Zihnimiz sürekli dışardan gelen uyaranlar ve içten gelen fikirler tarafından bombardımana üğruyor.Acımızın büyük çoğunluğu bizim bilinçaltımızdan gelen ve zihnimizi istila eden olumsuz düşünce ve dürtülerden oluşuyor. Başkalarından kaçmak çok kolayken kendimizden kaçmak o kadar kolay olmuyor. Nereye gitsek bizimle.Üstelik iş ilişkimizi, aile ilişkimizi ve arkadaş ilişkimizi en kötüsü de kendimizle olan ilişkimizi ne kadar etkilediğnin farkına ancak bir sorun yaşadığımızda varabiliyoruz. Çoğu zaman geçmiş deneyimlerimizin, suçluluk hisleri ve reddedilmiş dürtülerimizin, isteklerimizin gizli bir şekilde mutluluğumuzu, sağlığımızı, verimliliğimizi nasıl sabote ettiğinin varkına varmamız yıllar alabiliyor.
Yetişkin oluncaya kadar kötü alışkanlılar olarak devam eden olumsuz düşünme, hissetme, hareket etme yöntemlerini geliştiririz.Ve herhangi bir alışkanlık gibi bu yöntemleri de bırakmak çok güçtür.Hayatımızı ne kadar zorlaştırırsa zorlaştırsın biz bunları yapmaya devam ederiz.Hipnoz bu bizde yer etmiş ve hayatımızı zehir eden alışkanlıklarımızı yer değiştiriyoruz. Ama bunları değiştirmek zaman alıyor. Bu yüzden gittiğimiz terapilerde yaşadığımız sıkıntıların bir an önce bizi terk edeceğini düşünerek gittiğimizde ve terapistten sihirli bir değnek beklediğimizde sonuç hüsran olabiliyor. Yıllarca bize yapışmş ve bizimle bütünleşmiş olan alışkanlıklarımızın bir çırpıda gitmesi çok zor. Bu bilinçle gittiğimizde ve sabırlı olduğumuzda yaşayacağımız huzur ve rahatlamaya değer.Bunu şuna benzetebiliriz bir yığın beyaz kağıdı görebilmek için göz seviyemizin üstünde tutarsak ve en üstteki kağıdın üstüne mürekkep damlatırsak, tüm kalınlığın ıslanması için yeterince mürekkep dökülene kadar bir süre hiçbir fark gözlemlemeyebiliriz. En sonunda mürekkep aşağı inecek. Bu süreçte görünür bir şekilde hiçbir şey olmazken nüfuz etme meydana geliyor.Yeterince mürekkep dökülmeden önce süreç durdurulsaydı süreci bir başarısızlık olarak adlandıracaktık. Hipnozda telkinler direnç katmanlarına dökülen mürekkep gibidir, Eski ve zarar veren kalıpların etkisinden kurtulmak için tekrar devam etmeliyiz.
İleriye bakmanın ve anı yaşamanın, yaşamdan tam doyum almanın yolu aşağıdan gelen sesleri durdurup kendimiz için anlamlı ve yararlı hale dönüştürmekte yattığını unutmadan hareket etmek bizim için yararlı. Bizi rahatsız eden, hayatımızı zorlaştıran sıkıntılar sadece bize değil, işimize, eşimize, çocuklarımıza ve bizden sonra çocuklarımıza bizden bulaşanlarla bizden sonraki kuşaklara kadar taşınıyor.