Anksiyete (kaygı) nedir?

Anksiyete (kaygı) nedir?

Kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir. Yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir, baş edilebilir düzeydedir ve günlük işlevselliğimizi bozmayacak düzeydedir.  

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, her şey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir. YAB’da aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgilidir. Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen her gün vardır ve gün boyunca sürer. Kişi, kendini, kuruntulara kapılmaktan alıkoymakta güçlük çeker.

Endişe ve kuruntulara, aşağıdaki belirtilerden en az üçü eşlik eder:

Sürekli bir tedirginlik,

Kolay yorulma,

Odaklanmakta güçlük çekme,

Çabuk kızma,

Kas gerginliği ve

Uyku bozukluğu.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? 

Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişe hastalığın temel belirtisidir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir.

YAB’a sıklıkla sanki fiziksel bir hastalık varmışçasına kendini gösteren bazı bedensel belirtiler eşlik eder. Bu belirtiler: nedensiz yorgunluk, baş ağrısı ve kas ağrıları, yutma güçlüğü, titreme ve seğirmeler, terleme, tahammülsüzlük, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalardır. Çökkünlük belirtileri de sık görülür.

Yaşanan kaygının şiddeti, süresi ya da sıklığı, korkulan olayın gerçekleşmesi olasılığına ya da olası etkilerine göre aşırı bir düzeydedir. YAB olan erişkinler, çoğu zaman, günlük, sıradan yaşam olaylarıyla ilgili kötü olasılıkları düşünerek üzülüp dururlar. İşle ilgili sorumluluklar, parasal sorunlar, aile bireylerinin sağlığı, çocuklarının başına gelebilecek kötü olaylarla ilgili olarak ya da ev işleri, arabanın onarımı ya da bir yere geç kalma gibi çok ufak olaylar için, kötü olasılıkları düşünerek üzüntü duyabilirler. Bu rahatsızlık sürdükçe, üzüntü duyulan konular da değişebilir.

YAB, çok büyük bir sıklıkla duygudurum bozukluklarıyla, diğer anksiyete bozukluklarıyla ve madde kullanımı ile ilişkili bozuklarla birlikte görülür. İrritabl bağırsak sendromu ya da baş ağrıları gibi, zorlanmayla ilgili diğer durumlar da sıklıkla bu duruma eşlik eder.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Ne Sıklıkta Görülür? 

YAB’nun yaşam boyu görülme sıklığı %5-6’dır. Başka bir deyişle, her 100 kişiden 5-6’sı yaşamlarının herhangi bir zamanında bu rahatsızlığı yaşayabilir. Epiderniyoloji çalışmalarında, bu rahatsızlığı olanların yaklaşık üçte ikisinin kadın olduğu görülmektedir. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar. YAB yaşlılıkta en sık görülen anksiyete bozukluğudur.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Oluşur? 

Stresler YAB’ın gelişiminde önemli rol oynar. Çocukluk dönemi ve genç erişkinlik çağları arasında başlayan YAB, yavaş ve sinsi bir gelişim gösterir. Hastalığın belirtileri dönem dönem iyileşmeler ve alevlenmeler gösterir. Stresli yaşam olayları olduğunda belirtiler çoğunlukla kötüleşir. Hastalığın oluşmasında “kalıtsal etkenler, beyin nörokimyasındaki değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres verici yaşam olayları” etkilidir. Hastalar yorgunluk, gerginlik, kas ağrısı ve baş ağrısı gibi bedensel belirtiler nedeniyle çoğu zaman psikiyatri dışı branş hekimlerine başvururlar ve doğru tanının konması ve uygun biçimde tedavi edilmesi gecikebilir. YAB olan çoğu kişi, yaşamı boyunca kaygılı ve sinirli olduğunu söyler. Yarısından çoğu, bu durumun çocukluk ya da ergenlik yıllarında başladığını belirtirse de, 20 yaşından sonra başladığı da olur.   

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir? 

YAB tedavi edilebilir bir hastalıktır. İlk yapılması gereken bir psikiyatri uzmanına başvurmaktır. İlk başvuruda kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirmenin yanı sıra, bu belirtilerin herhangi bir fiziksel hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için bazı incelemeler yapılacaktır.

Tedavi gören YAB’lı hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür. Bu rahatsızlığın ağır olmayan biçimleri, ilaç tedavisine gerek olmadan, yalnızca psikoterapiye yanıt verebilirler.  Psikoterapi ya da ilaç tedavileri birlikte ya da ayrı ayrı da uygulanabilir. Bu yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkin olduğu gösterilmiştir. Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine doktorunuzla birlikte karar vermek yerinde olacaktır. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmayabilir. Her kişi, bireysel olarak,

Yaşadığı rahatsızlığın şiddetine ve süreğenliğine,

Bedensel belirtilerinin şiddetine,

Ortaya çıkartan zorlayıcı etkenlerin varlığına ve

Kişilik özelliklerine

göre değerlendirilmelidir.

YAB tedavisinde en sık kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış psikoterapi yöntemi Bilişsel-Davranışçı Psikoterapidir. Bu psikoterapide hastanın geçmiş yaşamında yaşadığı veya şahit olduğu olumsuz olaylar ve yaşantılar sonucu kendisi, dış dünya ve gelecekle ilgili oluşturduğu hatalı temel inançları ve düşünceleri ortaya çıkarılır. Bu hatalı inançlarına bağlı olarak ortaya çıkan hatalı ve işlevsel olmayan otomatik düşünceleri daha işlevsel ve gerçeklerle daha uyumlu düşüncelerle yer değiştirilmesi sağlanır. Aynı zamanda verilen alıştırmalar ve ev ödevleri ile bu kişilerin belirsizliğe ve kaygılanmaya tahammül gücünün artması sağlanır. Psikoterapinin sonucunda ise bu kişiler kaygıları ile daha rahat başa çıkmayı ve kaygılarını kontrol etmeyi öğreniş olurlar.  

YAB tedavisinde antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar depresyonun ve başka anksiyete bozukluklarının tedavisinde de kullanılır. YAB’da etkin oldukları iyi bilinmektedir. Tedavinin amacı kaygı ve gerginliğin hızla tedavi edilmesidir. Tedavide kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri ve bağımlılık riskleri yoktur. YAB’da kaygı gidermeye yönelik kullanılan benzodiyazepin grubu ilaçlar yeşil reçeteyle verilmektedir. Bu grup ilaçlar da ancak “doktorunuzun önerdiği dozlarda ve sürede” kullanıldığında etkili ve güvenli kullanılabilir. İlaç tedavisinin etkisi birkaç haftadan önce başlamayacaktır. İlaç tedavisi belirtiler tamamen düzelene kadar sürmelidir. Tam düzelme sağlandıktan sonrada tedaviye en az 1 yıl daha devam edilmelidir.

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Mustafa Canbazoğlu

Uzm. Dr. Mustafa CANBAZOĞLU, 1976 yılında Bulgaristan - Kırcaali’de doğmuştur. İlk ve orta öğrenimimi Kırcaali - Koşukavak’ta tamamlamış ve 1990 yılında Türkiye’ye göç ederek Bursa’ya yerleşmiştir. 1993 yılında Bursa Çınar Lisesi’nden mezun olmasını takiben Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimine başlamıştır. 1995 yılında ise Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçiş yapmış olan Uzm. Dr. Mustafa CANBAZOĞLU, 1999 yılında tıp eğitimini burada tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 2000-2005 yılları arasında yaklaşık 6 yıl Bursa-İznik bölgesinde pratisyen hekim olarak görev yapmıştır. İhtisasına ise 2005 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda başlamıştır. 2011 yılında ihtisas eğitimini tamamlamış ve Psikiyatri Uzmanı olmuştur. Uzm. Dr. Mustafa CANBAZOĞLU, mecburi hizmet yükümlülü ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
twitter
Etiketler
Yaygın anksiyete bozukluğu nedir?
Uzm. Dr. Mustafa Canbazoğlu
Uzm. Dr. Mustafa Canbazoğlu
Bursa - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube