Anksiyete, halk arasında kaygı anlamına gelmektedir. Çoğu bireyin yaşadığı anksiyete; korku, endişe veya geleceğe yönelik yoğun kaygı yaşama durumudur. Anksiyete genel bir terimdir ve alt başlıklar halinde özelleşir. Bunlar; özgül fobiler, panik bozukluk, sosyal kaygı, yaygın anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk olarak sınıflandırılmaktadır.
Anksiyöz belirtiler gösteren bireyler, yaşadıkları kaygı durumunu baş edemeyecekleri bir durum olarak değerlendirebilirler. Bu kaygı kişiyi psikososyal zorlanmalara, kişilerarası ilişkilerde sorunlara veya toplum içinde belirli güçlükler yaşamaya itmektedir. DSM-5 tanı kriterlerine göre Yaygın Anksiyete Bozukluğu aşağıdaki gibidir;
En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde birtakım olaylar ya da etkinliklerle (işte ya da okulda başarı gösterebilme gibi) ilgili olarak, aşırı bir kaygı ve kuruntu (kaygılı beklenti) vardır.
Kişi, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çeker.
Bu kaygı ve kuruntuya aşağıdaki altı belirtiden üçü (ya da daha çoğu) eşlik eder (en azından kimi belirtiler son altı ayın çoğu gününde bulunmuştur):
Dinginleşememe (huzursuzluk) ya da gergin ya da sürekli diken üzerinde olma,
Kolay yorulma,
Odaklanmada güçlük çekme ya da zihin boşalması,
Kolay kızma,
Kas gerginliği,
Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme ya da dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma).
Kaygı, kuruntu ya da bedensel belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertiroidi) fizyoloji ile ilgili etkilerine bağlanamaz.
F- Bu bozukluk başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz
Anksiyete ne değildir?
Ömür boyu devam eden bir psikolojik rahatsızlık değildir.
Uygun tedavi yöntemiyle anksiyete bozukluğu gerileme gösterir.
Bilişsel Davranışçı Terapi anksiyete bozukluğu için en etkin tedavi ekollerinden biridir.
Anksiyete (kaygı), insanların hayatında gereklidir. Tedavi esnasında anksiyeteyi yok etmek hedef değildir. Anksiyetenin insanlar için gerekli olan kaygı düzeyine inmesi amaçlanır.
Anksiyetenin sonu ölüm değildir.
Anksiyetenin alt başlığı olan panik atak ve panik bozukluk farklı iki psikolojik rahatsızlıktır.
Her geçirilen panik atak, panik bozukluk olmayabilir.
Yaşanılan bir ya da birçok travma sonrasında, yoğun anksiyete ve depresyon görülebilir.
Anksiyete akıl hastalığı değil, bir psikososyal zorlanmadır.
Anksiyete psikiyatrik ilaçlar eşliğinde de gerileyebileceği gibi, psikoterapi ile de gerileme göstermektedir.
Anskiyetenin düzeyi oldukça önemlidir. Anksiyetenin düzeyinin belirlenmesi tedavide hangi yöntemin (ilaç, psikoterapi) kullanılacağını da belirler.
Anksiyete bozukluğu, madde kullanımı ile birlikte artış gösterebilir.