Beyin tümörü nedenleri, tanı ve tedavisi

Beyin tümörü nedenleri, tanı ve tedavisi

Beyin Tümörü Nedenleri;

Beyin tümörü olgusuna yol açan nedenler konusunda birçok çalışma yapılmaktadır. Kesin suçlanacak bir neden, henüz yok denecek kadar azdır. Ancak bazı etkenlerin beyin tümörü gelişmiş hastalarda daha sık rol aldığı bilinmektedir. Bu etkenler erkek cinsiyet, beyaz ırk, 65 yaş üstü olarak sıralanabilir. Radyasyona maruz kalmanın, radyasyon tedavisinin beyin tümörü riskini artırdığı bilinmektedir. Bazı tip beyin tümörü de ailevi geçiş gösterir. Plastik ve tekstil sanayisinde kullanılan bazı hammaddeler ve cep telefonları da risk faktörü olarak belirlenmiştir. 

Beyin Tümörü Belirtileri:

Beyin tümörü olan hastalar baş ağrısı, kusma, bulantı, görme bozukluğu, bilinç bozulması, havale geçirme, kol ve bacaklarda güçsüzlük, sinirlilik, iştahsızlık, işitmede azalma, düşünme- konuşma ve kelime bulmada güçlük ve/veya yavaşlama, kişilik ve davranış değişiklikleri, denge kaybı, baş dönmesi, sersemlik, unutkanlık, anlamada yetersizlik, yazamama gibi yakınmalardan biri ya da bir kaçı ile başvurabilirler. Baş ağrısı (genellikle sabahları daha şiddetlidir) ve nöbet ise en sık görülen bulgulardır. Beyin tümörü hiçbir bulgu vermeden, günümüzde beyin MR'ı çekilmesi gereken başka durumlarda tamamen tesadüf eseri de tespit edilebilir, bu tip tümörler genelde iyi huyludur. 

Beyin Tümörü Tanı Yöntemleri:

Klinik değerlendirmede, bilgisayarlı beyin tomografisi (BT) ya da manyetik rezonans görüntüleme (MR) tetkikleri ile, beyin tümörü olgusunun genellikle iyi veya kötü huylu olup olmadığı köken aldığı bölgeye ve genel yapısına bakılarak tahmin edilebilir. Tümör sınırlarının ve özelliklerinin daha iyi tanımlanması amacıyla bu tetkikler kontrast madde verilerek de tekrarlanabilir. Manyetik Rezonans Spektroskopi (MRS) ile beyinde belirlenen bir bölgeye ait biyokimyasal değişikliklerin saptanması, Difüzyon Tensor Görüntüleme ile beyinin beyaz cevher yollarındaki su akımının ölçülmesi, Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMR) ile beyinin özel işlev gören alanlarının saptanması ve Anjiogram incelemesi ile beyin atar ve toplardamarlarının gösterilmesi gerekebilir. Tanıda yardımcı olabilen bazı tetkikler arasında doğrudan kafa grafileri, EEG, tüm vücut kemik sintigrafisi, PET-BT, hormon incelemeleri de sayılabilir. Kesin tanı ise, tümör biyopsisi ile elde edilen örneğin veya cerrahi ile çıkarılan tümör dokusunda üç-sekiz gün sürebilen patolojik inceleme sonrası konur.

Beyin Tümörü Tedavi Yöntemleri:

Genellikle cerrahi olarak tümörün çıkarılması, beyin tümörü olgularının neredeyse tamamı için ilk seçenek olarak düşünülmelidir. Boyutları küçük, beynin derin yerleşiminde olan meningiom eğer hasta için şikâyet yaratmıyorsa beyin cerrahı tarafından takipte tutulabilir. Tümörlerin az bir kısmında ise komplikasyon oranının yüksek olması nedeniyle kısmi çıkarım ya da radyoterapi ve takip önerilmektedir. Özellikle yüksek evreli glial tümör tanısı biyopsi ile kesinleştikten sonra; her biri kendi içerisinde tedaviye farklı yanıt veren bu tümörlere farklı şekillerde yaklaşılmaktadır. Bazı tümörlerin kemoterapi ve ışın tedavisine çok uzun bir süre üremeyerek yanıt verdikleri görülürken, beyin dokusundan köken almış yüksek evreli bazı beyin tümörlerinin bu tedavi yöntemlerine yanıt vermeme ihtimali de vardır.  Bir de beyin dokusunda tümör çıkarıldıktan sonra oluşan boşluğa, yavaş salınımlı kemoterapi ajanları yerleştirilebilmektedir. Beyin sapı yerleşimli lezyonların bir kısmı cerrahi olarak çıkarılabilirken, bir kısmında ise radyo-cerrahi (Gamma knife, Cyber knife, Linac) uygulanabilir. Kısaca tümörün huyu ve yerleşim yeri, hastanın yaşı, genel durumu ve ek sistemik problemlerin varlığı, cerrahiye karar vermeyi ve cerrahi olarak tümör çıkarımının sınırlarını belirler.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Semih Keskil

Prof. Dr. Semih KESKİL, 1960 yılında Ankara’da doğmuştur. Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi’nde lisans öncesi eğitimlerini bitirdikten sonra Türkiye altıncısı olarak Hacettepe Üniveristesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1984 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 1991 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında Mardin ve İzmit Devlet Hastaneleri'nde ve Mevki Askeri Hastanesi'nde görev yapmış olan Prof. Dr. Semih KESKİL, Ankara Trafik Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği'nde çalışırken Anatomi dalında doktora eğitimini tamamlamıştır. Kendisi son yıllarda Türkiye’de en genç yaşta doçent olan beyin cerrahı unvanına sahiptir. Ayrıca, Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ve ardından Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakü ...

Etiketler
Beyin tümörü belirtileri
Prof. Dr. Semih Keskil
Prof. Dr. Semih Keskil
Ankara - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube