Bir tatlı masalı; reaktif hipoglisemi

Bir tatlı masalı; reaktif hipoglisemi

Eğer yemek yedikten sonra uyuklama hali, titreme, çarpıntı, açlık hissi, sinirlilik, öfke nöbetleri, huzursuzluk gibi semptomlar görülüyorsa, özellikle şekerli bir yiyecek veya içecek içtikten sonra belirtiler düzeliyorsa, kilo almaya meyiliniz varsa, sizde Reaktif Hipoglisemi olabilir.

Karbonhidratların vücuttaki en küçük yapı birimi olan glikoz, hücrelerin ve özellikle beynin ana enerji kaynağıdır. Beslenme yoluyla alınan karbonhidratlar önce glikoza parçalanır, kana karışır, pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde de hücre içine girerek enerji kaynağı olarak kullanılır.

Diğer adıyla kan şekeri olarak ta bilinen glikoz, kanda ideal olarak 70-100 mg/dl aralığında olmalıdır. Kan şekerinin 70 mg/dl’ nin altına düştüğünde glikoz, hücreler için ihtiyaç duyulan miktarı karşılayamaz ve kanda yeterli miktarda glikoz kalmaz, hipoglisemi görülür. Kan şekeri düşüklüğüne bağlı olarak açlık, terleme, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi, solgunluk, aşırı yorgunluk, görmede bulanıklık, huy değişiklikleri görülmeye başlar.

Reaktif hipoglisemi veya tokluk hipoglisemisi, yemek yedikten 2-4 saat sonra bazı semptomlar (aşırı açlık, terleme, titreme, yorgunluk, bitkinlik vs.) ile kendini gösteren, kan şekerinin hızlı bir şekilde düşmesi sonucu gelişen bir durumdur. Prediyabeti olan veya diyabet riski olan kişilerde görülme olasılığı yüksektir. Sanayileşmenin gelişip fast food beslenme şeklinin yaygınlaşması ile de sağlıksız beslenmeye bağlı olarak ta gelişebilmektedir.

Reaktif Hipoglisemi Kimlerde Görülür?

– Prediyabeti olan veya diyabet riski olan kişilerde,

– Fazla kilolu veya obezite durumunda ortaya çıkan insülin direnci veya hiperinsülinemi (insülin hormonu seviyesinin yüksek olması) durumunda,

– Mide ameliyatı geçiren, besinlerin hızlı bir şekilde mideyi terk ederek ince bağırsağa geçtiği durumlarda,

– Nadir olarak görülen bazı enzim eksikliği durumlarında besinlerin parçalanmasında sorun olduğu zaman görülebilmektedir.

Reaktif Hipogliseminin Belirtileri Nelerdir?

* Halsizlik, bitkinlik,
* Psikolojik durumda değişiklik,
* Sinirlilik,
* Baş ağrısı,
* Ellerde titreme,
* Bulantı,
* Görmede bulanıklık veya çift görme,
* Soğuk terleme,
* Çarpıntı, kalp atımlarını hissetme,
* Baş dönmesi,
* Soluk bir görünüm,
* Ani başlayan bir yorgunluk hissi,
* Şiddetli yorgunluk,
* İç ezilmesi ve yeme isteği,
* Uykusuzluk,
* Şekerli gıdalara saldırma isteği,
* Unutkanlık,
* Şiddetli kan şekeri düşmelerinde bayılma ve koma gibi belirtiler görülür.

Reaktif Hipoglisemide, özellikle fazla miktarda ve yüksek glisemik indeksli (besinin kan şekerini yükseltme hızı) tüketilen karbonhidrat kaynakları, vücudun daha fazla insülin üretmesine neden olmaktadır. Kan şekeri ve insülin düzeyi arasındaki bu dengesizlik, semptomların başlamasına neden olmaktadır. Ancak tüketilen karbonhidrat kaynaklarının doğru şekilde seçilmesi, tüketilmesi ve öğün düzenlerinin ayarlanması, bu durumu düzeltebilmektedir.

Reaktif Hipoglisemi’ den Korunmak veya Tedavi Edebilmek İçin Neler Yapılmalıdır?

Reaktif Hipoglisemi’ nin 1. Tedavi veya korunma adımı sağlıklı beslenmektir. Eğer Reaktif Hipoglisemi durumu varsa doktorun verdiği tıbbi ilaçlar da düzenli olarak kullanılmalıdır.

Öncelikle düzenli ve 3-4 saat aralıklarla karbonhidrat içeren ana ve ara öğünler tüketilmelidir.

Ana öğünlerde çavdar ekmeği, tam buğdaylı makarna, esmer pirinç, sebze yemeği gibi karbonhidrat kaynaklarının yanına yoğurt, et, ayran, kuru baklagil gibi protein kaynakları eklenmelidir. Böylece emilecek karbonhidratın emilim hızı azaltılmış olur.

Ara öğünlerde de hem tok kalmayı sağlayacak hem de karbonhidratın emilim hızını azaltacak olan protein (ayran, süt, peynir vs.) veya yağ (badem, ceviz, fındık vs.) kaynaklarından en az bir tanesi eklenmelidir.

Her öğünde düşük Glisemik İndeksli (bir besinin kan şekerini yükseltme hızı) ve düşük Glisemik Yüklü (bir besinin içerdiği karbonhidrat miktarı) karbonhidratlar tercih edilmelidir.

Kan şekerinin hızlı yükselmesine neden olup reaktif hipoglisemiyi tetikleyen çay şekeri, reçel, bal, pekmez, şeker ve şekerlemeli ürünler, gazlı içecekler, beyaz undan yapılan ekmek, makarna, erişte, börek, pasta, beyaz pirinç, hazır meyve suları, tatlılardan (özellikle unlu, şerbetli) uzak durulmalıdır.

Yüksek lif oranı sayesinde kan şekerinin düzenli bir şekilde ayarlanmasını sağlayan kabuklu sebzeler, meyveler, kuru baklagiller ve tam tahıl ürünleri (çavdar ekmeği, yulaf ezmesi, tam buğdaylı makarna, esmer pirinç vs.) karbonhidrat kaynağı olarak tercih edilmelidir.

Kan şekerinin düzenlenmesinde etkili olan fiziksel aktivite, günlük yaşamın bir parçası haline gelmelidir.

Hipoglisemi semptomlarını kötüleştirdiği için koyu çay, kahve sınırlandırılmalı, sigara ve alkol bırakılmalıdır.

Eğer alkol tüketilecek ise mutlaka alkolün yanına ya bir protein kaynağı( kırmızı et, beyaz et veya peynir) ya da yağ (zeytinyağlı yemek/meze, ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler) kaynağı konmalıdır.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Duygu Kopan

Etiketler
Şeker hastalığı
Dyt. Duygu Kopan
Dyt. Duygu Kopan
İzmir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube