Çiftlerde giderek artan “açıklanamayan kısırlık” nedir?

Çiftlerde giderek artan “açıklanamayan kısırlık” nedir?

Kadın ya da erkek kısır olmadığı halde çocukları olmuyorsa, tıp dünyası buna ‘sebepsiz infertilite’ adını veriyor. Çocuk sahibi olma isteği ile doktora başvuran çiftlerin yarıdan fazlası açıklanamayan kısırlığa (infertilite) sahiptir. Anne adayının yumurtalıklarının düzenli çalıştığı, tüplerin açık, rahmin sağlıklı ve baba adayının sperm değerleri normal olduğu durumlarda korunmasız geçen bir yıl sonunda gebelik elde edilememesi; açıklanamayan kısırlık olarak değerlendirilir.

Güncel teknolojiler ile teşhis edemediğimiz açıklanamayan kısırlık yaşayan çiftlerin önemli bir kısmı, hiçbir yardım almadan kendiliğinden gebelik elde edebilmektedir. Bu çiftler için daha önceki başarısızlıkları ve zaman içinde elde edilen gebeliği açıklamak mümkün değildir.

Kadında ve erkekte her şey normal olmasına rağmen, çocuk sahibi olamayanlarda yine de tespit edilemeyen tek gen hastalıkları, multi faktöriyel geçiş gösteren, yani kromozom analizleriyle de tespit edilemeyen genetik analizli hastalıklar olabilir.

Özellikle genetik alanda kestirilemeyen birtakım problemler var. Çiftlerde döllenme oluyor ama daha ileri aşamaya gidemiyor. Buna ‘sebepsiz infertilite’ deniyor. Ancak günümüzde bu durumun tedavisi mümkün. ‘Sebepsiz infertilite’ kısırlığın yüzde 10’unu teşkil ediyor.

‘Sebepsiz infertilite’ aslında tedavisi zor bir sorun değil, çünkü bunların yüzde 80-90’ı kullanılan teknolojilerle çözümlenebiliyor. Sebepsiz infertilitenin çok az bir kısmında çözümsüz kalınıyor. Bir kısmına lenfosit aşıları yapılıyor, bir kısmına ise genetik incelemeler… Sonuçta da büyük bir kısmı çözülüyor. Sebepsiz infertilitenin sadece yüzde 10’u çözümsüz kalıyor.

Sağlık problemi olmadığı halde 100 çiftten 20’si gebelik elde edemiyor. Adet günü hesabı, ilişki zamanlaması, yumurtlama takibi ve adet gecikmesi beklentisi içinde olan kadınlar stresle çok daha fazla karşı karşıya kalıyor. Eşinden yeteri kadar destek görmeyen kadınların gebelik şansı düştükçe, stres de katlanarak çoğalıyor. Halbuki çiftler, stresten uzak durup birbirlerine destek olursa bebek olma ihtimali artıyor.

Problemsiz çiftlerin her ay yüzde 15-20 civarında olan gebelik şansı açıklanamayan kısırlık gruplarında yüzde 3-5’ler seviyesine inmektedir. Yani bu çiftlerde de hâlâ spontan gebelik ihtimali devam etmektedir. Açıklanamayan kısırlıkta; üreme sisteminde geçici veya kalıcı, basit ya da karmaşık bir problem olduğu kabul edilir. Bazen farklı basamaklarda ve mekanizmalarda çok sayıda problem olabilir.

Stres önemli bir rol oynuyor

Gebe kalma süresinin uzaması, çiftler için stres kaynağı olabilir. Erkekler genellikle sorunları inkar etme ya da eşine yansıtma yollarını kullanarak stresle baş ederler. Ayrıca problemin önemsiz olduğuna inanırlar. Kadınlar ise; adet günü hesabı, ilişki zamanlaması, yumurtlama takibi ve adet gecikmesi beklentisi içinde oldukları için çok daha fazla stresle baş ederler. Her ay adet kanamasını beklemek zor bir durumdur. Eşinden yeteri kadar destek görmeyen kadınların gebelik şansı düşük ise stres katlanarak artmaktadır.

Bu durumdaki çiftlerin gebelik şansları azalsa da hiçbir zaman sıfır değildir. Tedavi sürecinde bazı çiftler, kendiliğinden gebelik elde edebilir. Bu çiftlere; kendiliğinden gebelik için adet günleri ve şanslarının yüksek olduğu dönemler anlatılır veya basit yumurta geliştirme ve takibi yapılarak zamanlı ilişki önerilir. Bu yöntemlerle başarıya ulaşamayan çiftlere, daha sonra tüp bebek tedavisi uygulanır.

Kısırlık süresi dört yıldan uzun ve anne adayının yaşı 38 ve üzerinde ise direkt tüp bebek tedavisi yöntemi denenmeli ve aileler daha fazla zaman kaybetmemelidir.

Bu makale 2 Nisan 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Seval Taşdemir

Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, 1962 yılında Manisa'da doğmuştur. ilk orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamlamış olup 1987 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde yapmış ve Kadın Doğum Uzmanlığı eğitimini tamamlamıştır..  Uzmanlık eğitimini ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden Tüp bebek eğitimini alan Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, ulusal ve uluslararası seminerlere katılarak Endokrinoloji ve İnfertilite alanında da eğitimler almış ve bu alanda uzmanlaşmıştır. Yurtiçi ve yurt dışında yayınlanmış 30'dan fazla makalesi bulunan Op. Dr. Seval TAŞDEMİR, mesleki çalışmalarına Eylül 2002 den itibaren Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Klinik Direktörü ç ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
instagram
Etiketler
Açıklanamayan kısırlık
Op. Dr. Seval Taşdemir
Op. Dr. Seval Taşdemir
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube