüsü olan kadınlar normal şekilde yumurtlarken daha kısa ve daha uzun aralıklarla adet görenler, sağlıklı yumurtlamıyor demektir. Çoğu zaman 2-3 ay aralıklarla kanayan bu kadınlarda bir yandan gebe kalamama durumu ortaya çıkarken diğer yandan da tek başına salgılanan estrojenin etkisi ile rahim içini döşeyen doku aşırı kalınlaşır ve geciken adet kanamasını aşırı ve uzun süren bir kanama dönemi takip eder ki bu durum önemli bir sağlık sorunu oluşturur. Meme dokusunun da içinde olduğu pek çok başka doku ve organda da tek başına ve uzun süreli estrojen uyarısı, farklı hastalıklara yol açar. Hangi yaşta olursa olsun, menopoz öncesinde bile olsa, bu şekilde gecikerek olan düzensiz kanamaları kendi haline bırakmamak, olağan kabul etmemek, neden olacağı sağlık sorunlarını tedavi ile engellemek şarttır.

Adet günlerinden söz ederken hatırlatmak isterim ki daima en az 1 pedi kirletecek kadar adet kanamasının başladığı ilk gün, 1nci gün kabul edilir. Örneğin adet döngüsü 28 gün demek, kanamasız temiz kalınan süre değil, adet kanamasının başladığı ilk günden bir sonraki adet kanamasının başladığı ilk gün arasındaki süre demektir. Yumurtlama, adetin başladığı günden itibaren 14ncü gün olur bilgisi bir ezberdir ve kural değildir. Kadından kadına hatta aynı kadında aydan aya değişmek üzere yumurtlama günü 6ncı veya 7nci günler kadar erken olabileceği gibi 19, 20nci günler kadar geç de olabilir. Yumurtlama varsa adetler düzenlidir ve adet döngüsü 21 gün ile 35 gün arasında değişir, dolayısıyla yumurtlama günü de bu süreye göre öne ya da arkaya kayabilir. Daha kısa ya da daha uzun adet döngülerinde (21-35 gün dışında) yumurtlamanın olmadığını, en azından sağlıklı olmadığını kabul ediyoruz ancak 2-3 ayda bir düzensiz adet gören birisi bile tesadüfen her hangi bir gün yumurtlayabilir, hatta bu yumurta ile gebe bile kalabilir. Bunu yazmamın nedeni, “nasıl olsa adetlerim 2-3 ayda bir düzensiz oluyor, ben nasıl olsa yumurtlamıyorum, gebe de kalamam, o halde gebelikten korunmama gerek yok” düşüncesinin yanlış olduğunu bilmeniz içindir. Aynı derecede önemli olan diğer nokta, gebelik istemeyen bir kadın “nasıl olsa bebek planlamıyorum” diye düşünerek adetlerinin düzensiz aralıklarla devam etmesine izin vermemelidir çünkü tek başına salgılanan estrojen hormonu meme ve endometriumda kalınlaşmalara sebep olabilir ve bu durum bir sağlık sorunudur.

Adet döngüsüne dönecek olursak bir sonraki adet, yumurtlamadan 12-14 gün sonra başlar. Yani adetleriniz 35 günde 1 ise yumurtlama 35-12/14 gün öncesi yani 21-23ncü günlerde gerçekleşir. Yok eğer 21 günde bir adet oluyorsanız 21-12/14 günde yani 7-9ncu günlerde yumurtlama olacaktır. Özellikle adet döngüsü 21 gün gibi kısa ise adet süresince bile (6, 7. günlerde) yumurtlama olabilir. Her ne kadar erken çatlayan bu yumurta teorik olarak erkek spermi tarafından döllenebilse bile rahimin içini döşeyen endometrium dokusu adet kanaması ile döküldüğü için gebelik rahim içi dokusuna tutunamaz ve devam etmez. Sonuç olarak, gebelikten korunmak isteniyorsa adet kanamasının ilk günleri dışındaki her cinsel ilişki, gebelik için risklidir. Özetle yumurtlama günü tahmin edilerek cinsel ilişki zamanlamak çok yanlıştır, her zaman kaza gebelikleriyle sonuçlanabilir.

Yumurtlama günü öngörüsü için akıllı telefonlara indirilebilecek programlardan tutun, her sabah vücut ısısı ölçmeye, idrarda hormon ölçen kitlere kadar pek çok yöntem vardır. Ben bunların hiç birisini gerekli görmüyorum, hatta gebe kalmak isteyen kadınlarda beklenti stresi yaratarak sakıncalı bile olabileceği düşüncesindeyim. Bazı kadınlar adet kanaması bittikten sonra giderek artan miktarda yumurta akı görünüm ve kıvamında vajinal akıntı tanımlarlar. Bu akıntı, adet döngüsünün ortalarına doğru giderek artar. Akıntının en fazla ve sümüksü olduğu gün, cinsel ilişki için en uygun zamandır çünkü hemen yumurtlama öncesini gösterir. Bu akıntı devam ettiği sürece henüz yumurtlama olmamıştır ve eğer gebelik isteniyorsa ilişkilere devam etmek, aksine gebelik istenmiyorsa özellikle akıntının çok olduğu günlerde ilişkide bulunmamak gerekir. Ne zaman ki akıntı artık hissedilmez, yumurta çatlamış, 1 gün sonradan itibaren döllenme şansı kalmamış demektir. Bir kere daha hatırlatmak isterim ki pek çok kadın bu akıntının farkında bile değildir ya da başka türlü bir akıntıyı yumurtlama öncesi akıntıyla karıştırabilir. Dolayısıyla akıntıyı gözlemlemek, gebe kalmak için de gebelikten kaçınmak için de güvenilir bir gösterge değildir.

Düzenli vajinal cinsel ilişki ile ne kadar sürede gebe kalınır?

Çocuk isteyen çiftler sabırsızdırlar ve hemen gebelik oluşsun isterler. Birkaç ayda gebelik olmayınca panikleyip tıbbi yardım arayan ve bu nedenle de gereksiz işlemlere maruz kaldığı için gebe kalamayan pek çok çift vardır. Aslında çocuk isteyip de hemen birkaç ay içinde gebe kalan çift sayısı çok azdır. Gebelik öncesi deneme sürecinin 6 aya uzaması tamamen normaldir, hatta her şey normal olsa bile bu süre 1 yılı bulabilir. Çiftlerin yüzde 8’inde hiçbir sorun olmadığı halde gebeliği deneme süresi 1 yılı aşabilir de. Özellikle çok genç, yirmi yaşın altındaki kadınlarda da deneme süresinin 1 yıldan uzun olması doğal kabul edilir. Öte yandan, kadın 35 yaş üzerinde ise 6 ay deneme süresi doktora başvurmak için yeterlidir. Gebeliği engelleyen belirgin bir neden varsa, örneğin kadın adet görmüyor ya da adet döngüsü 35 günden uzun ise, erkek tıraş olmayı gerektirecek sakal uzaması tanımlamıyorsa, cinsel istek ve performans sorunları nedeniyle düzenli cinsel ilişki olamıyorsa, gebelik için deneme sürecine bile girmeden tıbbi yardım istenebilir. Cinsel ilişki sıklığının yumurtlama öncesi bir hafta içinde eşit aralıklarla 3 kez olması yeterlidir. Bu arada, her gün veya günde birden fazla ilişki sıklığının, gün aşırı ilişkiden daha yüksek bir gebelik şansı taşımayacağı da akılda tutulmalıdır. Aksine, kısa sürede gebelik olması amacıyla spermlerin daha çoğalması ve güçlenmesi için uzun süre boşalmayıp sonra eşiyle ilişkiye girme düşüncesi de yanlıştır çünkü 5 günden uzun cinsel perhiz, spermlerin yumurtayı dölleme yetisini azaltır. 

Gebelik nasıl oluşur?

Bu sorunun yanıtı çok basittir. Gebelik olması için erkek spermlerinin kadının yumurtası ile karşılaşıp onu döllemesi gerekir. Bir diğer deyişle, gebelik olması için en temel ve olmazsa olmaz gereksinim, erkekle kadının vajinal cinsel ilişkide bulunması (sürtünme, oral seks, anal seks, dış ortamdan sperm bulaşması değil) yani penisin vajina içine girmesidir (Şekil 1). 

Süreç ise oldukça karmaşıktır. Önce erkek vücudunda, testislerde, sperm denilen mikroskopik hücrelerin milyonlarcasının üretilmesi, spermlerin bezlerin salgıladığı sıvılarla karışıp meni sıvısını (semen) oluşturması gerekir. Kadın vajinası asidik bir ortamdır. Spermleri içeren meni sıvısı ise alkalidir ve işlevi, içindeki sperm hücrelerinin vajina asiditesinde telef olmasını önlemektir. Kadın yumurta hücreleri ise her bir adet döngüsü sürecinde hormonal uyarılarla yumurtalıklarda olgunlaşır ama sadece en iyi gelişen bir tanesi, yumurtlama ile yumurtalık dışına atılır. Fallop tüpü içine alınan yumurta, rahim yönüne doğru taşınır. Vajinal cinsel ilişkiyle meni sıvısı içinde penisten vajina içine boşalan sperm hücreleri, rahim ağzına, oradan rahim içine ve fallop tüplerine geçerek aksi yönden gelen yumurtayla fallop tüpü içerisinde karşılaşır. Sperm hücreleri içinden en sağlıklı olanının başı (erkeğin genetik yapısını içerir) yumurtanın içine girerek döllenmeyi gerçekleştirir ve böylece gebelik oluşur. Penisten boşalan sperm hücrelerinin en fazla bir haftaya yakın dölleme kapasitesi varken yumurtanın döllenebilme kapasitesi sadece 12-24 saattir. Fallop tüpü içinde döllenen yumurta yani erken gebelik ürünü, 3-4 günlük bir taşınma sürecini takiben rahim boşluğuna ulaşır ve 2-3 gün daha hazırlandıktan sonra endometrium denilen rahim içi örtüsüne yerleşerek orada büyümeye başlar (Şekil 2).

O andan itibaren hCG (human koryonik gonadotropin) dediğimiz gebelik hormonu, erken gebelik ürününden salgılanmaya başlar. Kan örneğinde beta hCG ölçerek en erken şekilde, henüz beklenen adet gününden bile önce, gebelik tanısını koyabiliriz. Aynı zamanda hCG hormonu, estrojen ve progesteron hormonlarının kadın yumurtalıklarından salgılanmasını uyarmaya devam eder, böylece adet kanamasının başlaması engellenir, rahim içi örtüsü gebelik için uygun bir ortama dönüşür ve gebelikteki büyüme ve gelişme doğuma kadar burada devam eder. Bu noktada bilmeniz gerekir ki her döllenmiş yumurta, sağlıklı bir gebelik ürünü oluşturup sağlıklı şekilde büyümeye devam etmez, hatta bunların yarısına yakını henüz gebelikten haberimiz bile olmadan sonlanır. Gebelik tanısı konulduktan sonraki düşükleri de eklersek (sıkı durun, yüksek orana inanamayacaksınız) döllenmeden sonra gebeliklerin yüzde yetmişi harcanır, telef olur. Bir diğer deyişle, toplumda sağlıklı bireyler olarak yaşıyorsak, bizler doğal seleksiyon sonrası sağlıklı yumurtaların döllenmesi sonucu oluşan sadece yüzde otuzun şanslı ürünleriyiz.

Yumurtlama olayı sağ ve sol yumurtalıklarda sıra gözeterek mi gerçekleşir? Hangi yumurtalıkta olgunlaşmış yumurta gelişmişse o taraftan yumurta dışarı atılır yani yumurtlanılır. Sıra gözetilmez. Üst üste birçok defa aynı taraftan yumurta çatlayabilir. Benzer şekilde, hangi yumurtalıktan yumurtlama oluyorsa, o taraftaki fallop tüpünde döllenmenin olacağı bilgisi de gerçek değildir. Tüpünün ya da yumurtalığının bir tanesi cerrahi olarak alınmış bir kadının gebelik şansı, her 2 tüpü ya da yumurtalığı da yerinde duran başka bir kadından daha az değildir çünkü çoğu zaman, yumurtalıktan dışarıya atılan yumurtayı fallop tüplerinin her hangi bir tanesi, karın içinden süpürerek alabilir ve mevcut tüpün içinde sperm ile buluşturarak döllenmeyi sağlayabilir. Belki bu noktada eklenmesi gereken diğer bir bilgi, rahim ve kanal filminde, teknik nedenlerle bazen tüplerden birisinin açık olduğu halde kapalı gibi görüntü verebileceğidir. Tüplerden birisi önceden cerrahi olarak alınmadığı sürece, tek taraflı tüp tıkanıklığına nadir rastlanır. Bunun nedeni, tüplerin tıkanmasının hemen daima geçirilmiş bir cinsel geçişli iltihabi hastalıktan kaynaklanması ve enfeksiyonun tek tüpü affedip diğerini tıkamasının söz konusu olamayacağı gerçeğidir. Özetle filmde tüpün birisi açık görünüyorsa büyük olasılıkla diğeri de kapalı görünmesine rağmen aslında açıktır. Gerçek bir cinsel geçişli enfeksiyon geçirilmiş ve tüpler etkilenmişse tüplerin ikisi birden tıkanır ya da en azından yapışarak işlev kaybeder.

Kadın ve erkek yaşı, gebe kalabilme ve sağlıklı bebek sahibi olma açılarından önem taşır mı?

Kadın yaşı her zaman önemlidir. Yirmili yaşlardan önce ve 35 yaş sonrası gebe kalabilme ve sağlıklı bebek sahibi olma şansı azalır. Tüp bebek ve benzeri en ileri üremeye yardımcı yöntemlerle bile 40 yaştan itibaren sağlıklı gebelik şansı yüzde 10’dan fazla değildir. Tıp literatüründe ileri yaşlarda, menopoz sürecinde bile gebelik olgularına rastlanmakta ise de bu olasılık nadirdir. Daha az olarak baba yaşı da önemlidir. Kırklı yaşlardan itibaren spermin dölleme kapasitesi de bir miktar azalır. Ek olarak düşük, ölü doğum ve yeni doğanda bazı sağlık sorunları olasılığı da hem anne (daha çok), hem de baba yaşı ile orantılı şekilde artar.

Gebelik oluşumu ile ilgili doğru sanılan yanlış bilgiler

Giriş kısmında belirttiğim gibi toplumun tüm katmanları ve özellikle gençler, cinsellik konusunda inanılmaz derecede bilgisizler. Yanlış bilgiler, safsata ve hurafeler, gençlerin cinsel yaşamlarının hayatları boyunca kalıcı şekilde olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Bu cehaletin tek sorumlusu da gençler değil aslında... Burada gençlerine okulda cinsel eğitim vermeyen devletin, çocuklarını doğru bilgilerle donatmayan anne ve babaların da günahı çok büyük. Okuyan bir toplum da olmayınca, alan kötü niyetle gençleri istismar eden sosyal oluşumlara kalıyor.   

Genç kızların ve erkeklerin cinsellikle ilgili sorunlarını çok sık dinleyen ve bu konudaki yanlış bilgilerini, tabularını silip onları bilinçlendirmeye çalışan bir hekim olarak Türkiye’de cinsellikle ilgili güvenilir kaynak bulmanın güçlüğünün farkındayım. Cinsiyet ve yaş farkı olmaksızın gençler, seks konusunda ya arkadaşlarından ya da internette boy gösteren internet sitelerinden bilgi alıyorlar. Anne ve babaların cehaleti veya ayıp bularak çocuklarını bilgilendirmekten kaçınmaları, alanı hurafelerden beslenen bir grup insana bırakıyor. “Erkeğin oturduğu koltuğun sıcaklığı geçmeden oraya bir kadının oturması, zina sayılır” diyen ve gençleri korkutmaya ve cinsellikten soğutmaya çabalayan yobazlardan tutun, olmayacak teorilerle şüphe yaratarak kafaları karıştıran, böylece test yaptırmaya, muayene olmaya, ultrason yaptırmaya, gebelik korkusu ile ertesi günü hapı kullanmaya adeta zorlayan ticari kaygı temelli öneriler de gençlerin psikolojilerini bozuyor, cinsel hayatlarında kalıcı izler bırakıyor. 

Genç insanların en büyük kabusları, istenmeyen gebeliklerdir. Üstelik gebeliğin vajinal cinsel ilişkide bulunmadan oluşabileceğine bile inanıyorlar. Vajina dışında vücudun başka her hangi bir bölgesine bulaşan erkek sperminin vajina içine sızabileceği ve gebelik olabileceğine inanç, toplumda o kadar yaygın ki defalarca bunun olamayacağı söylense bile inanmıyorlar, inanmak istemiyorlar. Sanki kabus görmekten, acı ve eziyet çekmekten zevk alan, endişelerden beslenen bir grup genç insan var. Vajinal cinsel ilişkiye girilmeden örneğin sürtünme ile mastürbasyon aktivitesinden (çıplak iken veya erkek ya da kadından birisinin hatta ikisinin de üzerlerinde giysi varken genital bölgelerinin birbirlerininkine dokunmasından), oral ya da anal seksten, çevreden, giysiden, havludan, hamamdan, havuzdan, denizden, tuvaletten bulaşan spermden gebe kalınabileceği sanılıyor. Oral seksle ağız boşluğuna, anal seksle son barsak içine boşalma ile hatta vücudun her hangi bir bölge cildine sperm ya da zevk suyu (halk arasında bir şekilde yaygın bir terim haline gelen “zevk suyu” yani erkek boşalmadan önce penisinden sızan ön sıvı) bulaşmasıyla gebelik olabileceğine o kadar inanılıyor ki ertesi günü hapları, defalarca gebelik testleri, ultrasonlar, muayeneler, biri diğerini izliyor. Yetmedi, defalarca adet görmelerine karşın, bu defa da “üstüne görme” şüphesiyle aynı safsata devam edip gidiyor. Anlaşılmaz bir psikolojiyle hala gebelik şüphesi içinde yaşayan, gebe olmadığına ikna olmak için adeta noter tasdikli rapor bekleyen o kadar çok sayıda genç var ki. Bunların çoğunun akıl ve ruh sağlığı bozulmuş durumdadır. Bu hurafelerin geçmişinin çok eskilere dayandığının bilincindeyim. Toplumda tabu olarak kabul edilen evlilik dışı gebeliğin aslında cinsellik dışında oluştuğu senaryosu, örneğin hamamdan ya da genel tuvaletlerden kaynaklandığı yalanı, sosyolojik olarak istenmeden oluşmuş gebeliği, toplumda daha kabul edilebilir gösterme çabasından başka bir şey değildir.

“Zevk suyu” ve “üstüne görme” kavramları birer kabus senaryosudur. İnternetteki bilgi kirliliği içerisinde bu iki kavram, adeta genç insanların üzerine atılmış pimi çekilmiş birer bombadır. Psikolojik tedavi gerektirecek takıntıların, korkudan boş yere kullanılan ilaçların, cinselliğin tabulaştırılmasının nedenlerinden birisidir. Doğru bilgileri aktararak gençleri aksine ikna etmek, dünyanın en zor işlerinden birisidir.

Erkek sperm hücrelerinin milyonlarcası testislerde üretildikten sonra çevredeki prostat, seminal vezikül gibi bezlerden salgılanan sıvılarla birlikte meni sıvısını oluştururlar. Erkeğin orgazmı ile penisten dışarıya boşalan 3-5 mililitre hacimdeki semen sıvısı ya da halk deyimiyle meni, içindeki sperm hücrelerini alkali bir ortamda tutar. Vajina ortamı ise enfeksiyonları önlemek amacıyla asid pH’ya sahiptir. Meni içinde vajinaya boşalan spermler, vajinanın asit ortamında canlı kalmalarını, taşındıkları sıvının alkali olmasına borçludurlar. İnternetteki bilgi kirliliği içinde iddia edilenlerin aksine, sperm hücreleri vajinaya yakın dış genital organları örten cilt üzerinden bile kendi yollarını bularak vajina içine girme yetisine sahip değildirler. Sanıldığı gibi spermlerin üzerinde onları vajina içine yönlendirecek bir sensör mevcut değildir. Kaldı ki sperm hücreleri, vücudun her hangi bir bölge cildinde, havada, eşyada, suda, kısaca vajina dışındaki her ortamda dakikalar içinde ölürler. Etraftan bulaşan spermlerle gebelik olamayacağını gençlere inandırmak dünyanın en zor işlerinden birisi olsa gerek. Halk arasında “zevk suyu” diye bilinen, erkek boşalmadan önce penis ucundan sızan berrak sıvı zerresi içinde de az da olsa sperm hücresi bulunabileceği bilgisi doğrudur ama hiç şüphe yok ki vajina dışı ortamlarda bu sıvının içindeki bir kaç sperm hücresi de birkaç dakika içinde ölecektir. Yine şüphe yoktur ki vajinal cinsel ilişkide yani açıkça penisin vajina içine girmesi durumunda, erkek tam olarak ejaküle olmadan yani boşalmadan önce penisten sızan ön ejakülat (zevk suyu), az olasılıkla da olsa içeriğindeki az sayıdaki sperm ile gebeliğe yol açabilir. Bu nedenledir ki aslında bir gebelikten korunma yöntemi bile olmayan geri çekme yani boşalmadan hemen önce penisin geri çekilerek vajina dışarı çıkarılması işlemiyle kaza gebeliği olasılığı yazı tura atmayla eşit şans taşır. Sonuç olarak, gebelik olabilmesi için vajinal cinsel ilişkide spermlerin meni içinde vajinanın içine boşalması, önce rahim içine, sonra oradan fallop tüplerine geçmesi, o esnada ve sonraki birkaç günde kadın yumurtasının da aksi yönde yumurtalıktan fallop tüpüne geçerek spermle karşılaşması ve döllenmenin gerçekleşmesi gerekir. Bunun dışında başka hiç bir yolla veya şekille gebelik olamaz.

İstenmeyen gebelikler hiç kuşkusuz tam anlamıyla birer kabustur ama aynı derecede önemli olmasına karşın ihmal edilen cinsel geçişli hastalıklar, çoğu zaman göz ardı edilirler. Unutulmamalıdır ki gebelik değilse bile sürtünme ve benzeri cinsel organların teması ile cinsel geçişli hastalıkların taraflara geçme olasılığı yüksektir. Gebelik için vajinal cinsel ilişkide bulunmak ön koşul iken enfeksiyonlar için mutlaka vajinal cinsel ilişkide bulunmak şart değildir. Oral, anal ilişki dahil her türlü cinsel yakınlaşmada enfeksiyon olasılığı yüksektir, dolayısıyla prezervatif kullanılmasında yarar vardır. 

Durum bu kadar açık ve net iken internette ulaşılan, gebelikten korkutarak cinselliği tabulaştıran yanlış bilgiler ya bağnaz ve örümcek kafalı din sömürüsünden nemalananların işi olsa gerektir ya da sorumluluk almamak için “bu şartlarda gebelik olamaz” gibi keskin bir söylemden çok “neme lazım, az da olsa gebelik olabilir” diyerek riske girmeyen hekim grubunun yorumudur. Bir de kafa karışıklığını ticari olarak değerlendirip “gelsin test yapayım, muayene edeyim, hatta ultrason yapayım, dostlar alışverişte görsün” düşüncesinde olan hekim grubu, bilgi kirliliğinin bir başka kaynağıdır. Olmayan gebeliklerin güya tıbben sonlandırılması bile günlük yaşamda görülebilen ahlak dışı davranışlardandır. İstenmeyen gebelikler konusunda gençlerin korkularını yakından bilen bir hekim olarak adım gibi biliyorum ki gebelik olmadığı halde “gebelik var, acilen alınması gerekir” bilgilendirmesine inanma ve (üzülerek söylüyorum) gebelik sonlandırma işlemini kabul etme oranı, gençler arasında çok yüksektir.

Gençlerin gebelik korkusu takıntıları hiç bitmez. Zaten gebelik olasılığı sıfır olan sürtünme, oral seks, anal seks gibi cinsel aktivitelerine rağmen ve üstüne üstelik defalarca normal adet gördükleri halde hala gebelik kabusu gören bu genç insanları safsata ve hurafeler bir türlü rahat bırakmıyorlar. Bu defa, gebelik boyunca 9 ay adet görülebileceği, 3 aydan sonraki gebeliklerde gebelik testlerinin gebeliği göstermeyebileceği yani yanlış negatif çıkabileceği, bazılarının iç karın boşluklarının (?) geniş olması nedeniyle 6 aylık gebeliğin bile karından belli olamayabileceği, vajinal yoldan ultrasonun yukarıdaki büyük gebelikleri, karından yapılan ultrasonun aşağıdaki küçük gebelikleri görmeyebileceği, rahim çift ise (?) büyük gebeliklerin karından muayene ile bile anlaşılamayabileceği gibi sonsuz sayıdaki asılsız senaryolar, genç insanların kafalarını karıştırmaya ve onlara kabus yaşatmaya devam ediyorlar. Her geçen gün daha önce hiç duymadığım yeni bir senaryoyla karşılaşıyorum ve artık hayal kurmanın sınırının olmadığına inanmış durumdayım. 

Üstüne görme (implantasyon) kanaması nedir? (Şekil 3.)

“Üstüne görme”nin (implantasyon kanaması) halk arasında çok abartılan, sık görüldüğü ve aylarca devam ettiği düşünülen, adeta bir şehir efsanesi olduğunu, bu kanamanın gebeliğin rahim duvarına yerleştiği gün yani kabaca beklenen adet gününden 1 hafta kadar önce çok az ve kısa süren bir lekelenme olacağını, iddia edildiği gibi her ay, hatta gebelik süresince adet görme bilgisinin yalan ve safsatadan başka bir anlamının olmadığını gençlere anlatmanın ve onları ikna etmenin zorluğunu ne kadar anlatsam yetmez. Gebeliğin 5-6ncı haftalarından itibaren ister vajinal, ister karından ultrasonun gebeliği kesinlikle göstereceği, kan beta hCG ölçümlerinin şüpheli ilişkiden 10 gün sonraki (beklenen adet kanamasından bile önce) düşük gebelik hormon değerlerini bile kesin olarak ölçeceği, idrar gebelik testlerinin bile adet gecikmesini izleyen günlerden başlayıp gebeliğin sonuna kadar gebelik hormonunu ölçecek hassaslıkta olduğu, 3 aydan sonra gebeliğin karından elle hissedilebileceği, 6 aylık gebeliğin göbek hizasındaki seviyesi ile anlaşılabilmesi için hekime gitmenin gerekli olmayacağı, zaten kadının bebeğin hareketlerini rahatlıkla hissedeceği, defalarca anlatılsa da bazı gençler, hurafelere inanmayı seçiyorlar. Bunun sosyolojik ve kültürel bir gençlik sorunu olduğunu düşünüyorum. Bu takıntılar, özellikle genç kızların yaşamları boyunca sağlıklı bir cinsel hayatları olmasını da engelliyor. İtiraf etmeliyim ki vajinismus olgularının önemli bir bölümü, bu gruptaki genç kızlardan oluşuyor.

Doğum kontrol yöntemleri

A. Uzun süreli koruyucular (5-10 yıl)

A 1. İntrauterin araç (rahim içi araç-spiral) – muayene sırasında vajinal yolla rahim içine yerleştirilen spiral denilen küçük araçlar ya bakır ya da hormon içerirler ve sırasıyla 10 ve 5 yıla kadar korurlar. Bu sürelerin sonunda yeni bir araç, eskisi çıkarılırken aynı anda takılabilir. Spirali çıkarıp bir süre rahimin dinlendirilmesi inanışı halk arasında yanlış bilinen ve yaygın bir hurafedir. Gereksizdir.

Adet süresince veya hemen bitiminde, sağlık kurumuna ulaşım sorunu varsa gebelik dışlanmak şartıyla adet beklenmeden her hangi bir günde, doğumdan 6 hafta sonra, gebelik sonlandırma ile aynı seansta ve korunmadan yapılan seks sonrası acil korunma yöntemi olarak uygulanabilir.

Rahim içindeki endometrial ortamı spermin yaşaması için uygunsuz hale getirerek fallop tüplerinde eşey hücrelerinin yani sperm - oosit birleşmesini, bir diğer deyişle döllenmeyi engellerler. Çıkartılmak istendiğinde hiçbir şekilde kadın ve partneri tarafından rahatsızlık nedeni olmayacak şekildeki ince iki ipi yine muayene sırasında çekilerek gebelik koruyucu etkisine son verilir. Rahim içine yerleştirildikten sonra etkinlik süresince özel bir işlem gerektirmemesi ve koruyuculuğunun yüzde 99 olması en önemli avantajlarıdır.

Bakırlı olan rahim içi araçla adetler aynı düzende devam ederken, hormonlu tipinde önceleri lekelenme, daha sonra adetlerin ortadan kalkması söz konusudur. Bu durumun kadın sağlığı açısından hiçbir olumsuz etkisi olmadığı gibi, ağır kanaması olan kadınlarda aksine bir avantajdır. Rahim içi araçların en büyük avantajı takıldıktan sonra 5 -10 yıl hiçbir özel takip gerektirmeden çok güvenilir şekilde gebelikten korumasıdır. Kırklı yaşlardaki kadınlarda bu süreler daha da uzatılarak yakın gözlemle menopoza kadar da içerde bırakılabilirler. Nadiren bir kaza gebeliği olduğunda gebelik sürdürülmek isteniyorsa bebekte her hangi bir anormallik yapmazsa da annede enfeksiyon riskini artırdığı için aracın erken haftalarda çıkarılması uygundur. Bakırlı spiraller korunmadan yapılan cinsel ilişki sonrası gebeliği önlemek için (ertesi gün hapı yerine) takılıp yerinde bırakılarak uzun süreli korunma sağlayabilirler.

İstenmeyen etkileri nadirdir. Yüzde 5 dışarı düşme, yüzde 1 enfeksiyon, binde 1 takılırken rahim dokusunda zedelenme olasıdır. İç üreme organlarında enfeksiyon riski, aracın ilk takıldığı günler için geçerlidir. Zaten enfeksiyon varken rahim içi araç uygulanması ise kesinlikle yasaktır.  Her adetten sonra bir kere kadının spiral iplerini vajinada hissetmesi, düşme olasılığına karşı bir önlemdir. Enfeksiyon ve rahim zedelenmesi, dikkatli hasta değerlendirmesi ve hekim deneyimi ile önlenebilir. Cinsel geçişli hastalıklardan korumadığı için aynı zamanda prezervatif kullanılması kadının lehine olur.

A2. İmplant – Kol derisinin hemen altına 2 adet kibrit çöpü büyüklüğünde projesteron hormonu içeren kapsül yerleştirilir. Beş yıl etkilidir ve istendiğinde takıldığı şekilde kolayca geri çıkarılabilir. Yumurtlama işlevi durdurularak gebeliği engeller. Gebelik riski rahim içi araçlardaki gibi sadece yüzde 1’dir. Adet düzeni aynen devam edebileceği gibi, hormon içeren rahim içi araçlar gibi, lekelenme ya da adetin olmamasına yol açabilirler. Sağlık için hiçbir olumsuz yan etkisi yoktur. Rahim içi araçlarda olduğu gibi gebelik istendiğinde çıkarılıp üreme işlevi hemen geri döndürülebilir. Cinsel geçişli hastalıklardan korunmak için yine prezervatif ile cinsel birleşme önerilir.       

B – Kısa süreli hormonal koruyucular

B1. Kombine Oral Kontraseptif Haplar (hem estrojen hem projestin içeren doğum kontrol hapları) – Her birisi içinde çok düşük dozda estrojen ve projestin içeren haplardır. İçindeki projestin hormonu yumurtlamayı önleyerek gebelikten korurken, estrojen uterus endometrium örtüsünün anormal şekilde dökülmesini önleyerek düzenli adet görmeyi sağlar. Günlük kullanımda, zaman zaman unutulabildiği, alınan başka ilaçlarla, kusma, ishal durumlarında etkinliği azalabildiği için yüzde 92 koruyucudur yani bir yıl içinde 100 kadından 8’i istemediği halde gebe kalabilir. İdeal koşullarda, düzenli ve sürekli şekilde kullanılırlarsa koruyuculuk yüzde 99’a çıkar. Eğer her ay adet kanaması yaşanmak istenirse bir kutusunda 21 (21 haplık her bir kutu bitiminde 7 gün hapsız ara sonrası yeni bir kutuya başlanacak) veya 24 tablet (24 gün aktif hormon içeren hap, son 4 gün farklı renkte boş hap, ara vermeden yeni kutu) içeren haplardan kullanılmalıdır. Uzun süre adet görmeden korunmak isterseniz hiç ara vermeden bir kutudan diğerine geçerek isteğinize göre 2, 3 ay ya da daha uzun süre kanamadan korunmaya devam edebilirsiniz. Bunun için Türkiye’de bulunmayan 84 aktif hormonlu ve 7 gün boş haplı 91 günlük hazır ticari kutulardan da kullanılabilinir. Her gün aynı zaman diliminde alınması önerilir. 

İlk birkaç ayda, özellikle açken hap alınırsa bulantı, meme hassasiyeti, lekelenme görülebilir. Şikayetler 3 aydan daha uzun devam ederse hapı değiştirmek gerekebilir. Önceki adet kanamalarınıza kıyasla hap alırken adet süre ve miktarınız azalabilir ki bu durum aslında kan kaybetmemek adına bir avantajdır da. Hapı kestikten sonra üreme fonksiyonunuz hemen geri döner ve gebe kalabilirsiniz.

Eğer geçmişte kalp spazmı geçirmişseniz, hipertansiyonunuz varsa, sizde veya birinci derece akrabalarda inme veya damar tıkanıklığı sorunu yaşanmışsa, 35 yaş üstü ve sigara içen birisi iseniz, şişmansanız, kanser öykünüz varsa hap kullanmak için iyi bir aday değilsiniz demektir.

Gebelikten korunma dışında, doğum kontrol haplarının aşırı adet kanamalarının miktarını ve adet ağrılarını, tüylenme ve sivilcelenmeyi, over (yumurtalık) ve endometrium (rahim örtüsü) kanseri riskini yani olası genel sağlık sorunlarını azaltıcı yararlı etkileri de vardır. Toplumda yanlış olarak haplara atfedilen kilo alma, tüylenme ve sivilcelenme artışı, kanser veya kısırlık riski, baş ağrısı, meme hassasiyeti hap kullananlarda görülmez.

Nadir de olsa doğum kontrol hapı kullanmanın riskleri de vardır. Özellikle sigara içen, 35 yaş üzeri ve şişman kadınlarda inme ve kalp hastalığı riski artar. Özellikle aile öyküsü varsa bacaklarda damar tıkanıklığı riski 10 bin kadında 2 oranından 10 binde 12 oranına yükselir. Bu arada gebeliğin kendisinin de venöz tromboemboli yani pıhtılaşma riskini ciddi boyutta artırdığını (binde 1 yani hap kullanırkenden çok daha yüksek) akılda tutmak gerekir. Doğum kontrol hapı kullanırken ani göğüs duvarı ağrısı, kanlı balgam, solunum zorluğu, bacakta bir noktada ağrı veya şiddetli baş ağrısı sorunlarının ortaya çıkması, hekime başvurmayı gerektiren önemli şikayetlerdir.

Doğum kontrol hapları çok güvenilir gebeliği önleyici yöntemlerdir ancak cinsel geçişli hastalıkların önlenmesi için cinsel ilişki sırasında ayrıca kondom kullanılmasını şiddetle öneririz. Gebelik istenmediği sürece, yıllar boyunca güvenli şekilde kullanılabilir. Sürenin uzaması yan etki riskini artırmaz. Rahim içi araçlardaki gibi zaman zaman vücudun dinlendirilmesi adına hapa ara vermek, sağlıklı ve doğru bir yaklaşım değildir.

B2 – Minipill / tek başına projestin içeren haplar – Yumurtlamayı ve spermlerin rahim içine girişini önlemek yanında endometriumu yani rahim içi örtüsünü gebelik için uygun olmayan bir duruma sokarak gebeliği engeller. Gebelikten korunma etkinliği kombine doğum kontrol hapları (A2) ile benzerdir. Her gün aynı saatte alınmasına dikkat edilmelidir. Kullanıldığı sürece lekelenmeden adetlerin uzun aralıklarla olmasına kadar değişen şekilde kanama düzensizliğine yol açabilir. Üreme işlevi hapı keser kesmez kısa sürede geri döner. İstenmeyen bir gebelik durumunda (yüzde 1-8) bebekte her hangi bir sağlık sorununa yol açmayacağı için gebeliğe devam ettirilip sağlıklı bir bebek doğumu yapılabilir. Tıbbi nedenlerle estrojenli (kombine hap) doğum kontrol hapları kullanılamıyorsa veya doğum sonrası anne emziriyorsa minipill rahatlıkla kullanılabilir. Her yaşta kadın kullanabilir. En önemli yan etkisi adet döngüsünün düzenini kaybetmesidir. Kanserle bağlantısı yoksa da yine de kanser olgularında hiçbir hormonun kullanılmaması önerilir. Benzer şekilde cinsel geçişli enfeksiyonların önlenmesi için aynı zamanda prezervatif kullanılmasında yarar vardır.

B3 – Depo Provera enjeksiyonu – Her 3 ayda bir projestin (medroksiprogesteron asetat) hormonu adele içine enjekte edilir. Yüzde 97-99 gebelikten koruyucudur. Dört enjeksiyondan sonra yüzde 70 kadında adetler geçici olarak kesilir. Gebelik istendiğinde adetler ve üreme işlevi ortalama 6-12 ay içinde geri döner. İstenmeyen gebelik oluşması halinde bebekte bir anormalliğe yol açmadığı için gebelik rahatlıkla devam ettirilebilir. Endometrium kanseri riskini yüzde 80 oranında azaltır. Estrojen içeren hap kullanımı sakıncalı olan her yaştaki kadın depo proverayı kullanabilirse de meme kanseri ya da şüphesi varsa, kısa süreli gebelikten korunma söz konusu ise 3 aylık enjeksiyonlar uygun bir seçim değildir. Cinsel geçişli hastalıklardan korumaz, ilişkide kondom kullanılması önerilir.     

B4. Aylık hormon enjeksiyonları – Hem estrojen hem de projestin içeren bir solüsyon ayda bir adeleden enjekte edilerek yumurtlama engellenir. Gebelikten koruma etkinliği yüzde 99’dur. Lekelenmeden adetlerin kesilmesine kadar adet döngüsü düzenini kaybedebilir. Kombine doğum kontrol hapları için söylenen tüm bilgiler aylık enjeksiyonlar için de geçerlidir.

B5. Kontraseptif Vajinal Ring (Nuvaring halka) – Doğum kontrol hapı ve aylık enjeksiyonlar gibi hem estrojen hem projestin içeren plastik bir halka korunmak isteyen kadın tarafından vajina içine yerleştirilir ve 3 hafta içerde tutulup 1 hafta sonra yenisi konulacak şekilde çıkarılıp atılır ve her ay bu süreç tekrarlanır. Kombine doğum kontrol hapları için geçerli bütün bilgiler bu yöntem için de doğrudur.

Hormonal doğum kontrol yöntemleri (haplar, iğneler vb.) üreme üzerinde olumsuz etki yapar mı? 

Adet döngüsü önceden düzenli idiyse korunma yöntemi kesildikten kısa süre sonra gebelik gerçekleşir. Önceden yumurtlama sorunu var, bu nedenle adet döngüleri düzensiz yani 21 günden kısa veya 35 günden uzunsa, korunma yöntemi kesildikten sonra da adet döngüleri yine düzensiz olacaktır. Bir diğer deyişle, kombine hem estrojen hem de projestin içeren doğum kontrol hapları alırken düzene giren adet döngüleri yapay olarak düzenlidir, tedavi edici etkileri yoktur. Düzenli adet gören kadınların büyük çoğunluğu hormonal doğum kontrol yöntemlerini kestikten birkaç ay içinde gebe kalırlar. Nadiren de olsa eğer adetlerin düzene girmesi için geçen süre 6 ayı geçerse kısa bir tedavi ile gebelik kolaylıkla sağlanabilir. Özetle hormonal doğum kontrol yöntemlerinin gebe kalma yetisini azalttığı savı gerçek dışıdır.

C -  Bariyer tipi gebelik önleyici yöntemler

Spermlerin vajinaya girişini engelleyen ve gebelikten koruyuculuğu daha düşük yöntemlerdir. 

C1 – Erkek kondomu (prezervatif) lastikten imal edilen sertleşmiş (ereksiyondaki) penise geçirilerek spermlerin vajinaya dökülmesine, böylece gebelik oluşmasına engel olan ve vajinal, anal ve oral seks sırasında kullanılan bir yöntemdir. Ereksiyondaki penise kondomu rahatça geçiremiyorsanız ters taktınız demektir, diğer yüzeyinden penise geçirmeyi deneyin. Şimdiye kadar anlatılan hormonal yöntemlere ve rahim içi araçlara avantajı, cinsel geçişli hastalıkların (HIV virusunun yaptığı AIDS ve HPV virusu dahil) taraflara geçmesine engel olmasıdır.

Ulaşılması ve kullanımı kolay,  lastiğe karşı allerji dışında yan etkisi olmayan bir yöntemdir. Her cinsel ilişkide penis sertleştikten sonra ve kesinlikle vajina içine girmeden önce uygulanması ve erkek boşaldıktan sonra penis yumuşamadan önce vajina dışına çıkılması ve ilişki bittikten sonra kondomda delik ya da yırtık olmadığı kesinleştirilmesi durumunda, bir diğer deyişle ideal şartlarda kullanımında gebelikten koruyuculuğu yüzde 98’dir. Çoğu zaman kondomlar ideal şartlarda kullanılmazlar, o zaman da istenmeyen gebelik oranları yüzde 15’e çıkar. Örneğin vajinaya giriş kondom kullanmadan olur, ancak erkek boşalacağını hissettiğinde dışarı çıkılıp kondom takılır ki bu durumda penisten sızan boşalma öncesi sıvı (halk arasında zevk sıvısı) içindeki az sayıda da olsa sperm hücreleri gebelik için yetebilir ya da kondomlu penis vajina içinde boşaldıktan sonra hemen dışarı çıkılmaz ve penis yumuşadıktan sonra vajina dışına çıkarılırsa, bir miktar sperm kondomdan vajina içine sızabilir ve bu da gebeliğe yol açabilir. Aynı kurallar cinsel yolla bulaşan hastalık geçişi için de çalışır.

Sıcak ortamda prezervatiflerin saklanması veya son kullanım tarihlerinin geçmesi, kondomların yumuşamasına ve kolay delinmesine ya da yırtılmasına yol açabilir.  Vajina içindeyken kondomun penisten erken çıkması ve spermlerin vajina içine dökülmesinin diğer bir nedeni de vajinanın yeterince ıslanmaması ve penisin sürtünmeye maruz kalmasıdır. Kayganlaştırıcı jel kullanılacaksa bunun su bazlı olması gerekir, aksi halde yağ bazlı olanlar örneğin vazelin, bebek yağı, güneş yağı, veya margarin veya tereyağı, el ya da masaj yağları kondomun lastiğini tahrip edebilir.        

C2- Kadın kondomu, Türkiye’de bulunmayan ve kadının kendi vajinası içine yerleştirdiği benzer bir bariyer yöntemidir. Lastikten değil, tıbbi eldivenlerin yapıldığı nitril polimerden imal edilir. Kapalı olan ucu vajinanın derinliğine yerleştirilirken, diğer açık, yuvarlak ve yumuşak halkalı ucu vajinanın dışında duracaktır. İdeal kullanımda kaza gebeliği olasılığı yüzde 5, günlük olağan kullanımda ise istenmeyen gebelik oranı yüzde 21’dir. Anal seks için de kullanılabilir. Diğer özellikleri erkek kondomları ile aynıdır.

D. Acil kontrasepsiyon

Bir gebelikten korunma yöntemi olmayıp sadece acil durumlarda gebeliği engellemek amaçlı kullanılmalıdır.  Korunmasız vajinal cinsel ilişkiden sonra ne kadar erken uygulanırsa o kadar etkilidir.

D1. Ertesi günü hapı – Güvenilir bir korunma yöntemi kullanıyorken bir sorun olmuşsa, korunma yönteminden emin olamamış iseniz, örneğin kondom yırtılmış ve spermler vajina içine boşalmışsa veya doğum kontrol hapınızı 2 gün veya daha uzun süre unutmuşsanız veya hap kullanırken son günlerde ishal ve kusmalarınız olmuşsa bu takdirde ilk 72 saat içinde ertesi günü hapı alırsanız, istenmeyen gebelik olasılığını yüzde 2’ye indirirsiniz. Bir hap bir korunmasız ilişki içindir. Hapı kullandıktan sonraki günlerde vajinal cinsel ilişkide mutlaka farklı gebelikten korunma yöntemleri uygulanmalıdır. Ertesi günü hapı aldıktan sonra en geç 3 hafta içinde hala adet görmemişseniz, gebelikten şüphe etmek ve test yaptırmak gerekir. Yetmiş kilonun üzerindeyseniz, emin olmak için bir değil iki hap yutmanız daha emniyetli olabilir.

Levonorgestrel adı verilen yüksek doz projestin (0.75 Norlevo veya 1.5 mg Ertes 72 veya Postpill) veya projesteron reseptör modülatörü Ulipristal (30 mg) tabletlerden bir tanesi ağızdan alınır. Ertesi günü hapı içinde yüksek doz hormon vardır ve hormon dengenizi bozar, ilk adetiniz gecikebilir, lekelenmeleriniz olabilir. Ayrıca bulantı, kusma, baş dönmesi, karın ağrısı, uzun süreli lekelenme, yorgunluk, baş ağrısı, meme hassasiyeti yapabilir. Pahalıdır. Sık sık kullanırsanız düzenli adet döngülerinizi tamamen kaybedebilirsiniz. Gebelikten korunmak için değil, sadece acil durumlarda kullanmanız gereken bir yöntemdir.

D2. Acil korunma amaçlı rahim içi araç – Korunmadan yapılan vajinal ilişkiden en geç 5 gün içinde rahim içine yerleştirilen bir bakırlı rahim içi araç, hem gebelikten yüzde 99 korunma sağlayacak hem de uzun dönem bir gebelik koruyucu yönteme geçilmiş olacaktır. İçeriğindeki bakır hem spermlerin hem de olası bir erken gebelik ürününün yaşamasını engeller. Bu amaçla hormonlu intrauterin sistemler kullanılmamalıdır.

İstenmeyen etkileri, araç rahim içine takılırken ortaya çıkan rahatsızlık duygusu, kramplar, lekelenme, kanama miktarında artış ve baş dönmesidir.

E. Kalıcı doğum kontrolu

Geri dönülmez kalıcı kontrasepsiyon, artık ailesini tamamlamış ve başka çocuk istemeyen ailelerde çiftin isteği ve imzalı onamı ile eşlerden her hangi birisine uygulanan basit cerrahi bir üreme kanalı bağlama yöntemidir. İstenmeyen gebelik olasılığı yüzde 0.5 oranındadır. Her ne kadar gelecekte tekrar çocuk doğurmak istenirse bir başka cerrahi ile iptal edilmiş kanallar açılabilir ve gebelik de elde edilebilirse de başarı garantili olmadığı için çiftin karar vermeden önce tekrar çocukları olamayacağı gerçeğini kabul etmesi ve isteğini imza altına alması gerekir.

E1. Kadında tübal ligasyon (fallop tüplerinin bağlanması) işlemi sezaryen ile bebek doğurtulduktan hemen sonra yapılabildiği gibi her hangi bir dönemde kısa bir anestezi ile laparoskopik olarak karından veya kolpotomi yöntemi ile vajinal yoldan gerçekleştirilebilir. Her iki tüpe bir klip veya halka takılarak yapılabildiği gibi tüpler elektrik akımı ile veya doğrudan kesilerek de fonksiyon dışı bırakılabilir. Tüp bağlanmasının gebeliğin önlenmesi dışında kadın sağlığı açısından her hangi bir sakıncası yoktur.

E2. Erkekte vazektomi, sperm hücrelerini taşıyan kanalların kesilip bağlanması işlemidir. Böylece erkek boşaldığı zaman menisinde sperm hücresi bulunmayacak ve gebelik gerçekleşmeyecektir. Testislerden sperm yapımı devam eder ancak kanaldan taşınamaz ve üretildiği dokularda emilip yok olur. Lokal anestezi ile yapılan basit bir cerrahi işlemdir. Evde birkaç gün dinlenme ve ağrı kesici ilaç gerekebilir. Sperm hücreleri tam olarak meniden kaybolana kadar 2-3 haftalık süre içinde başka bir gebelik önleyici yöntem kullanılması gerekir. Cinsel istek, ereksiyon, orgazm açılarından her hangi bir olumsuz etkisi yoktur. Vazektomiye rağmen istenmeyen gebelik olasılığı 300 de 1’dir.

“Cinsellik ve gebelik – Doğru Sanılan Yanlışlar ve Gerçekler” başlıklı makalemin doğru anlaşılabilmesi için kaleme alınmış “B. Adet Döngüsü, yumurtlama ve gebe kalma” bölümü anlatan bu yazı, bütünün bir giriş parçası özelliği taşır. Yine konunun bütünlüğü adına “A. Kadın İç ve Dış Genital (cinsel) Organ Anatomisi” ni takip etmektedir.

Bu makale 15 Şubat 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Kutay Biberoglu

Prof.Dr Kutay BİBEROĞLU, T.E.D Ankara Kolejini bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini (HÜTF) üstün başarı ile tamamladı ve Tıp Doktoru oldu. HÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda (Kadın Doğum AD) Araştırma Görevliliği yaparak 1977 de Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlığını aldı. 1977-1981 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri Michigan Eyaleti Wayne State Üniversitesi Tıp Fakültesi William Beaumont Hastanesinde üreme endokrinolojisi ve infertilite, Texas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Houston, Texas’ta Üreme Biyolojisi eğitimleri aldı. Aynı zamanda Wayne StateTıp Fakültesi, Detroit, Michigan, Kadın Hast. ve Doğum Asistan ve Stajyer (4.Sınıf) Tıp öğrencileri Teorik ve pratik eğitimlerinde öğretim görevliliği (Lecturer) ; Oakland County, Michigan Aile Planlaması Kliniğinde ve Bölge Ruh Hastalıkları kliniğinde ...

Etiketler
#gebelik
Prof. Dr. Kutay Biberoglu
Prof. Dr. Kutay Biberoglu
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube