Bedenimle Nasıl Barışırım? Bilişsel Davranışçı Terapinin Gücü


Beden dismorfik bozukluğu, ruh sağlığı alanında son zamanlarda ihmal edilmiş bir hastalıktır. Kişinin görünümünde göze batan herhangi bir kusur olmamasına rağmen kendi varsaydığı bir kusurla aşırı uğraşması ve bu kusuru gizlemek için takıntılı davranışlara girmesi olarak tanımlanır. Hastalar varsaydığı kusurları ‘utanç verici, işkence edici’ olarak tanımlamakla birlikte iş ve toplumsal hayatlarını sınırlandırarak sosyallikten kaçınma davranışı sergilemektedirler. Hastalık kesintisiz olarak devam etmekte olup varsayılan kusurla ilgili düşünceler bazen hezeyanlara ulaşmakta ve işlevselliği ileri düzeyde etkilemektedir (Aslan, 2000:33). Beden dismorfik bozukluğu 150 yıldır değişik adlar altında tanımlanmış olmasına rağmen ilk olarak 1980’de DSM-III’te ‘dismorfofobi’ olarak yer almıştır. Beden dismorfik bozukluğu, Emil Kraepelin tarafından ‘kompulsif nöroz’ olarak, Pierre Janet tarafından ise ‘bedenle ilgili utanç obsesyonu’ olarak adlandırılmıştır. Dismorfofobi terimi 1980’lerde İtalyan psikiyatrist Enrique Morselli tarafından kullanılmıştır. Dismorfofobi, dismorfia yani Yunanca çirkinlik anlamında olan kelimeden türemiştir (Demirkol vd., 2012:548).
Bilişsel terapi 1960’larda Aaron T. Beck tarafından başlangıçta depresyonu tedavi etmek için geliştirilmiş bir psikoterapi yaklaşımı olarak ortaya çıkmış fakat ilerleyen zamanlarda pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. 1980’li yıllarda bilişsel terapi yaklaşımları davranışçı terapiyle birleşerek bilişsel davranışçı terapi (BDT) adı altında birleşmişlerdir. Yani hem problemlere yol açtığı düşünülen bilişleri farklılaştırma amaçlı bilişsel teknikleri hem de direkt olarak davranış değişikliğine gidilerek davranış teknikleri içermektedir.
Beden dismorfik bozukluğu yaşayan bireylerin tedavisinde hem psikolojik tedavinin hem de ilaç tedavisinin etkili olduğu görülmüştür. Psikolojik tedavilere bağlı olarak birçok terapi (online terapi) yöntemi mevcuttur. Bu terapi tekniklerinin bir tanesi de bilişsel davranışçı terapidir.
Bilişsel davranışçı terapi, terapistin yönlendirici olduğu, danışanla birlikte iş birliğine dayanan bir yöntem olmakla beraber probleme ve danışana göre süresi değişir fakat ortalama 15-20 seans sonucu etki eden bir terapi modelidir (Sütcü, 2015). Danışana terapinin yanı sıra bilişsel davranışçı terapi doğrultusunda ev ödevleri de verilmektedir. Ev ödevleri terapi odasının dışında danışanın bilişsel, davranışsal, duygusal sorunlarıyla alakalı problemleri çözmek için gösterdikleri çaba olarak adlandırılır. Ayrıca ev ödevleri terapistler tarafından sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. İyi bir ev ödevi danışanların bilişsel, davranışsal tekniklerle danışana kazandırdıklarının yanı sıra danışanın kendini daha iyi yönetmesini ve eğitmesini sağlayarak eski davranışların yerini yeni davranışların almasına olanak sağlar (Soylu ve Topaloğlu, 2015:281).
Yapılan araştırmalarda bilişsel davranışçı terapinin, beden dismorfik bozukluğu belirtilerinin azalmasında ve ortadan kaybolmasında etkili bir terapi yöntemi olduğu görülmüştür. Bilişsel davranışçı terapinin, beden dismorfik bozukluğu belirtilerinde, diğer yöntemlere göre daha hızlı düzelme sağladığı düşünülmektedir.
Kaynakça: https://www.sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/536/492
Yazarlar: Züleyha SARIGÜL, Doç. Dr. Meryem KARAAZİZ