AFFET


Mutlu olabilmek için yapılması gereken ilk eylem belki de affetmektir.
Affetmek mağdur olan kişinin kabahatli kişiye yönelik olan olumsuz duygu ve davranışlarının azalması olarak tanımlanır.
Affetmek bir farkındalık sürecidir.
Herkesin “onu asla affetmeyeceğim”, “bu yapılanı nasıl affederim”, “kendimi asla affetmeyeceğim” dediği zamanlar olmuştur.
Her insan geçmişinde haksızlığa uğramıştır, bir travma yaşamıştır, bir şok yaşantı yaşamıştır, birilerine çok kızıyordur. Bu yaşantılar öfke, hayal kırıklığı, zarar verme isteği, kin, intikam, nefret, üzüntü, çaresizlik gibi birçok olumsuz duyguya ve sürekli şikayet etmeye, yakınmaya sebep olur.
Bu olumsuz duygular bizim mutluluğumuzun, huzurumuzun, ideallerimizin önündeki engellerdir.
Affetmek fiziksel ve ruhsal sağlığımız için gereklidir.
Artık biliniyor ki olumsuz duygular sadece ruhsal olarak bizi etkilemiyor, aynı zamanda birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Örneğin kanserle ilgili yapılan araştırmalar, her iki kanser hastasından birinin hastalık sebebinin psikolojik temelli olduğunu gösteriyor. Ayrıca kanser hastalarında çözümleyemedikleri bir duygusal travma sonucu kendilerine yönlendirdikleri öfke duygusunun olduğuda tespit edilmiştir.
Affetmek nedenleri-sonuçları görmek, anlamak ve yola daha özgür, daha sağlıklı devam etmektir.
Affetmenin önündeki engeller içsel engellerimizdir.
Kişi affedilmeyecek olarak gördüğü durumlar sonrası üzülür, acı çeker, hayal kırıklığına uğrar ve öfkelenir. Bu olumsuz duygulara karşı bir tür savunma mekanizması gibi kendisini korumak için öfkenin gitmesine izin vermez.
Affetmeyle ilgili inanılan ancak yaygın olarak yanlış bilinen olumsuz düşünceler nedeniyle ise affetmemeyi seçer.
Nedir bu yanlış düşünceler?
1) Affetmek yapılan hatayı unutmak değildir.
Affetmek, ortada bilinen ve hatırlanan bir yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez. Yaşanmış acının farkında olarak, bu acıyı artık taşımamayı seçebiliriz.
2) Affetmek ilişkini sürdürmek zorunda olmak değildir.
İletişimimizi sürdürmemeyi tercih ettiğimiz kişileri de affedebiliriz. Hatta karşıdakinin bunu bilmesini de gerekmez. Affetmek bizimle ilgilidir, yüklerimizi artık taşımamaya karar vermemizdir.
3) Affetmek hataya göz yummak ya da hatanın tekrar edilmesine izin vermiş olmak değildir.
Biz başkalarının davranışını control edemeyiz. Ancak kendi davranışlarımızı, seçimlerimizi kontrol edebilir ve bunların başkaları üzerindeki etkilerini gözlemleyebiliriz. Biz affetmeyi seçtikten sonra diğer kişinin aynı hatayı tekrar yapması ya da yapmaması onun seçimidir.
4) Affetmek hataya hak vermek ve kabul etmek değildir.
Affettiğimiz zaman hata yapan kişiyi suçsuz ya da haklı bulmayız. Affetmek ortada bir hata olduğu ve bunun bizi olumsuz olarak etkilediği gerçeğini kabullenedip devam etmektir. Ancak yaşanılan şey yaşanmamış gibi davranmak da değilidir. Böyle bir durumda hataların tekrarlanma olasılığı yüksektir.
5) Affetmek kendinden ödün vermek, fedakarlık yapmak değildir.
Affettiğimiz zaman başkasının hatasını taşımaktan vazgeçmiş, olayın olumsuz etikilerinden kendimizi kurtarmış ve özgürleşmiş oluruz. Yani kendimize kazanç sağlamış oluruz.
6) Affetmek onu ödüllendirmek değildir.
Affetmek, o kişiyi cezalandırmayı artık istememektir. Çünkü onu cezalandırmak için yapacağımız hiç bir şey bizi iyileştirmez. İyileşmemizi sağlayacak olan affetmektir. Affettiğimiz zaman geçmişte yaşamak yerine şimdiki zamanda olabilir ve anın tadını çıkartabiliriz.
7) Affetmek güçsüz olmak ya da gurursuz olmak değildir.
Affetmek değersizliğimizi değil, tam tersine kendimize verdiğimiz değeri gösterir.
Affetmek…
Kişiyi yüklerinden kurtarır.
Sevgiyi, saygıyı ve güveni arttırır.
İlişkide korkuyu azaltır.
Geçmişte yaşananlarla ilgili yoğun duygu ve yakınmalardan kurtarır.
Kurban psikolojisine, kendine acımaya son verir.
Geçmişin bugün üzerindeki yıkıcı etkisini ortadan kaldırır.
Nasıl affedebiliriz?
1) Acı çekmemeye karar ver
Öncelikle "artık acı çekmeyeceğim" kararını almak gerekir.
2) Kabullen
“Neden bunu yaptın?” ya da “Neden ben bunu yaşadım?” gibi sorularda ısracı olmak, üstüne gitmek faydasızdır. Gerçeği kabullenmek gerekir. Geçmişi değiştiremeyiz, olanları yok saymak ya da baskılayıp unutmaya çalışmak yanlıştır.
3) Duygular hakkında düşün ve suçluluk duygusunu bırak
Tam olarak neden yaralandığımızı anlamaya çalışmak, bu duyguyla ona eşlik eden acıyı ilişkilendirmemize izin verir. Yaralanmış hissettiğimiz nedir? Gururumuz mu, güvenimiz mi ya da fiziki bütünlüğümüz mü? Olayın ne kadarına ben sebep oldum, ne kadarına karşı taraf sebep oldu? Bu şekilde duygularımız üzerine analiz yaparsak çözüm bulabiliriz. Ayrıca birçok kişi affedecek tarafta olmasına rağmen paradoksal olarak yaşadıkları durum ile ilgili kendisini suçlu hisseder. “Başka şekilde davranmadığım için affedilmezim" düşüncesinden de kurtulmamız gerekir.
4) Duygularını ifade et
Saldırganlık, öfke, kızgınlık ve nefret başlangıçta sağlıklı bir psikolojik bir tepkidir. Kişi kendisine yapılanı inkâr ettiği ya da görmezden geldiği zaman maruz kaldığı şeyi kendi üstüne almış olur. Olumsuz duygularımızı hatayı yapana doğrudan ifade edebilir, bir deftere yazabilir, güvendiğimiz birine ya da bir psikoloğa anlatabiliriz.
5) Karşı tarafı anla
Kendimizi suçlu olanın yerine koymak, anlamaya çalışmak bize kendimizi kötü hissettiren şeye anlam katar ve hatta bazı durumlarda da "kabul edilebilir" kılar.
6) Kendine zaman tanı
Affetmek olanları unutmak değildir. Çok çabuk affetmek de kendimizi daha iyi hissettmemizi sağlamaz. Kendimizi duygusal yönden beslemeli ve kendimize gerekli zamanı tanımalıyız.
7) Çözüm odaklı ol
Sorun odaklı değil çözüm odaklı düşünmeli, negatife değil pozitife odaklanmalıyız. Negatiften ders almalı ancak pozitife odaklı ilerlemeliyiz.
Bize karşı yapılan haksızlıklardan, başımıza gelen olumsuz olaylardan şikayet edip, hayatımızı diğerlerinin yönetmesine izin vermek yerine; bunlara rağmen yaşamdan keyif almayı, yüklerimizden kurtulup ilerlemeyi seçebiliriz.