Kalp hastalıklarında nasıl beslenilmeli ?

Kalp hastalıklarında nasıl beslenilmeli ?

Kalp hastalıkları denildiğinde damar hastalıkları da  beraberinde değerlendirilir. Çünkü bu iki sistem birbirini destekler. Kalp-damar hastalıklarının oluşumunda  önemli  rol oynayan kan bulgusu 1900 lü yılların başlarında  kalp damar hastalıkalrı ile ilişkilendirilen kolesteroldür.  

Kolesterol yağ sınıflamasında yer alan , özellikle hayvansal kaynaklı besinlerde yoğun bulunan bir maddedir. Bunlar; kırmızı et,  hayvanların derileri, organ etleri gibi besinlerde  daha fazladır, bunun yanında süt ve süt ürünlerinde, beyaz etde daha düşük oranda bulunur. Ayrıca yağı azaltılmış ürünlerde de normalden daha az bulunur.

Kolesterol  kanda VLDL ye bağlanarak taşınır, VLDL kanda LDL ye dönüşür . HDL daha az kolesterol taşır. LDL damar duvarının içine kolesterolü taşıdığı için kalp damar hastalığı riskini arttırır, HDL ise kandaki kolesterolü karaciğere taşıyarak kolesterolün kanda birikmesini önler.

Bu nedenledir ki VLDL ve LDL kötü, HDL ise iyi kolesterol olarak bilinir. Abdominal şişmanlık dediğimiz vücudun üst kısmının daha şişman olması durumu da kalp hastalıkları riskini arttırır. Burada  kalıtsal özellikler, çevresel  etmenler de rol almaktadır.  Kalp damar hastalıklarının tedavisinde beslenme kanadının mantığını özetlememiz gerekirse “yaşam şekli değişikliği” esastır.

RİSK FAKTÖRLERİ

Yaş (erkeklerde ≥45, kadınlarda ≥55 veya erken menopoz)

Ailede kalp hastalığı öyküsü (birinci derece akrabalardan erkekte 55, kadında 65 yaşından önce koroner arter hastalığı bulunması)

Sigara içmek

Yüksek kan basıncı (Hipertansiyon/ kan basıncı 140/90 mmHg’ ın üzerinde olması)

Hiperkolesterolemi (total kolesterol 200 mg/dl’ın üzeri,

LDL 130 mg/dl’ın üzeri)

Düşük HDL-kolesterol değeri (<40 mg/dl)

Diabetes mellitus

Şişmanlık

Stresle baş edememe

Fazla alkol tüketimi

Fiziksel aktivitenin az olması

Doğum kontrol hapı kullanımı ( sigara içiliyorsa)

Menopoz

DİYET TEDAVİSİNDE ESASLAR;

Kırmızı et haftada 1-2 kereden fazla tüketmeyiniz

Beyaz et: tavuk eti, balık eti, hindi eti,…vb etleri hergün tüketebilirsiniz.

Etlerin yağlı kısımlarını (derisi, koyu renkli etleri,…vb)  tüketmeyiniz.

Haftada 1-2 kez mutlaka kurubaklagil yemeği tüketiniz.

Zeytinyağı, bitkisel sıvıyağlar tercih ediniz.

Katı yağ tüketmeyiniz.

Yağda kızartılmış et  ve diğer tüm gıdaları tüketmeyiniz.

Yağı azaltılmış süt, yoğurt, ayran,peynir, …vb tercih ediniz.

Tam buğday ekmeği, bol tahıllı ekmek, kepekli ekmek, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği,..vb tercih eidniz.

Bulgur pilavı, bulgurla yapılan sebzeli kurubaklagilli yemekler tercih ediniz.

Portakal, mandalina, greyfurt  başta olmak üzere  mevsiminde, avokado dışındaki meyveleri tercih ediniz.

Sebzeleri bol bol ve mevsiminde tüketiniz. Her öğünde mutlaka az yağlı bir salata masanızda bulundurunuz. Günde en az  6-8 porsiyon sebze meyve tüketiniz.

Etli yaptığınız yemeklerde yemeğe ayrıca yağ eklemeyiniz.

Alışveriş yaparken az yağlı veya yağsız et alın.

Sebzeleri doğradıktan sonra uzun süre bekletmeyiniz.

Sebzeleri az suda pişiriniz.

Şeker tüketiminizi azaltınız.

Katkı maddelerinden, hazır gıdalardan, fast food beslenmekten uzak durunuz.

Alkol tüketmeyiniz.

Sigara kullanmayınız.

İdeal vücut ağırlığınızı korumaya çalışın.

Hipertansiyon (yüksek tansiyon) kalp damar hastalıkları için bir risktir. Tansiyonunuzu kontrol altında tutmaya çalışın.

Stresten uzak durun.

Tekli doymamış yağ asitleri:

Tekli doymamış yağ asitlerinden  zengin yağlar oda sıcaklığında sıvı formdadır. Kanola, fındık yağı ve zeytinyağları bu yağ asitlerinden zengindir. Tekli doymamış yağ asitlerinin LDL-Kolesterol ve trigliseridler üzerindeki etkileri nötral olmasına karşın, HDL-Kolesterolünü artırıcı etkisi vardır. Bunlar, çoklu doymamış yağlar gibi oksidasyona yatkın değildirler. Ancak, bu olumlu etkilerine rağmen tekli doymamış yağ asitlerinin miktarı total enerjinin %20’sini geçmemelidir.

Çoklu doymamış yağ asitleri: Yağ asidinde bulunan karbon molekülleri arasındaki çift bağlardan iki veya daha fazlası kırılmıştır. Çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin yağlar oda sıcaklığında sıvı veya yumuşak formdadır. Mısır, soya ve ayçiçek yağlarının çoklu doymamış yağ asidi içerikleri yüksektir. Deniz ürünlerindeki yağların büyük bir kısmını da çoklu doymamış yağ asitleri oluşturmaktadır.

Diyette doymuş yağ asitlerinin yerine çoklu doymamış yağların tüketilmesi ile LDLKolesterolde önemli bir düşüş sağlanabilmektedir. Çoklu doymamış yağ asitleri içinde iki ana grup vardır, Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri.

Omega-6 yağ asitleri (linoleik asit): Omega-6 dan zengin bitkisel yağlar; mısır özü, ayçiçeği, soya fasülyesi yağlarıdır. Linoleik asit vücutta serbest radikal oksidasyonuna yatkın olduğundan, diyette alınan linoleik asit miktarı total kalorinin %10’unu geçmemelidir.

Omega-3 yağ asitleri: Çoklu doymamış yağ asitleridir ve özellikle soğuk sularda yaşayan uskumru, ton, somon, gibi yağlı balıklarda bulunmaktadır. Omega-3 yağ asitleri yağlı deniz balıklarından başka bazı bitkilerde keten tohumu ve yağında, kanola yağında, soya yağında, ceviz ve fındıkta bulunmaktadır. Omega-3 yağ asitleri LDL-Kolesterol yapımını azaltarak kan trigliserid düzeyini düşürmektedirler. Omega-3 yağ asitlerinin kalp koruyucu etkisi nedeni ile bu yağları tüketenlerde koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerde düşüş görülmektedir. Bu etkiyi yapabilecek Omega-3 yağ asidi dozu günlük 850 mg ile 1.5 g’ dır. Günde yağlı bir porsiyon balık yenmesi ile yaklaşık 900 mg Omega-3 yağ asidi alınabilmektedir. Bu nedenle haftada en az 2 kez balık yenilmesi (300 g) önerilmektedir.

Doymuş yağ asitleri: Hayvansal kaynaklı besinlerden kırmızı et, tavuk (derili), tereyağı, tam süt ile bitkisel besinlerden palmiye ve palmiye tohumu yağı ile hindistancevizi yağı doymuş yağlardan zengindir. Diyette alınan doymuş yağ asitleri LDL-kolesterol düzeylerini yükseltir ve insülin direncinin oluşumunda etkin olduğu için diyabete eğilimi artırır. Yağsız/az-yağlı diyet süt ürünleri (peynir, yoğurt, süt) kullanılmalı, kuzu-koyun eti yerine daha az yağlı dana eti ile tavuk, hindi ve özellikle balık tercih edilmeli, sakatat, pastırma, sucuk, sosis, salamdan kaçınılmalıdır.

Trans yağ asitleri: Trans yağ asitleri bitkisel sıvı yağların hidrojenize edilerek katılaştırılması sırasında açığa çıkmaktadır. Ayrıca bazı besinlerde doğal olarak da bulunmakla birlikte, büyük bölümü hidrojene yağlardan gelir. Margarinler, süt ve vitaminlerle zenginleştirilmelerine karşın içerdikleri trans yağ asidi miktarı bilinmediğinden kullanılmaması gerekmektedir. Trans-çoklu doymamış yağ asitleri, LDL-Kolesterol’ ü artırdığı ve HDL-Kolesterol ‘ü azalttığı için kalp damar hastalıklarının oluşumunda önemli bir faktördür. Bu nedenle ticari mutfaklardaki kızartmalarda, hazır yemeklerde, börek, çörek (yağlı çörekler, yağlı kraker) yapımında kullanılan bu yağların tüketimi en aza indirilmelidir.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Berna Çil

Dyt.Berna Çil, 1976 yılında Zonguldak’ta doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde başladığı eğitimini 1998 yılında başarıyla tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır. 

1998-2003 yılları arasında babası Halit TUNÇSOY ile birlikte TUNÇ Catering aile şirketini kurdu. 2000-2003 yılları arasında Sabancı Şirketler  Grubunun Kocaeli bölgesi danışmanlığını sürdürdü. İstanbul’da Yaşam Hastanesi, Hayat Hastaneler Grubu, Aile Hastanesi (Acıbadem Grubu) gibi sağlık kuruluşlarında klinik, poliklinik diyetisyeni olarak çalıştı. Sofra Yemek Üretim ve Hizmet A.Şirketinde proje müdürü ve kalite departmanında görev yapmış olup, mesleki çalışmalarına İstanbul'da bulunan özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Dyt. Berna ÇİL, evli ve iki çocuk annesidir.

Etiketler
Kalp hastalıklarında beslenme
Dyt. Berna Çil
Dyt. Berna Çil
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube