Doktorsitesi.com

Boşanma ve Çocuğun Hissettikleri

Psk. Dan. Semra Tanas
Psk. Dan. Semra Tanas
16 Haziran 2016109 görüntülenme
Randevu Al
Boşanma ve Çocuğun Hissettikleri

‘Cem giden babasının ardından hüzünlü bir şekilde bakarken annesinin elini tutmaya, ona sarılmaya ihtiyacı vardı. Annesi ise kendi hüznünün içerisinde boğulmakta oğlunun neler hissettiğinin farkında bile değildi. Babası ise sadece gitmişti, tek kelime etmeden. Dönüp deseydi ‘ben sadece evden gidiyorum ama seni asla bırakmayacağım’ diye.’

Anlaşılmak ve hissedilmek çocuğun anne ve babasından en fazla beklediği şeydir. Anne ve babalar bazen kendi zihni meşguliyetleri, kendi çökmeleri nedeniyle çocuklarını anlayıp tepki veremiyorlar. Anlayamayan anne baba aynı zamanda hissedemiyor. Çocuk gerçekten ne istiyor, neden bu kadar öfkeli ya da neden bu kadar ağlıyor, ya da neden bu kadar üzgün?

Çocuk sürekli gelişen bir varlık olduğu için sürekli hem içerden hem de dışardan uyarılmalara maruz kalıyor ve uyarımlar çocuğun dengesini bozabiliyor. Boşanma da çocuğun dengesini bozan etkenlerden bir tanesidir. Çocuk hem bulunduğu yaşın getirdiği gelişim dönemiyle içsel olarak baş etmeye çalışmakta hem de anne babasının boşanmasını anlamlandırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle boşanma onun kaldırmakta zorlanabileceği bir durumdur. ‘Boşanma ne demekti şimdi, ne oluyor boşanma olunca, annem babam beni sevmeyecekler mi, beni bırakacaklar mı, neden boşanıyorlar ki, buna kim sebep oldu, boşanmalarına benim geçen gün çok ağlamam sebep olmuş olabilir mi, ben babama bağırmıştım o yüzden mi gitti’  ve daha birçok soru gelir çocuğun aklına. Cevaplanamayan her soru da çocuğun dengesini altüst etmeye devam eder. Örneğin akşam babasına bağırdı ve birkaç gün sonra babası gitti ise çocuk boşanmalarının suçlusunun kendisi olduğunu düşünebilir.

Boşanmayı Çocuğa Nasıl Anlatabiliriz ve Neler Yapabiliriz?

Boşanma ile ilgili açıklamayı ertelemeden, çocuğun anlayabileceği şekilde yapmalı ve boşanma sonrası düzenlemeler yapılırken çocuğun gereksiz yere yetişkinleri ilgilendiren detaylara dâhil edilmemesine dikkat edilmelidir. Belirsizlik döneminin mümkün olduğunca kısa sürmesine çalışılmalıdır (kim, nerede, kiminle yaşayacak, çocuk ne zaman diğer ebeveyni görebilecek gibi).

Boşanma çocuğa dışarıda veya bir psikoloğun yanında söylenmemeli. Evinde kendi odasında değil de  evin salonunda veya oturma odasında söylenmesi en uygun olanıdır. Konuşmaya aşkla başlamak, sevgiyle başlamak gerekir: ‘ Biz bir birimizi çok sevdik ve severek evlendik. Sen de bu sevginin bir ürünüsün. Tabi ki birbirimizi sevmeye devam ettik ama zamanla anlaşamamaya, tartışmaya başladık. Bunları sen zaman zaman gördün. Biz artık ayrı evlerde yaşayacağız. Hayatta tek kopmayacak bağ anne-çocuk bağı, baba-çocuk bağıdır. Arkadaşlar veya eşler arasındaki bağ kopabilir. Sen de bugün çok sevdiğin bir arkadaşından ayrılabilirsin ama anne-çocuk arsındaki bağ, baba-çocuk arasındaki bağ asla kopmaz. Bu tamamen bizim aramızda. Biz seni sevmeye devam edeceğiz. İhtiyaç hissettiğin her zaman senin yanında olacağız. Artık iki farklı odan olacak iki farlı yerde oyuncakların olacak’ gibi açıklamalarla çocuğa boşanma anlatılmalı. Çocuğa onu sevdiğiniz, boşanmanın onu suçu olamadığı açıkça söylenmeli.

 Boşanma bir kayıp ve yassa çocuğun bu yası yaşaması lazım. Baba sürekli eve gelip akşam yemekleri yediğinde, her hafta sonu pazar kahvaltılarına ailecek gidildiğinde ya da hep beraber tatillere gidildiğinde çocuk bu yası yaşayamaz. Çocuk burada da bir ikilem yaşar. Gittiği söylenen ama sürekli gelen, gitmemiş gibi davranan bir baba varsa çocuğa her defasında bir araya gelebileceklerine dair umut verilmiş olur. Çocuğa yeniden bir araya gelmek gibi gerçekleşmeyecek vaatlerde bulunmayın.

 Tabi ki anne baba çocuğun özel ve önemli günlerinde bir araya gelmeli. Çocuğun bu özel günlerinde anne babasını aynı anda yanında görmesine ihtiyacı vardır.

Boşanmaya etken olan her ne olursa olsun bu, çiftlerin arasında kalmalı ve çocuğa güven verici bir açıklama yapılmalı. Boşanan çiftler zaten çocuğa bir kayıp ve yas yaşatmaktalar ve çocuk bu yasıyla uğraşırken bir yandan annenin baba hakkında, babanın da anne hakkındaki suçlamalarına maruz kalmamalı. Kesinlikle anne ve baba çocuğun yanında birbirilerini kötülememeli, birbirileri arasındaki tartışmalarda taraf tutmasını istememeli, onun yanında eski eşiyle ilgili eleştiri ve suçlamalarda bulunmamalıdır. Çünkü her çocuğun babası bir kahraman her çocuğun annesi bir melektir. Çocuğun yanında çiftlerin birbirilerini kötülemeleri, suçlamaları demek çocuğun kahramanını, meleğini öldürmek demektir. Böyle durumda çocuk ikilem arasında kalır. Ya kahramanının seçecek ya da meleğini. Çocuğa yapılan yanlış yüklemelerle çocuk ya annesinden ya da babasından vazgeçerek diğerinden nefret ederek geçirecek hayatını. Hep onu suçlayacak hem ona kızgın ve kırgın olacak ama içsel olarak ta birinden vazgeçtiği, onu terk ettiği içinde hep kendini suçlu hissedecektir. Biz yetişkinlerin bile kaldırmakta zorlandığımız böyle durumları çocuğun kaldırmasını beklemek büyük bir bencillik olur.

 Çocuk hangi ebeveynde kaldıysa o ebeveynin çocuğa kendisine destek olması, güç vermesi gibi roller yüklememesi gerekir. Bu ihtiyaçlar içinde olan ebeveynin çevresindeki yetişkinlerden (ailesi, arkadaşları, gerekirse bir psikolog) yardım alması daha sağlıklı olur. Çocuğa ‘kendisi için çabalandığı, artık bu saatten sonra sadece onun için yaşandığına’ dair yüklemelerde bulunulmamalı. Çünkü bu yüklemeler çocuğu büyük bir sorumluluk altına sokar ve çocuk bu sorumluluk duygusuyla rahat bir şekilde hareket edemez.

Bu süreçte çocuğunuzu dinleyin ve onu üzen onu mutsuz eden olaylar hakkında konuşun. Çünkü her ne kadar bu tür konuşmalar var olan üzüntüyü arttırır gibi görünse de üzerinde konuşulmayan duygular çok daha olumsuz etkiye sebep olabilir. Konuşulan ve paylaşılan duygularla başa çıkma ifade edildiği ve dile getirildiği için daha kolay olur. Çocuğunuzu anlayıp hissettiğinizde boşanma sürecini daha kolay atlatabilirsiniz.

SEMRA TANAS

Psikolojik Danışman/Oyun Terapisti

Etiketler

Boşanma nasıl anlatılmalıBoşanma sonunda çocuk psikolojisiBoşanma travmasıBoşanma danışmanlığıBoşanmanın etkileri

Yazar Hakkında

Psk. Dan. Semra Tanas

Psk. Dan. Semra Tanas

1984 Bartın doğumluyum. Evli ve bir çocuk annesiyim.

EĞİTİM DURUMU

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır